KAZANCI HABER (... Bir Haberden Daha Fazlası ...)
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORUM

Ermenekliye Nerelerde Rastladım ? – (8)

Naci Sözen

28 Ocak 2023, 23:35

Naci Sözen

Ermenekliye nerelerde rastlayabileceğimi hep merak ettim ve bulunduğum her yerde karşıma çıkan kişinin, bana, bu yönde bir sürpriz yapabileceğini ihtimaller içinde bulundurdum. Bazen, bir ihtimalin bile söz konusu olamayacağı zaman ve yerde, bir hemşerime rastladığım da oluyordu. Bu örneklerden biri de, uzun yıllar önce, rüzgarlı bir kış gecesi, yüksek tepelerin birinde, karşıma çıkan ufak tefek bir şoförün “ Ermenekliyim “ cevabını vermiş olmasıyla yaşanmış bir hatıramdır. Ege denizinde petrol aranması konusunda, Türkiye ile Yunanistan arasında, 1983-1984 yıllarında yaşanmış olan “ Ege Petrol Krizi ” sırasında, iki ülkenin savaşın eşiğinden döndüğü hatıralardadır. Kış mevsiminin çok ağır şartları altında, Karaburun ilçesi yakınlarındaki en yüksek tepelerden birinde hayatta kalma mücadelesi veriyorduk. Sabit tesis ve bina olmadığından, saatte 150-200 km hızla esen rüzgar her şeyi sürükleyip götürüyor, ayaklarımızın altında fışkıran şimşek ve yıldırımlar her şeyi yakıp yıkıyordu. Bir gece sabaha karşı, orajlı (elektrik yüklü zıt kutupların olduğu) bir bulut içinde kaldık. Şimşekler çaktıkça, elektrik prizlerinden alevle fışkırıyordu. Kimse bulunduğu yerden bir adım daha atamadan 2 saat bekledi. Rüzgarlı şimşekler yerimizi terk ettiğinde, elektrik telleri, şehirden gelen telefon teli, santral, hoperlör, kat kaloriferi dahil yıldırımların etkisiyle yanıp kavrulmuştu. Yıldırımlar, yukarıdan tepemize düşmedi, bizzat, bizim içinde bulunduğumuz arazi ve havanın içinde oluştu. Bu olayları başkalarının anlatımlardan dinleyerek hayal etmek ve canlandırmak mümkün olmadığından okuyucunun aklını daha fazla zorlamayalım. Bir akşam, elektriklerimiz yanıyor, radyomuz ve televizyonumuz çalışıyordu. Aniden ışıklar gitti ve her yer karardı. Sonradan öğrendik ki, şiddetli rüzgar, şehirden, dağ başına elektrik getiren ve TEK tarafından inşa ettirilmiş 4 adet kafes demir direği buğday başağını kırar gibi kırmış ve ikiye bükmüştü. İçinde bulunduğumuz şartları biraz olsun hafifletmek için İzmir ilinden bazı malzeme, araç ve gereçler getirilmesi istendi. Yetkili makamlar valiliğe müracaatla, kar, buz ve rüzgar altındaki bu coğrafyaya malzemelerin taşınması için, zamanın YSE kurumundan kamyon istemişler ve yükleri yola çıkarmışlar. Gece vakti sarı renkli (resmi hizmete mahsus) büyük bir kamyon nizamiyeden girdi. Yükleri boşaltmak için ekipler görevlendirdik ve aracın, yollar kapanmadan şehre dönüşünün sağlanmasını hedefledik. Kamyonun şoförünün, biraz dinlenmesi, ısınması ve bir çay içmesi için, çay salonu olarak kullanmaya çalıştığımız karavana (vagon) çağırdım. Karşıma, ufak tefek, sarı benizli, zayıf ve çelimsiz bir adam geldi. İlk bakışta “ bu dev kamyonu, bu çelimsiz adam bu dağlara nasıl getirdi acaba? “ diye geçirdim. Şoförü sandalyeye buyur ettik ve bir çay söyledik. İşler, yollar, hava durumu ve trafikten söz ettikten sonra, kendisine “ İzmir’in hangi semtinde oturuyorsunuz ? “ diye sordum. Şoför, İzmir içinde oturmadığını, Buca ilçesine bağlı Kaynaklar köyünde oturduğunu ve şehre köyden gelip gittiğini anlatı. Daha ben soru sormadan da “ aslen o köylü değiliz, ailecek Ermenekliyiz” deyiverdi. Ülkemin hücra bir dağının en yüksek tepesinde, dışarıda toz dumana karışmış, ayakta durmak bile zorken, çay söylediğim ve buralara nasıl geldiğini düşünerek durumuna acımakta olduğum İzmirli şoför, aslen, Ermenekli çıkmıştı. Tesadüfler beni yine şaşırtmıştı. Hemen yerimden fırladım “ vay benim garip hemşerim, Ermenek nere, bu dağın başı nere, seni buralara hangi kader attı ve benimle karşılaştırdı ?” diyerek dert yandım. Karşımdaki hemşerim sözüne devamla “ Ermenek ilçesi Sarıveliler kasabasından olduğunu, tüm ailesinin de aynı köyde yaşadığını, hatta, babasının Kaynaklar köyü muhtarı olduğunu “ anlattı. Ben şaşkınlık içinde “ bu gurbette, demek sen devlet memuru şoförsün, baban da muhtar ha? “ dedim. Hemşerim ile gurur duymuştum. Ermenekli YSE şoförü hemşerimle sohbetimiz, araç yükü boşaltılıncaya kadar devam etti. Sıladan, hayattan ve hemşerilikten laflar ettik. Kendisi ve ailesinin yerleştikleri yerlerde, kazanmış oldukları itibar ve toplum hayatına etkileri ve katkıları karşısında onlarla bir daha gurur duydum. İlk karşılaştığımızda, bizim iyiliğimize yük getirdiği, zahmetlere katlandığı için sempati ile baktığım bu çelimsiz şoför, yanımdan ayrılırken, gözlerimi yaşartan ve gurur duyduğum bir memleketlim olmuştu. Kendisiyle vedalaştık ve tekrar görüşmek dileğiyle ayrıldık.. Gurbet ellerde yaşamakta olan tüm hemşerilerime, sağlık ve mutluluk dileğiyle, selamlar ve sevgiler sunuyor, başarılar diliyorum.. Yazının sonunu “ Bakalım Bir Ermenekliye daha, nerelerde rastlayacağım ? “ diyerek bitireyim.. Yazan : Av. Naci SÖZEN , Şubat 2008 / ANKARA

Bu haber 57 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

ANKET

Kazancı Haberi Hangi Sosyal Platformudan Takip Ediyorsunuz






Tüm Anketler

Şu Masada Kağıt Oynayanlar Nereli ?29 Mart 2023

HABER ARA


Gelişmiş Arama

© 1999 - 2023 Kazancı Haber Sitesindeki yazı, içerik ve fotoğraflar asla izinsiz kullanılmaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumlar sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez.

RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi