Kazancı Haber (.Bir haberden daha fazlası.)
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORUM

EN ÇOK OKUNANLAR

ANKET

Alanya İl olursa Kazancı bağlansın mı




Tüm Anketler

18 Punto 16 Punto 14 Punto 12 Punto Anasayfa » Naci Sözen

ERMENEKLİYE NERELERDE RASTLADIM ? -(2)

Naci Sözen

13 Aralık 2022, 12:39

Naci Sözen

Ege denizinde petrol aranması konusunda Yunanistan ile aramızda yaşanmış olan Mart 1984 krizi başlarındaydı. Görevli olduğum İzmir’in Karaburun ilçesi şehir merkezinde bulunuyordum. Makam aracı ile şehirdeki işimi tamamlayıp, öğlenden sonra, havanın da kararmaya başlaması nedeniyle, yağmur ve fırtınaya yakalanmadan görev yerime varmak için hemen yola çıktım. Makam aracı ABD yapımı yeni model bir jeepti ve araçta benden başka sadece şoför vardı. Şehrin yakınlarındaki sarp kayalıklardan geçen yolu tırmanmaya başladık. Fırtınalı hava gittikçe kötüleşti ve şiddetli bir yağmur başladı. Yağmur öyle aşırı yağıyordu ki, aracın silecekleri yetersiz kalıyordu. Yaklaşık 20 km olan yolumuz hep dağ tırmanışı şeklinde ilerliyordu. Kayalıklar ve derelerden sonra bir düzlüğe geldik.. Sisler ve yağmur altında olan yolun ilerisinde bir kişinin bizimle aynı yöne gitmekte olduğunu gördüm. Yolumuzun ilerisinde Yayla köyü diye bilinen bir yerleşim yeri ve arazide dağılmış olan çoban ağılları vardı. Bu yolcu, köye veya çoban ağıllarından birine gidiyor olmalıydı. Arabamızın sesini duyarak geriye bakan yolcu hemen kenara çekilip durdu ve başını bizden tarafa çevirerek beklemeye başladı. Biraz daha yaklaştığımızda, yolcunun sırtında bir çuval olduğunu, yağmurdan sırılsıklam ıslanmış ve yorulmuş vaziyette resmi (askeri) aracımıza el kaldırmamasına rağmen, adeta “ beni araca alın “ der gibi mahzun bir bakışla durduğunu gördüm. Resmi araca görevli olmayan kişilerin alınması yasak olmasına rağmen, bu şartlar altındaki yolcuyu görmezden gelmekte zordu. Hemen karar vermezsem bekleyen yolcunun önünden geçip gidecektik ki, vicdani duygularım ağır bastı ve şoföre “dur” emrini verdim. Aracımızın durduğunu gören yolcu canhıraş bir hamle ile atıldı. Kendisine, elimle aracın arka kapısından binmesi işaretini verdim. Kapıyı açan adam önce çuvalını koydu, sonra araca binerek koltuğa oturdu. Bu arada hayır dualarını ve selamlarını mırıldanıyordu. Geriye döndüm ve “ arkadaş bu havada neden yayan yola çıktın, köye mi, yoksa ağıllardan birine mi gidiyorsun?” diye sordum. Aslında, bu yolcu nereye giderse gitsin, kısa bir süre sonra köy yolunun ayrılma noktasına gelinecek ve mutlaka orada araçtan inecekti. Bu soruma cevap olarak “ köy yoluna gideceğim, köyden sonra daha çok yolum var “ deyiverdi. Bu cevap karşısında şaşkınlığım daha da arttı ve yolcunun haline bakışımı sürdürdüm. Bu garip yolcunun, sırtında yükle, iliklerine kadar ıslanmış, çamur ve su içinde fırtınayla boğuşarak uzun yolu nasıl gideceğini düşünürken, yolun sonunda Orman İşletmesine ait fidan dikim sahasındaki çadırına gitmekte olduğunu duydum. Adamın bu bölgeden olmadığını tahmin ederek “arkadaş sen nerelisin ?“ diye soruverdim. Bu soruma karşılık adamın cevabı “ Ermenekliyim “ olunca büyük bir şaşkınlık yaşadım ve “ olamaz ” dedikten sonra bir kaç saniye konuşamadım. Şaka gibi bir durumla karşı karşıyaydım. Karşımdaki adamın, bu mevsimde ve bu şartlarda Ermenekli bir kişi olması düşünülebilecek en son ihtimaldi. Şaşkınlığım geçince “ vay benim garip hemşerim, Ermenek nere, Karaburun dağ yolları nere, buralara nasıl düştün, bende Ermenekliyim, Kazancıdanım, sen Ermenek’in neresindensin ? “ diye sordum. Araca aldığım hemşerim, bir çok köylüsü ile birlikte orman fidan dikim bölgesine çalışmak için geldiklerini, Başdere ve civar köylerden olduklarını, her yıl bu mevsimde topluca gelip dikim yaptıklarını, önceki yıllarda dikilen fidanların bakımlarını da yaptıklarını, Urla Orman İşletme Müdürlüğünün kendilerinden başka işçi çalıştırmadığını anlattı. Şaşkınlığım biraz geçti ve hemşerilerimin bunca uzaklıktan özellikle çağrılarak bu önemli işte çalıştırılmakta olmaları çok hoşuma gitti. Biz bu konuşmaları yaparken yol ayrımına gelivermiştik. Bunu şoför durunca anladım. Garip hemşerim, çuvalını da alarak araçtan indi ve bin bir teşekkürler, dualar ve iyi dileklerle vedalaştıktan sonra, sırtladığı yükü ile Yaylaköy istikametine doğru yola koyuldu.. Arkasından bakarken, kendisi için başka bir yardım yapmanın mümkün olmamasına üzüldüm ve kötü hava şartlarında çadırına nasıl varacağı hususu yolumun sonuna kadar aklımı meşgul etti. Para kazanmak, ekmek ve aşını temin etmek, ailesinin rızkını elde etmek için insanlar nerelere kadar geliyor, kış şartlarında ve dağ yollarında ne şartlarda çalışıyor, bu şartlarda kazanılan paralar nasıl harcanıyor gibi şeyler kafamın içinde adeta cirit atıyordu ki birliğin sınırlarından giriverdik ve yolculuğumuz tamamlandı. Bu olayın devamı da var. Bahardan sonra yaz mevsimi gelince Urla Orman İşletme Müdürü ve yanındaki heyet birliğimize geldiler. Bölgenin en yüksek tepesi olduğu için yaz boyunca faal olacak bir yangın gözetleme kulesi kurmak istiyorlardı. Fidanlık ve orman alanlarını gören bir noktayı seçtikten sonra misafirlere çay ikram ediyorduk. Orman İşletme Müdürüne, Ermenekli olduğumu ve ilk baharda yolda araca aldığım hemşerimi anlattım. Müdür de şaşırdı ve işcinin anlattıklarının doğru olduğunu söyledi. Bu insanların fidan dikme işini büyük bir zevkle yaptıklarını, ikinci kış geldiklerinde fidanlarını görünce mutlu olduklarını ve bu fidanlara çocukları gibi özen gösterdiklerini, her yıl onların çağrılarak çalıştırıldıklarını anlattı. Hemşerilerimin böyle övülmesi beni de mutlu etmişti elbette. Sonrasında, bakalım Ermenekliye daha nerelerde rastlayacağım diyerek işime koyuldum… Yazan : Av. NACİ SÖZEN ANKARA

Bu haber 264 defa okunmuştur.

 Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

SON YORUMLANANLAR

Demokrasi Kazansın01 Nisan 2024

HABER ARA


Gelişmiş Arama

© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez.

RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi