Kazancı Haber (.Bir haberden daha fazlası.)
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORUM

EN ÇOK OKUNANLAR

ANKET

Alanya İl olursa Kazancı bağlansın mı




Tüm Anketler

MALAZGİRT ZAFERİ 952. YILINDA KUTLANIYOR

Naci Sözen

24 Ağustos 2023, 22:25

Naci Sözen

Malazgirt Savaşı ve Kutlu Zaferi, Anadolu topraklarının Türk Milletine yolunu açan ve bu toprakların “VATAN” olması sürecinin başlamasını sağlayan çok önemli ve tarihi bir zaferdir. Türk Milletinin bu kutlu zaferini kutluyoruz.

Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan Han başta olmak üzere, bu savaşın yüce kahramanlarını rahmetle ve şükranla anıyoruz. Bu büyük zafere giden yolda verilmiş olan mücadeleler ve kazanılmış olan küçük çaplı çok sayıda savaş, çatışma ve kuşatmaları zaman ölçüsünde okumak ve bu zorlu yolun nice zorluklarla aşıldığını öğrenmek genç kuşaklara öğretmek gerekmektedir.

ABD/Teksas/ Dallas/Seppart Eğitim Merkezinde Türkiye hakkında bir taktim yapmam istediğinde, tahtaya bir Türkiye haritası çizdim, doğudan bir ok ile Anadolu’yu gösterdim ve yanına M.S. 1071 yazdım. Anlatıma başlayınca “Türklerin Anadolu’ya Milattan Sonra 1071 yılında Malazgirt Meydan Savaşı zaferiyle girdiğini” söyledim. Dinleyiciler arasında bir uğultu yükseldi. İnanmakta zorluk çekiyorlardı. Tarihi geçmişleri 275 yıl olan bir devletin vatandaşları için bu tarihi derinlik inanılmaz geliyordu. Malazgirt Zaferi ve sonuçlarının önemini değerlendirmek için sayılamayacak kadar gerçek neden vardır.

Bilindiği üzere, 26 Ağustos 1071 tarihinde, Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan Komutasındaki Türk Ordusu, Bizans İmparatoru Romenos Diogenes ordusuna karşı Malazgirt ovasında kazandığı zafer, yalnız Türk-İslâm ve Bizans tarihinde değil, dünya tarihi içinde bir dönüm noktası olmuş ve neticesi günümüze kadar gelmiştir, Bu zafer sonrası, Üzerinde yaşadığımız ve 1000 yıldan beri vatan bildiğimiz bu toprakların, bize kazandırılmasında büyük payı olan "Malazgirt Zaferi" tarihi bir olay olarak da ayrı bir özelliğe sahiptir. Tarihte öyle olaylar vardır ki, tesirleri yüzlerce, binlerce yıl devam eder, öyle olaylar vardır ki. Zamanlarında büyük heyecanlar uyandırmalarına rağmen, daha sonraki dönemler için hemen hiçbir mana ifade etmeyebilirler.

Tarihten hatırladığımız, Büyük İskender'in İran ve Hindis-tan'a kadar gitmesi, Napolyon'un Fransa dışındaki zaferleri, Timur'un 1402 tarihinde Yıldırım Beyazıt'ın Ankara savaşında yenmesi v.b. olaylardan bugün hemen hiçbir iz kalmamıştır. Oysaki, 26 Ağustos 1071 tarihinde Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan'ın Bizans İmparatoru Romenos Diogenes'e karşı Malazgirt ovasında kazandığı zafer, yalnız Türk-İslâm ve Bizans tarihinde değil, dünya tarihi içinde bir dönüm noktası olmuş ve neticesi günümüze kadar gelmiştir. Malazgirt Zaferi sonunda Anadolu'da, Bizans-Grek-Ortodoks kültürü yerine Türk-İslâm medeniyeti hâkim olmuştur.

Tarihi kaynaklardan alıntı yaparsak ; “Hazırlıklarını tamamlayan ve Ahlât’tan hareket eden Sultan Alparslan, Ahlât-Malazgirt yolunu takiben Malazgirt yakınındaki Rahve ovasına karargâhını kurmuştu. Savaş öncesinde son defa olarak imparatora barış için bir elçilik heyeti göndermiştir. İmparator bu davranışı sultanın korkmuş olmasına bağlayarak barış teklifini reddetmiş, sultanın elçisine, savaşın galibi kumandan edasıyla sorular sormuştur. Bunlar arasında "Hamedan'm soğuk olduğunu öğrendik Biz İsfahanda, atlarımız da Hamedan'da kışlayacaklar" gibi sözler sarf etmiştir.

