Kazancı Haber (.Bir haberden daha fazlası.)
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORUM

EN ÇOK OKUNANLAR

ANKET

Alanya İl olursa Kazancı bağlansın mı




Tüm Anketler

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLANIYOR

Naci Sözen

09 Mart 2019, 01:12

Naci Sözen

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLANIYOR …!!!!! Her yıl olduğu gibi, bu yıl da, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”, ülkemizde ve bir çok ülkede, muhtelif etkinliklerle kutlanmaktadır. Bu vesileyle, tüm kadınların, Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor, acı ve gözyaşının az, mutluluk ve gülücüklerin çok olduğu, nice günlere erişmelerini diliyoruz.

Kutlamalar nedeniyle yapılan toplantılar, gösteriler ve yayınlanan bildirilerde, özellikle, kadınların toplumdaki statüleri, sosyal ve ekonomik pozisyonları, siyasette yerleri, hak ve özgürlükleri üzerinde durulmaktadır. Bu kutlamaları, toplumumuzda yaşayan her on kadından altısının şiddete maruz kaldığı, töre cinayetleri dediğimiz olaylarda bir çok genç kızın bizzat aileleri tarafından katledildiği, diri diri toprağa gömüldüğü, kadın ticaretinin ve seks pazarının artmakta olduğu, sokaklarda kalan kadınlar için “sığınma evleri” açmak zorunda kalındığı, sosyal, siyasi ve ekonomik hayatta, kadının geri plana atılmaya çalışıldığı, genç kızların ellerine tutuşturulan pankartlarda “ baba bana fizik, kimya, matematik öğretme” şeklinde yazıların yer aldığı bir ortamda, aile yakınları tarafından katledilen ve cenazesine hiç bir yakınının sahip çıkmadığı genç bir kadının cenazesinin, kadın dernekleri tarafından defnedilmesine ve çocuklarının gözleri önünde her gün bir kadının katledildiğine tanık olunduğu günlerden sonra bu kutlamaların yapıldığını, acı bir gerçek olarak hatırlayacağız.

Türk kadını, Cumhuriyetimizin kuruluşu ile ve erkelerle birlikte, padişahın kulu ve tebası olmaktan kurtulmuş, vatandaş, birey, hukuk ve hak sahibi, talep eden, sorgulayan bir varlık olmuştur. Kadınlarımızın eğitim, meslek sahibi olma, çalışma hürriyeti, sosyal ve siyasi hakları, medeni nikaha sahip olma gibi insani haklara sahip olması yönünden, bir çok medeni ülke kadınlarından daha şanslı olduğunu görürüz.
Türk kadını, seçme ve seçilme hakkını 1930’lu yıllarda kavuşurken, medeni bildiğimiz İsviçre kadını bile bu hakları uzun yıllar sonrasında elde etmiştir.
Kadınlarımızın, günümüzde sahip oldukları statüyü değerlendirirken, bu günlere, kız çocukların diri şekilde toprağa gömüldüğü, kızların nüfustan sayılmadığı, bir kelimeyle boşanmış sayıldıkları, mirastan hak alamadıkları, şahitliklerinin kabul edilmediği, mal ve köle olarak pazarlarda alınıp satıldıkları, aile içlerinde konuşmaları, gülmeleri ve bir şey istemelerinin mümkün olmadığı günlerden geçerek gelindiğini de unutmamalıyız.
Günümüzde bile, dünyanın bir çok yerinde, bu türden, çağ dışı şartlarda yaşamak zorunda olan çok sayıda kadının varlığı da bir gerçekliktir.

Kadın Milletvekili sayısı dikkate alındığında, batılı ülkelerin gerisinde olduğumuz açık olup, Arap ülkeleri ve üçüncü dünya ülkeleri ile kıyasladığımızda durum oldukça lehimize çıkar. Seçme-seçilme hakkını 1930’lu yıllarda kazanan Türk Kadını, gelinen bu noktada, olması gereken seviyenin oldukça gerisindedir. Gün geçtikçe, kadınların geri plana itilmekte, çalışmak ve meslek edinmek yerine, evde oturmaları, çocuk yetiştirmeleri ve kocalarına hizmet etmeleri tavsiye edilmektedir. Ekonomik özgürlüğüne kavuşmamış bir kadın için hayat zor demektir.
Bekar, dul ve çeşitli nedenlerle yalnız yaşayan bir kadın için, hayatın ne kadar zor olduğunun görüyoruz ve yaşayanlardan dinliyoruz. Mahalle baskısı, sosyal yaygın baskı, çevre ve komşu kuralları gibi sınırları ve sonuçları belli olmayan bir çok kısıtlayıcı ve zorlaştırıcı etki söz konusudur.

Uluslararası Eğitim Merkezi’nde (Teksas/ABD) bulunduğum 1992 yılında, bir çok batılının, Türk kadınının, Arap ülkelerinin kadınları gibi olduğunu düşündüklerine tanık olmuştum. Eğitim ortamında, konuşmacı olduğumuz sırada, bana Türk kadının sahip olduğu statüyü sormuşlar ve alacakları cevabı da bildiklerini düşünüyorlardı.
Türk kadınının statüsünü anlatmaya, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin başbakanı bir bayandır. Adı Prof. Tansu ÇİLLER’dir. Bayan bakanları da vardır “ diyerek başlayınca salonda bir uğultu koptu. Aldıkları cevap, onların bekledikleri cevap olmamıştı.
Bayan ÇİLLER’i bir kaç kişi hatırladı. Türk kadınının Medeni Kanuna göre nikaha sahip olduğunu, tek eşlilik, siyasi, sosyal ve çalışma haklarını elde etme dönemlerini, mühendislik, öğretmenlik, hekimlik, ziraat, ticaret, milletvekilliği, bakanlık dahil her iş ve meslek alanında görev aldıklarını örneklerle anlattım. Kadınların görev almadıkları makamlar olarak, uzun süre eleştirilen Valilik/Kaymakamlık konusunda gelişme olduğunu ve o tarihlerde Muğla ili valisinin ilk kadın vali olarak görev yaptığını da anlattım. Takdim sonunda beni tebrik edenler oldu. Türkiye ve Türk kadını ile ilgili olarak öğrendikleri onlar için çok şaşırtıcı olmuştu. Toplum hayatımızı düzenleyen hukuk kuralları ve kanunlarımız çağdaş dünya devletlerinin kanunlarından adapte edilerek uzun yıllar önce yürürlüğe konmuş olmasına ve günümüze kadar çok kez değişiklikler yapılmış olmasına rağmen, bu kanunları tam olarak uygulayamamışız. Kanunların çıkarılması ve sayfalarda yazılı olması başka, gündelik hayatımızda uygulanması ve benimsenmesi başka şeylerdir. Yasal kurallar yanında bir de fiili olarak geçerliğini koruyan kurallar söz konusudur. Bu duruma sayısız örnek verebiliriz. Medeni Kanuna göre resmi nikah zorunlu olduğu halde, nikahsız ve çok eşli yaşam yaygın olarak sürmektedir. Ankara çevresi köylerinde bile, kız çocuklarına hala mirastan pay verilmediğini bilen ve bu konuyla ilgili davaları takip etmiş bir kişi olarak, kırsal kesimlerde, köylerde kadınların nice zorluklar içinde olacağını tahmin edebiliyorum. Kadınların statülerinin yükseltilmesi, hak ve menfaatlerinin korunması, yönetime katılımlarının artırılması, eğitim ve sağlık hizmetlerinden azami olarak faydalanmalarının sağlanması, kadın ticareti ve istismarının önlenmesi, şiddete dayalı yaralanma ve ölümlerin önüne geçilmesi dahil olmak üzere, kadının iyiliği, mutluluğu ve refahı gibi konularda yapılacak iyileştirmelerin, erkekler tarafında yapılması gerektiği de ayrı bir çelişki teşkil etmektedir. Devlet korumasına alınan ve koruma isteyen bir çok kadının öldürüldüğünü unutmayalım. Tüm kadınlara mutlu, sağlıklı ve başarılı nice yıllar dileriz..

Yazan: Av. Naci SÖZEN, ANKARA

Bu haber 859 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
Demokrasi Kazansın01 Nisan 2024

HABER ARA


Gelişmiş Arama

© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez.

RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi