Kazancı Haber (.Bir haberden daha fazlası.)
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORUM

EN ÇOK OKUNANLAR

ANKET

Alanya İl olursa Kazancı bağlansın mı




Tüm Anketler

ERMENİ İHANETİNİN İTİRAFI VE İSPATI

Naci Sözen

04 Haziran 2016, 01:04

Naci Sözen

ERMENİ  İHANETİNİN   İTİRAFI   VE   İSPATI

 

Osmanlı Devleti ve Türk Milleti tarafından, asırlar  boyu süren uzun bir zaman içinde Sadık Millet (Millet-i Sadıka “ olarak adlandırılan Ermeniler, “1915 yılında Anadolu’da soykırıma uğradıkları  yalanıyla tüm dünyayı aleyhimize çevirmiş durumdadırlar. Fatih Sultan Mehmet  tarafından yayınlanan fermanlarla, korunup kollanmaları ve dini kurumlarını oluşturmaları sağlanan, İstanbul başta olmak üzere, ülkenin en güzel yerlerine yerleştirilen, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimlerini gerçekleştirmeleri için sayısız ayrıcalıklar tanınan, devletin tüm hizmet kapıları (elçilik, öğretmenlik, genel müdürlük, milletvekilliği, subaylık doktorluk gibi)  ardına kadar açılan ve 1900’lü yıllara kadar (ilk isyanlarına kadar) devleti olan Osmanlı ve içinde yaşadığı milleti (Türk Milleti) ile hiçbir anlaşmazlığı, kavgası veya çatışması olmamış olan bu Ermeniler, nasıl oldu da “sözde soykırım” iddialarını ortaya atacak olumsuzlukları yaşadılar ? Bu sorunun net ve kesin olan doğru cevabı, Devletine ve Milletine ihanet etmenin bedeli ve kaçınılmaz sonucu olarak bazı olumsuzluklar yaşamış olduklarıdır. Kendi ihanetleri ve isyanları sonucu yaşanan bu bir takım olumsuzlukları, ihanetlerini gizleyerek, olayları yalanlarla süsleyerek ve aşırı şekilde abartarak bu gün gelinen noktaya ulaşmışlardır. Ermenilerin Maskesi mutlaka düşürülecektir.

 

Ermeni isyanları (ihanetleri), cephelerde savaştığımız düşman kuvvetleriyle işbirliği yapmaları ve düşman cephelerine iltihak etmeleriyle başlamış ve ülkenin her yanını ateşler içine atan isyanlarıyla devam etmiştir. İsyan ve saldırılarda  o kadar ileri gidilmiştir ki, Tarihçi (Emekli Büyükelçi) Sayın Bilal ŞİMŞİR’in verdiği bilgilere göre, Ermeni Komitacılar, Padişah Abdülhamid’e, 1905 yılında, İstanbul’da 80 kiloluk bomba ile saldırı düzenlemişler, padişah sağ kurtulmuş, fakat, 26 kişi ölmüş, 58 kişi yaralanmış ve 20 at telef olmuştur. Bu isyanlar ve yaşanan karşılıklı olumsuzluklar uzun bir incelemenin konu olacaktır. Bu yazımızda, okuyucunun bilgisini tazelemek için, Ermeni İhanetinin ispatı ve itirafı olan bir tarihi olayı (mektup) sunacağız.

 

Kendisini “ Milli Ermeni Delegasyonu Başkanı “ olarak tanıtan Bogos NUBAR, The Times gazetesi yazı işleri müdürüne bir mektup yazmış ve gazetede yayınlanmasını istemiştir. Bu mektup, gazetenin 30 Ocak 1919 günlü sayısında yayınlanmıştır. Mektup, Birinci dünya savaşı sonrasında her cephede yenilmiş olan Osmanlı İmparatorluğunun kaderini belirlemek için toplanmış olan Paris Konferansına, Ermenilerin çağrılmamış olması nedeniyle yazılmıştır. Mektup, kaynak dergide yer aldığı şekliyle, (hiçbir kelimesini değiştirmeden)  şöyledir.


 
 