Sultan Alparslan'ın elçisi îbnül'Mahleban ise, bu sorulara: "Hayvanlarınız Hanedan’da kışlayabilir, fakat sizlerin nerede kışlayacağınızı bilemem" şeklinde cevap vermiştir. İmparator savaşı kazanacağından o kadar emin olmalı ki, yanında bulunan kumandan¬larına, Suriye, Irak ve İran'da bulunan vilayetlerin yönetimini taksim etmişti. Diğer yandan kumandanlarına güvensizliği sebebiyle de savaş öncesi onlardan ayrı ayrı sadakat yemini almıştır.” şeklindeki bilgileri hatırlamış olalım.

Bizans ordusunun sayıca üstünlüğüne rağmen bazı zayıf noktalarını görememiştir. Bu zayıf noktaları arasında;

1- Bizans ordusunun karışık ve kozmopolit olması, 2- Ordusunun disiplinden yoksun bulunması, 3- Bizans İmparatorunun başa geçtikten sonra bazı komutanları tasfiye etmesi, 4- Ordunun maddi ve manevi bir çöküntü içinde bulunması, 5- Komutanlar arasında çekememezlik ve büyük bir rekabetin bulunması ve birbirlerine entrikalar çevirmeleri, 6- Ordunun iyi idare ve şevkten yoksun olması, organize bozukluğunun bulunması. 7- Türk ve Bizans ordularının savaş düzenlerinin ve taktiklerinin farklı olması

Yukarıda belirttiğimiz gibi Bizans ordusu sayı itibarı ile kabarık olmasına karşı Türk ordusunun miktarına gelince, Alparslan'ın yanında 4000 gulan askeri, 10.000 gönüllü, 15.000 hassa askeri, Malazgirt'in kuzeyinde katılan birlik¬lerin sayısı, 20.000 Ahlat'ta katılanların sayısı, 20.000 olmak üzere toplam 64.000 olduğu ancak bazı kaynaklarda bu sayının 50.000 civarında bulunduğu belirtilmektedir.

Türk ordusunun sayıca az olmasına rağmen bazı avantajlarının bulunduğu görülmektedir. Bu avantajlara baktığımızda:

1- Türk ordusunun yalnız Türklerden Kurulu olması 2- Ordunun tamamına yakın süvarilerden teşkil olması 3- Çok değerli bir komutan kadrosuna sahip olması. 4- Ordusunda intizam, nizam ve disiplini olması. 5- Sevk ve idare kabiliyeti çok üstün komutanlar arasında Bizans ordusunda olduğu gibi rekabet ve anlaşmazlığın olmaması.

Selçuklu ordusunun bir kısmı pusu için ayrılarak, asıl kuvvet Sultan'ın komutasında cephede kaldı, savaşa Selçuklu taarruzu ile başlanarak önce, Bizans'ın Sağ kanadına taarruz edildi. Bu kolda bulunan Uzlar (Oğuzlar) ve Peçenek Türkle¬rinin Selçuklu saflarına geçmesiyle bu cephe çabucak bozuldu. Daha sonra, Bizans'ın sol kanadına taarruz edilerek o da bozguna uğratıldı. Selçuklu ordusu karşısında sadece sağ ve sol kollardan, gerideki ihtiyat birliklerden yardım almayan Romanus Diogenes'in kumanda ettiği merkez kuvvetleri kaldı. Şiddetli bir Selçuklu baskısıyla bu kuvvetler de kısa sürede yok edilerekÇatışmam çok şiddetli başlamıştır. Bizans İmparatoru, yaralanması, atından düşmesi sonucu öldürülmek istenmişse de, İmparator olduğumu anlayan bir asker tarafından esir edilmiştir. Bu arada pek çok esir edilen komutan ile birlikte, zincirli olarak Alp Arslan'ın huzuruna getirilmiştir. Bizans ordusu 6 saat içinde tamamen çökertilmiştir. İmparatorun yapacak bir şeyi kalmamış kaderine razı ölüm emrini beklemiş, ancak Alp Arslan'ın lütfuna mazhar olmuş sulh imzalayarak memleketine dönmüştür.

Arap kaynaklarına göre 26 AĞUSTOS 1071 cuma günü öğleden sonra başla¬yan savaş akşama doğru bitirilmiş, Bizans ordusu¬nun tamamına yakını yok edilerek Malazgirt savaş meydanı cesetlerle dolmuştu. Ordunun bütün teçhizat ve ağırlığı ise ganimet olarak kalmıştır.

Nihayet, 27 Ağustos günü tamamen imha edilmiş, kalanlar ise esir düşmüş olan Bizans ordusu Türkler için, artık bir tehlike olmaktan çıkmış, Anadolu kapıları ise Türklere tamamen açılmıştır. Büyük kuvvet dengesizliğine rağmen kısa bir zamanda kesin bir netice alınmasına Alp Arslan ve komutanlarının üstün sevk ve idaresinin bir sonucu olarak görülmesi, karışık düzensiz sevk ve idareden yoksun ve kendini beğenmiş bir impara¬torun başta bulunması da yardımcı olmuştur.

Anadolu’nun Türkleşmesine, İslamlaşmasına ve bir vatan olmasına yol açan bu büyük zaferin akisleri İslam alemi ve Hıristiyan alemin kalesi durumunda olan Bizans böyle büyük bir hezime-te uğramasını Hıristiyan devletler gururlarına yedirmemişler, Türkleri bir tehdit aracı olarak görmeye ve Anadolu’dan atmaya karar vermişler¬dir. Nitekim Avrupa kilisesi 1095 yılında Türklere karşı haçlı seferlerini de başlatmışlardır. Bu zaferle Türkler orta doğuda İslam âleminin koruyuculuğunu, İslamiyet’in kalkan görevini ka-zanırken, Bizans’ın nüfusunun kırılmasına, çeşitli din ve mezhepteki insanların Türkleri bir kurtarıcı olarak görmelerine sebep olmuştur. Bu aziz vatanın bizlere böylesine büyük bir zafer kazanarak armağan eden ecdadımız, şehadet mertebesine ermenin huzuru içinde görevlerini tam ve eksiksiz yapmışlardır.

Şüphesiz yeni nesiller, böylesine büyük zaferler ile bizlere emanet ettikleri bu aziz vatanı korumak ve ecdadına layık olmak istemiş yakın bir geçmişte 30 Ağustos 1922 de düşmanlarına gereken dersi vermesini bilmiştir. Bu büyük zaferi kutlamanın sevincini yaşarken, aziz şehitlerimizi rahmetle anar, şerefli mazisi zaferler ile dolu kahraman Türk ordusuna ve mensuplarına şükranlarımızı iletmeyi bir borç biliriz.

. İmparator, Sultan'a 1,5 milyon dinar ödemek, her yıl Selçuklulara 300.000 dinar, vermek istenildiği kadar Rum Askerini Selçuklu emine vermek. Malazgirt, Urfa ve Antakya’nın geri verilmesi, Müslüman esirlerin serbest bırakılması gibi çok hafif şartlarla serbest bırakılmıştır. Alparslan’ın yanında birkaç gün kaldıktan sonra, tacı ve tahtıyla beraber Bizans İmparatorluk tahtına iade edilmek üzere 200 kişilik bir Türk birliği tarafından korunarak Sivas'a getirilen Diogenes, Bizans tahtına oturmamıştır.

O, daha savaştayken 24 EKİM 1071'de Bizans tahtını ele geçiren VII. Mihael antlaşma şartlarını uygulamaya fırsat vermedi. Diogenes tahtını geri almak üzere müca¬deleye devam etti ise de 1072 yazında yakalanıp gözlerine Mil çekildikten sonra öldü.

Bu zaferden sonra yeni vatanı dili, dini, kültürü, sanatı, elemeği ve göz nuru ile dantel gibi işleyen Türkler daha sonra Balkanlarda Akdeniz de, Karadeniz de, Orta-Doğu'da, Kuzey Afrika ve Yemen'de yaptıkları siyasi ve askeri mücadelelerde burasını birer üst olarak kullanmışlardır. Anadolu’ya gelen Türkmenler, yeni yerleştikleri köylere Şehirlere, Ova ve yaylalara Kınık. Bayındtır, Kargın, Peçenek. Eymür, Iğdır, Döğer, Kayı, Afşar, Beydili, Salur, Çubuk, Afşin, Oğuzeli, Artuklu, Alagöz, Ahmetli, Hüsiyenli, Aktepe, Göktepe, Uzunyayla, Karayayla, Bozova, Çukuro¬va, vb. gibi tamamen öz Türkçe olan kendi boy ve şahıs adlarını verirken kendileri de yer adlarını almaya, bu topraklar üzerinde çok çeşitli hatıralar¬la dolmaya başladılar. Bu uygulama ile uğrunda her aile ferdinin ölebileceği yeni Türk vatanı doğdu. Dil, din. kültür, gelenek ve görenek ve etnografya yönünden tam bir birlik sağlayan Türk Milleti yeni Vatan Anadolu ile kaynaşarak vatan ve millet bütünlüğü sağladı. Dökülen kan ve gözyaşı, sarf edilen el emeği ve göz nuru ile Anadolu maddî ve manevî yönden kutsallaştı. Bu kutsal kabul edilen topraklar üzerinde, acı, ızdırap, el emeği ve göz nuru simgeleyen mezar taşları, türbe ve anıtlar, camiler, mescitler, hanlar, hamamlar ve köprüler birer birer yükselerek kutsal mühürler durumuna geldiler. Anadolu da Selçuklu devletinin mirası üzerine kurulacak olan Osmanlı Devleti Anadolu ile yetinmemiş, Viyana kapılarına kadar dayanmıştır. Sonuç olarak, Bu zaferden sonra yeni vatanı dili, dini, kültürü, sanatı, elemeği ve göz nuru ile dantel gibi işleyen Türkler daha sonra Balkanlarda Akdeniz de, Karadeniz de, Orta-Doğu'da, Kuzey Afrika ve Yemen'de yaptıkları siyasi ve askeri mücadelelerde burasını birer üst olarak kullanmışlardır.

Anadolu’ya gelen Türkmenler, yeni yerleştikleri köylere Şehirlere, Ova ve yaylalara Kınık. Bayındtır, Kargın, Peçenek. Eymür, Iğdır, Döğer, Kayı, Afşar, Beydili, Salur, Çubuk, Afşin, Oğuzeli, Artuklu, Alagöz, Ahmetli, Hüsiyenli, Aktepe, Göktepe, Uzunyayla, Karayayla, Bozova, Çukuro¬va, vb. gibi tamamen öz Türkçe olan kendi boy ve şahıs adlarını verirken kendileri de yer adlarını almaya, bu topraklar üzerinde çok çeşitli hatıralar¬la dolmaya başladılar.

Bu uygulama ile uğrunda her aile ferdinin ölebileceği yeni Türk vatanı doğdu. Dil, din. kültür, gelenek ve görenek ve etnografya yönünden tam bir birlik sağlayan Türk Milleti yeni Vatan Anadolu ile kaynaşarak vatan ve millet bütünlüğü sağladı. Dökülen kan ve gözyaşı, sarf edilen el emeği ve göz nuru ile Anadolu maddî ve manevî yönden kutsallaştı. Bu kutsal kabul edilen topraklar üzerinde, acı, ızdırap, el emeği ve göz nuru simgeleyen mezar taşları, türbe ve anıtlar, camiler, mescitler, hanlar, hamamlar ve köprüler birer birer yükselerek kutsal mühürler durumuna geldiler.

Zafer Kutlama törenleri ; Muş Valisi İlker Gündüzöz de Kaymakam Yiğit Yaşar Demirer, İl Emniyet Müdürü Engin Kaloğlu, İl Jandarma Komutanı Albay İlhan Şen ve Malazgirt Belediye Başkanı Cengiz Altın'la birlikte Danişmentgazi Mahallesi'ndeki 238 hektar alanda kurulan Malazgirt Meydan Muharebesi Tarihi Milli Parkı'nda, etaplar halinde yürütülen çalışmaları inceledi Muş'ta Malazgirt Zaferi'nin 952. yıl dönümü nedeniyle meşale yakıldı, Türk bayrağı açıldı Malazgirt'in dünya ve Türk tarihi için çok önemli olduğunu belirten Gündüzöz, tüm gençliğin dünya mirası olan bölgeyi görmesi ve ilçenin dünyaya tanıtılması açısından bu etkinliklerin önemli olduğunu vurguladı. Geçmiş yıllara göre Malazgirt'te daha kuvvetli bir etkinlik takviminin olacağını bildiren Gündüzöz, şunları kaydetti: "Geçmiş yıllarda yapılan aktivitelerin yanında daha da geliştirilmiş etkinlikler söz konusu olacak. Tabi sadece Malazgirt değil, Bitlis'in Ahlat ilçesinde de etkinlikler yapılacak. Bu coğrafyayı bir bütün olarak değerlendiriyoruz. Şehitlerimizin kabirlerinin bulunması ve savaş alanının savaş arkeolojisi teknikleriyle ortaya çıkması için Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde kazı ekibi çalışmalarına aralıksız devam ediyor. İnşallah önümüzdeki yıllarda burası çok daha iyi noktalara gelecek."

Malazgirt Savaşı ve Kutlu Zaferi, Anadolu topraklarının Türk Milletine yolunu açan ve bu toprakların “VATAN” olması sürecinin başlamasını sağlayan çok önemli ve tarihi bir zaferdir. Türk Milletinin bu kutlu zaferini kutluyoruz. Yazan-Derleyen : Av. Naci SÖZEN (Em.Hv.Kd.Alb.)

23.08.2023, Alanya/ANTALYA AÇIKLAMA : Tarihi kaynaklar, esreler, makaleler ve belgelerden alıntılar yapılarak yazılmıştır. Bu kaynakları hazırlayan insanların emeğini saygılar sunuyorum. N.S.

Bu haber 184 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
Demokrasi Kazansın01 Nisan 2024

HABER ARA


Gelişmiş Arama

© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez.

RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi