KUDUZ KURDUN İNTİKAMI
Kazancı çevresinde, bir zamanlar “ kuduz kurd “ dehşeti yaşanmıştır. Dağlardaki sürülere ve sığırlara saldıran kurt gurubunun başında, anormal derecede büyük bir kurt bulunduğu ve kış mevsiminde yiyecek bulmak için köyün içlerine kadar indiği hep anlatılmıştır. Bu guruptan bir çok canavar öldürülmüş fakat sürü başı kurt hep kaçmayı başarmıştır. Halk arasında “ goca gurd “ diye anılmakta ve yaylalarda yatan herkese dua ederken “ Allah, goca gurdun hışımından korusun “ denmektedir.
Aradan geçen yıllara rağmen, kurt tehlikesi her yerde ve her zaman var olmuştur. Bir müddet sonra, bu kurdun yalnız yaşamakta olduğu, sürülere tek başına saldırdığı görülmüştür. Çok geçmeden bunun sırrı ortaya çıkmış, kuduz hastalığına yakalanan koca kurt, reislikten ve sürüden atılmış, bu nedenle yalnız başına dolaşmaktadır. Kurtlar içinde ve sürüler arasında çok katı kurallar olduğu ve bu kurallara hepsinin harfiyen uyduğu belgesellerde görülmektedir. Örneğin, doğum yapacak olan ana kurt, yuva olarak en az üç yer belirliyor, bunlardan birine yavrularını doğuruyor, yuvadan belli bir uzaklığa, hayali olarak çizilmiş bir çizgi var, erkek kurtlar belli bir zamana, yani, yavrular bir seviyeye ulaşana kadar bu çizgiyi ileri kesinlikle geçemiyorlar.
Koca Kurt, artık, yalnız avlanmakta, kış günlerinde yine köy yakınlarına inmekte ve etrafa korku salmaktadır. Kuduz olduğu, uzaklardan duyulan hırlamalarından anlaşılmıştır. Kuduz olunca gözlerinin de iyi görmediği, genellikle, sese doğru hamle yaptığı da bilinmektedir. Yine ağır geçen bir kış mevsiminde, gece boyu yağmakta olan kar nedeniyle dama çıkan Conbat Durmuş, gecenin sessizliği ve karların “ cığış cığış “ yere düşüşleri arasında, Kum Yakadan gelen bir hırıltı sesi duyar. Kuduz Kurt aç kalmış ve sabaha doğru köye gelmektedir. Conbat Durmuş’un evi, şimdiki Zabıta Hacı’nın evinin civarındaymış. Kendi evinden daha aşağıda, dereye daha yakın yerde olan arkadaşı Molla Veli’ye “ Veli, kuduz kurt Kum yakadan dereye iniyor. Hemen eline bir şeyler al ve koş, bende geliyorum, kurt köye girmeden karşılayalım “ diye bağırır. Molla Veli, eline kaptığı bir sopa ile koşmuş, Durmuş ise damdan inip bir şeylerle yola düşmüştür.
Aşağı Mahalle evlerinin sınırı, bir zamanlar Dere Kahveye çok uzaktı. Dereden köye doğru olan yere “ Konak Daş” denirmiş. Molla Veli, elinde sopayla, Konak daşa vardığında kuduz kurt karşısına dikilir. Saldırı ile birlikte sopayı vuramadan kurtla boğuşmak zorunda kalır. Boynuna sarıldığı kurt ile birlikte karlar içine yuvarlanır. Bu boğuşma devam ederken, Conbat Durmuş, elinde sopa ile yetişir ve kurdun kafasına vurmaya başlar. Bu iki kişi, dev kurtla bir müddet mücadele eder. Kurt sersemlemiş ve yer yıkılmıştır. Bu öfkeyle kafasına vurarak kurdu oracıkta, ısırmasına fırsat vermeden öldürürler. Mahalle halkı seslere uyanmış ve olay yerinde toplanmıştır. Bu olay yıllarca, Kazancı ve civar köylerde hep konuşulmuştur.
Kuduz kurt öldürüldükten sonra, dağlarda sürülere ve insanlara kurt sürülerinin saldırıları artmıştır. Hatta, sürülerde kurtların öldürdüğü keçileri yemeden bıraktığı konuşulmaktadır. Bunun nedeni olarak, “ kurtlar aç olmadıkları halde, sürülere saldırıp öldürüyorlar, bunun nedeni kuduz kurdun çocukları intikam alıyor “ söylentisine neden olmuştur. Aslında, kurtlar, ne kadar aç olsa da ilk öldürdüğü hayvanı yemeye başlamaz, sürüdeki son canlı hayvanı da öldürene kadar saldırısına devam edermiş. Bazen, bir koyak başında kıstırdığı bir gurup koyunu, goyağın (geniş vadi veya dere ) sonuna kadar öldürerek adeta araziye serer ve son öldürdüğünü yemeye başlarmış.. Bu nedenle, halk arasında “ sürüye kurt girmiş” tabiri kullanılırmış.
Kuduz kurt olayı ve çocuklarının intikam peşinde oldukları dilden dile dolaşmaktadır. Anneler, yaylaya gönderdikleri çocuklarına, karanlık çükmedem köyde olmalarını tembih ederlerken “ kuzum, kuduz kurdun yavruları intikam almak için dolaşırlarmış “ diyerek bu korkularını dile getirirlermiş. Molla Veli, bizim çocukluğumuzda tanıdığımız, Rahmetli Molla Velinin İbrahim dedenin babasıymış. Bu kişinin çok cesur olduğu bilinmektedir. Hüseyin Kayacık’ın oğlu Veli’nin adı işte bu Molla Veli rahmetlinin adından gelmektedir. Conbat Durmuş ise, çok az kişinin hatırladığı bir Kazancılıdır. Bu kişinin kızına Conbat Havva denirmiş. Türbesekisi mahallesinden Hasan Çavuşun Süleyman ile evlenmiş. O’nun kızı Dursun Ayşa, Kazancıköy mahallesine gelin gitmiş.
Kazancı ve Kazancılılar, hayatın her aşamasında, hem esprili, hem de, birlik ve beraberlik içinde, cesaretle hareket etmekle anılırlar. Bir devirde, yaylalara göçen Yörük obalarında kadınlar, söz dinlemeyen yaramaz çocuklarını “ bak, Gazancılı Pambık geliyor “ diyerek korkuturlarmış. Bu olayı da gelecek sayıda yazalım…
Yazan : Av. Naci SÖZEN (Kazancı ve Kazancılılar Hakkında Bilmek İstediklerimiz ) ismini vermeyi planladığımız kitap taslağı belgelerinden )
Bu haber 2692 defa okunmuştur.