 
 “Paris 27 Ocak 1919,Bogos NUBAR’dan The Times Yazı İşleri Müdürlüğüne, Efendim,Paris Barış Konferansına kabul edilen milletler listesinde Ermenistan’ın adı bulunmamaktadır. Üzüntümüz ve uğradığımız hayal kırıklığı ifade edilemeyecek kadar derindir. Ermeniler, ortak dava için yaptıkları bunca şeyden sonra, doğal olarak konferansa kabul edilme isteklerinin yerinde bulunacağını ümit etmişlerdi.Müttefiklere sadakatları nedeniyle, Ermenilerin karşı karşıya kaldıkları anlatılamaz çileler ve korkunç kayıplar şimdi tam olarak bilinmektedir. Fakat, üzülerek belirteyim ki, pek az kişice bilinen gerçeği açıklamam gerekiyor.Harbin başından beri, bütün cephelerde, müttefiklerin safında savaşmışlar, katliam ve sınır dışı edilmelerle meydana gelen kayıplarına, savaş meydanlarının kayıplarını da eklemişlerdir.Toplam dört buçuk milyon Ermeni nüfusun bir milyondan fazlasını savaşta kaybettiklerini görüyoruz. Ermenilerin can kaybı, oran itibariyle, savaşa katılan her ülke nüfusundan kesinlikle daha fazladır. Çünkü, Ermeniler, Türkiye tarafını tutmayı reddetmeleriyle birlikte, fiilen taraf durumuna düşmüşlerdir. Gönüllülerimiz Fransızların yabancı lejyonunda savaşmışlar ve kendilerini başarıyla korumuşlardır. Doğu lejyonunda 5000’den fazlaydılar. Suriye ve Filistin’de bulunan General Allenbey’in kritik zaferinde payı olan Fransız birliğinin yarıdan fazlasını teşkil ediyorlardı.Kafkaslarda, Rus ordularındaki 150.000 Ermeni bir tarafa, Andranik Hazerbekoff emrinde yaklaşık 50.000 gönüllü Ermeni ve niceleri dört yıl süreyle Antant için savaşmakla kalmamış, aynı zamanda Rusya’nın çözülmesinden sonra, Kafkaslarda Türklerin ilerlemelerine dayanan tek kuvvet olmuşlar ve mütareke imzalanıncaya kadar onları kontrol altında tutmuşlardır. Bu suretle, Alman yanlısı Türklerin birliklerini başka yerlere göndermelerine engel olarak Mezopotamya’daki İngiliz kuvvetlerine yardımcı olmuşlardır. Bu hizmetler, Lord Robert Celil’in Avam kamarasında belirttiği gibi, müttefik kuvvetleri tarafından şükranla karşılanmıştır. Bütün bu görüşler doğrultusunda, Milli Ermeni Delagasyonu, Ermeni milletinin Barış Konferansında taraf olarak tanınmasını talep etmiştir. Eğer, bu talep yerine getirilmiş olsaydı, Transatlantik devletlerinin bile kendi paylarında hiçbir fedakarlık yapmadan, sadece, Almanya ile diplomatik ilişkilerini keserek katılma imkanı buldukları konferansa şimdi fiilen katılmış olacaklardı.Barış Konferansında, Ermenilerin kaderinin tayin edilmekte olduğu şu sıralarda, sesini duyuracağı bir kürsüsü olmayan Milli Delegasyon’un başkanı olarak The Times’ın sütunlarında bir defa daha Ermenilerin bu korkunç savaşta oynadıkları önemli rolü göstermek görevimdir.Ermenilerin, doğruluk ve adalet şampiyonlarıyla, müttefiklerin ortak düşmanlarına galibiyetlerinin sağladığı bağımsızlık hakkını paylaşmaları gerektiğini ısrarla belirteyim. Saygılarımla..”
 
 
 
Mektuptan anlaşıldığı ve bilindiği üzere, savaş sonrasında toplanan
konferansa Ermeniler davet edilmemişlerdir. Bağımsız bir devlet
olmadıklarından, yani uluslar arası bir kimlik veya sıfatları olmadığından
çağrılmamışlardır. Bu durum karşısında, üzüntülerini ve isteklerini dünya kamu oyuna duyurabilmek için her yolu denemişlerdir. Bu mektup, bu yöndeki çabalarından biridir.Mektubu yazan Bogos Nubar (Nubar Paşa diye bilinir ), bir Ermeni ailenin çocuğu olarak Mısır da doğmuş, askerlik mesleğini seçerek Osmanlıya karşı yürütülen başkaldırılarda rol oynamıştır. Nihayet, Ermenilerin 07 Ekim 1912’de Tiflis’te yaptıkları toplantıya katılmış ve Açmiyazin Ermeni
Katagigosluğu (Ermeni Dini Birlik Merkezi)’nun kurulmasını sağlamıştır. Bu dini merkez, Nubar’ı Ermeni istek ve hedeflerini Avrupa’da yaymak,
propaganda yapmak üzere görevlendirmiştir. Nubar’ın bu temsil görevi Lozan Konferansına kadar sürmüştür.Bu mektup, Ermenilerin, müttefiklerinden isteklerindeki haklılıklarını dile getirmektedir. Mektupta belirtildiği üzere, Ermeniler, 1. Dünya Savaşında Türklerin yanında değil, müttefik devletlerin yanında yer almışlardır. Bunun anlamı, bünyesinde vatandaşı olarak yaşadıkları kendi devletlerine karşı savaştıklarıdır.
 
 
 
Mektubun satırları arasında, Ermenilerin, önce içerde Türk Ordusunun ikmal yollarını keserek, isyanlar çıkararak ve sonrasında karşı ordularla
birleşerek kendi devletlerine savaş açtıkları ayrıntılarıyla açıklanmıştır.
Fransız birliklerinin içinde yer almışlar, İngiliz birliklerine yardımcı
olmuşlar, Rus ordularının Anadolu’yu istilasında rol almışlardır. Hatta,
Türk Ordusu’nun, Kafkaslara ilerlemesini engellediklerini iddia etmektedirler.
 
Ermenilerin müttefikler lehine yaptıkları bu fedakarlıklara karşılık olarak,
Paris Konferansına kabul edilmemiş olmaları Nubar Paşa’yı üzmüş ve günlük büyük bir gazetede istek ve üzüntülerini belirtmek zorunda kalmıştır. Bu ihanet belgesini, Ermenilerde özür dilenmesi gerektiğini söyleyen sözde aydınlar ile yazdıkları kitaplarda ve konuşmalarında soykırımın doğruluğu yönünde, gerçek dışı iftiralar ileri sürerek uluslar arası alanda ödül almayı amaçlayan bazı yazarlarımızın dikkatine sunuyoruz. 

 

Yazan : Av. Naci SÖZEN,  Haziran  2016/ ANKARA

 

 

Kaynakça ;

1.     Türk Tarih Dergisi, Şubat  1986 günlü ve 12. sayısı,

2.     Araştırmacı Naci SÖZEN, Yıldız Arşivleri araştırma notları,

3.     Tarihçi Bilal ŞİMŞİR, Konferans Notları

Bu haber 1513 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
Demokrasi Kazansın01 Nisan 2024

HABER ARA


Gelişmiş Arama

© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez.

RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi