SEN TÜRK’SÜN, BURADA TUVALET HAKKIN YOK……
Gazete sayfaları ve televizyon bültenlerinde yer alan “ Almanya’da İnsanlık Ayıbı “ başlıklı haberin ayrıntılarında, özetle, “ Almanya’nın Badenhausen kentinde, bir okulda okuyan 16 yaşındaki Türk öğrenci, dersin başında tuvalete gitmek için izin istedi. Ancak, öğretmen Dirk H., öğrencisine, Türk olduğunu ve burada tuvalete gitmek hakkı bulunmadığını, söyledi. Olayı doğrulayan okul müdürü Friedrich R., öğretmenin öğrenciden özür dilediğini ve öğretmen hakkında inceleme başlatıldığını, bildirdi “ şeklindeki bilgiler yer aldı. Konu hakkında yorum yapanlar ve haberi sunanlar, Türklerin, Avrupa’da maruz kaldıkları hakaretleri, aşağılamaları, saldırıları ve evlerinde diri diri yakılmalarını (Solingen faciası) hiç duymamışlar, AB ülke liderlerinin “AB bir Hıristiyan kulübüdür, burada Müslüman Türklere yer yoktur” şeklindeki açıklamalarını, bu liderlerin, üyelik sürecinde, bizleri nasıl oyalayıp avutacakları, hatta, uyutup unutacakları konularında, Türkiye’de görevli AB temsilcisi Karen FOX ile internet üzerinden nasıl yazıştıklarını, hiç duymamış gibi davranıyorlardı.
Son yıllarda, AB ülkelerinde hızla yayılan Türk düşmanlığı bir yılın olayı değildir. Geçen dönemlerde, Almanya başta olmak üzere, bazı Avrupa ülkesi, gümrük kapılarında 3 kontrol girişi hazırlamışlar, birinin üzerine “ AB ülkeleri- UE” , ikincisinin üzerine “other nations-diğer milletler”, üçüncüsünün üzerine de “Turks-Türkler” yazmışlardı. Türk yolcular bu özel kapıdan geçerler, şüphelenilenler yan odaya alınarak “ uyuşturucu araması” cümlesiyle iç çamaşırlarına kadar soyunduruyorlardı. Bu hakaretlere, NATO seyahat belgesi taşındığı ve resmi görevle gittiği halde, maruz kalan bir arkadaşım, yaşadıklarını ayrıntılarıyla anlatmıştı.
Kısa bir süre önce, ülkemizde düzenlenmiş olan basketbol şampiyonasına katılan ABD takımının zenci bir oyuncusu “ bu ülkede insanlar çok kötü kokuyor, ölmüş eşek gibi kokuyor “ dememiş miydi? Bu ağır hakaret tepki görmedi ve espri konusu yapıldı. AB ülkelerinin büyük şehirlerinin hava alanlarında, sadece, Türk yolcuları düzene sokmak için THY bilet gişelerinin önünde polis görevlendirilmekte olması acı ve incitici gerçeklerdir. Yapılan değerlendirmelerde, Avrupa ülkelerinde en kötü davranışlara maruz kalanların Türkler olduğu, bu konuda, zenciler ve Araplardan bile geride olduğumuz konusundaki tespitler elbette moral bozucu olacaktır. Rüşvette liste başı olurken, sağlık ve eğitim hizmetleri kalitesinde liste sonunda yer almaktayız. Ankara’da, her yıl düzenlenmekte olan Uluslararası Savunma Sanayi Fuarının birinde, çakmak dağıtan ABD standı görevlisinin, çevresini saran insanımızla dalga geçtiğini, elindeki çakmakları uzanan ellere vermek yerine yere serptiği ve yerlerde, çakmaklardan birini kapabilmek için bir biriyle boğuşan insanımızı, arkadaşlarına göstererek alaylı bir tebessümle izlemelerini, içim burkularak hatırlarım.
Yıllar önce, ülkemizde futbol oynayan zenci bir oyuncu da Türk Milletine ağır bir hakarette bulunmuş, hiç kimse tepki göstermemişti. Collbaly adındaki bu zenci, Rizespor takımında oynarken, Çanakkale Dardanelspor takımında oynayan vatandaşı Kompela’nın, bir araç satışından karakola düşmesi konusunda konuşurken, kameralar karşısında ve bozuk Türkçesiyle “bizim Kompela, Türkiye’de tüm işlerin üçkağıtçılıkla ve hileli yapıldığını öğrenmekte geç kaldı ve başına bu olaylar geldi “ demişti. Tüm halkımıza ağır bir hakaret niteliğinde olan bu sözlere hiç tepki gösterilmemişti. Anlaşılan, ülkemize gelecek olan yabancılara, işin başında, bizleri kötüleyen dersler veriliyor. Günümüzde, Milli değerlerimize, kimliğimize, kurumlara, bayrağımıza, dil ve kültürümüze, zaferlerimize ve tarihimize karşı yapılan hakaretlere karşı tepki gösterme refleksimizi kaybetmiş olduğumuza inanılmaktadır.
Batılılar bizi nasıl tanıyorlar ? ABD’nin Teksas eyaleti, Dallas kentinde “ İster İnan, İster İnanma- believe it or not “ isimli bir müze var. Dünyada yaşanmış ve inanılması zor olan olayları resimleriyle birlikte özetlemişler ve son cümle olarak “ iste inan, ister inanma, bu gerçek “ diye yazmışlar. Her olay bir kutu içinde anlatılmıştı. Kutunun kapağını kaldırıp yazıyı okuyorsunuz, resme bakıp diğer kutuya geçiyorsunuz. İşte, bu inanılmaz olaylar zincirinde, bir kutunun kapağını kaldırdığımızda, içerisinde, bir Osmanlı padişahının resmi var, yanında “ Osmanlı Padişahlarının saraylarında, savaş esiri olarak çeşitli bölgelerden toplanmış “Cariye” denen 300-350 genç kız bulunurdu. Her akşam, bu cariyelerden 10-15’i, saraydaki görevlilerce seçilir ve padişaha sunulur, padişah da bu seçilenlerle seks yapardı “ yazısını okuyoruz. Yazıyı her okuyan ziyaretçi bir “vayy, oyyy, yooo “ çekiyordu. İşte, ABD’de Türkler böyle tanınıyor. Görevim sırasında, ülkemizi tanıttığım bir konuşma sonrası, katılımcılar tarafından bana sorulan sorular arasında “ köylerinizde, kırsal kesimlerde, evlerin altında hayvanlar, üzerinde insanlar yaşarmış doğru mu? “ sorusu da vardı. Cevaplamakta zorlandığım bu konuyu, yayınlamış olduğum “ Bana Hangi Soruları Sordular?” başlıklı yazımda anlatmıştım. Türk Milleti olarak 2000 yıllık bir devlet ve kültür geleneğimiz var. Avrupa içlerine kadar genişlemiş, hükmetmişiz. Toprak genişliği ve uzun ömrü ile tarihte yerini almış olan büyük bir imparatorluk kurmuşuz. Toprak büyüklüğü ve nüfusu ile hala Avrupa’nın sayılı ülkelerindeniz. Fakat, sayısız ülkenin vize uyguladığı bir ülke olarak, Sırbistan gibi, bizimle kıyaslanmayacak kadar önemsiz ülkelerin bile vizeyi kaldırmasını sevinçle karşılayan bir ülkeyiz. Bu olaylar ve maruz kaldığımız kötü davranışlar konusunda bizlerin de eksiklerimiz ve hatalı davranışlarımız olabileceğini düşünmek, ortaya çıkan olumsuz durumları da giderici yönde çaba harcamak zorundayız.. Değilse, bize karşı olan bu üzücü tutumlar sürer gider, bizler de, her kötü olayda karşıdakiler suçlamaya devam ederiz . Alman öğretmenin, Türk olan öğrencisine, “ sen Türksün, burada tuvalete gitme hakkın yok” demesini, bir insanlık ayıbından öteye, bir insanlık suçu olarak görüyorum ve bu aşağılık ırkçılığı sonsuza kadar lanetliyorum…
Yazan : Av. Avukat Naci SÖZEN , 20 Aralık 2010 - ANKARA
Bu haber 2271 defa okunmuştur.