ERMENEK SATILSA KAÇ PARA EDER ?
Yeşil Ermenek Gazetesinin 2498 sayılı nüshasında yer alan bir haberin başlığı aynen “ Çok Bilmiş Yazarın Terbiyesizliği ” şeklindeydi. Haberin devamında,” Halka ve Olaylara Tercüman gazetesinin köşe yazarlarından Faruk MANGIRCI, bu gazetedeki köşesinde, hemşerimiz Ali Müfit GÜRTUNA hakkında yazdığı bir yazıda yer alan bir cümle, Ermenek Halkını ve Ermeneklileri tanıyanları hem üzdü hem de kızdırdı. Mangırcı’nın yazısı içinde yer alan “ Ali Müfit Bey, Torosların tepesindeki Ermenek ilçesinin bir köyündendir. Açıkçası, Ermenek’in tamamını satsanız İstanbul Boğaz’da bir yalı alamazsınız “ cümlesi için kendisine bir açıklamada bulunmaya gerek gördük “ cümleleri de yer alıyordu.
Haber, bu açıklamaları takip eden diğer cümlelerle devam ediyordu. Gazetemizi bu konuda gösterdiği duyarlılık için kutlamış ve bu hakaretin bu kadar tepkiyle kalmaması gerektiği, Ermenek Belediye Başkanlığı başta olmak üzere, yöredeki beldelerin başkanları, muhtarlar, Siyasi Parti örgütleri, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, muhtelif şehirlerdeki Ermenekli Dernekleri ve de bireysel olarak Ermeneklilerin bu gazeteciye tepkilerini dile getirmeleri gerektiğini yazıp yayınlamıştık.
Bu yazımızdaki tepkilerin dile getirilmesi dileği ne kadar kabul gördü ve kaç kişi tepkisini gösterdi tespit edilememiştir. Fakat, bu gazetecinin yazısı hakkında yapmış olduğumuz yorum ve değerlendirme yazımızı zamanında yayınlamıştık. Günümüzde tanık olmaya devam ettiğimiz bazı olaylar nedeniyle bu yazımızın özetini tekrar yayınlamak gereği duyduk. Yazımız, özetle şöyleydi;
“ Bu çok bilmiş yazarın yazısında ortaya koymuş olduğu tavır, yaşamakta olduğumuz son 25 yıllık süreçte, halkımıza aşılanmaya çalışılan “ her şeyi paranın deliğinden görme, her değeri paraya endeksleme ve para ile ölçme “ yaklaşımının bir sonucu veya yansımasıdır. Yazarın ataları da paradan iyi anlarlarmış ki, soyadı olarak MANGIRCI, başka bir anlamda PARACI kelimesini almışlar. Ermenek ve çevresi köy ve kasabalarının Orta Torosların tam ortasında yer alan ve Taşlık Yer anlamına gelen TAŞELİ adıyla anıldığını, İstanbul Boğazında yer alan yalıların da milyon dolarlarla satıldığını, bu kadar çok paranın Ermenek’te nakit olarak bulunamayacağını herkes bilir.
İstanbul’da yaşayan Ermeneklilerden Boğazda yalı sahibi olan var mı? bilemiyoruz. Fakat, Ermeneklilerin buralarda yalı sahibi olacak kadar para toplamalarının, tarihten günümüze uzanan süreç içinde, imkansız bir şey olduğunu da tahmin edebiliyoruz. Çünkü, Taşeli bölgesi insanı, yaşadığı bu toprakları vatan-yurt yapanların, Türkçe’yi fermanlarla daim ve mecbur kılanların, Balkan savaşlarından başlayarak, Şark cephesi, Afrika, Yemen, Filistin, Basra, Çanakkale savaşları, Kurtuluş Savaşı cepheleri dahil tüm cephelerde ön saflarda savaşmış, hiç biri servet biriktirememiş, yalı sahibi olacak kadar paraya sahip olmamıştır.
Ermenek ve çevresi insanı, Vatanına ve Milletine sadık, bağımsızlığına, Bayrağına ve Cumhuriyetine düşkün, yenilikçi ve zeki insanlardır. Yetiştirdiği binlerce insan ile, ülkesinin eğitim, sağlık, hukuk ve yönetim alanları başta olmak üzere, her alanda, halkına ve devletine hizmet vermiş ve halen de hizmet vermektedirler. Bu arada, girişimci ruhlarıyla zengin olmuş iş adamlarımız ve kuruluşlarımız da vardır.
Yaptığımız bir inceleme sonunda, İstanbul Boğazı kıyısında yalı veya villa sahibi olanların birkaç kategoriye ayrıldığını öğrendik. Bunlar ;
1. Osmanlının son dönemlerinde, üst düzey görevlilerin ve yabancı uyruklu zenginlerin, kendi adlarını vererek yaptırdıkları ve halen görünümlerini koruyan, onların mirasçılarının oturduğu yalılar. Bunlar birinci kategori yalı sahipleriymiş.
2. İkinci kategoride, Eski yalıları, ilk sahiplerinin fakirleşen mirasçılarından satın alarak restore ettiren ve halen oturanlar olup, bunlar arasında, son dönemleri zenginleri, üst düzey devlet insanları, medya patronları, yazarlar, sanatçılar gibi rantçılar varmış.
3. Kanunsuz yaşayan, haraç alan, soygun yapan, kara para aklayan maçolar da 3. kategori yalı sahipleriymiş.
4. Görevlerini, makamlarını, nüfuzlarını kendileri ve yakınları için kullanan, devlet-millet aleyhine olmak üzere, orman ve hazine arazilerini, su havzalarını özel mülkiyete geçiren, yapı izni veren, bu hizmetler karşılığı yalı sahibi olanlar da 4. kategoriye girermiş..
5. Son olarak da, 5. kategori yalı sahipleri, kendilerine hediye edilen yalı anahtarlarını alarak, bu yalılara yerleşen yalı sahipleriymiş, Bunlar, güzellik yarışmalarında dereceye girenler, mankenler, şarkıcılar ve artistlerden olup, müteahhitler veya oğullarının yatak odalarından geçme karşılığı, para ödemeden hediye olarak yalı anahtarı alanlarmış..
Şimdi gelelim, bu yalı sahipleri kategorileri arasında bir Ermeneklinin bulunup, bulunamayacağı sorusunun cevabına. Elbette bulamayız .. Hakaretçi yazar, yakından bilmelidir ki, yakın geçmişimizde yaşanmış olan ve sıkça kullanılan bir deyimle “ irin “ (cerahat) olarak akıtılmadan duran “ İLKSAN SKANDALI “ olayını unutmuş değiliz. Üst düzey görevlilere kalemleriyle yalakalık yapmanın bir mükafatı olarak, öğretmenlere ait bir arazi üzerinden gazeteciye paralar kazandırılmış, olay ortaya çıkınca da “ verdimse ben verdim” açıklamasıyla geçiştirilmiş, sonucu üzüntüden ölüme kadar gitmişti. İşte, Ermenek insanı böyle bir tezgahın içinde yer alamayacağından, yalı sahibi olacak kadar da parası hiç olmayacaktır.
Biz gelelim, bedel ödememden, “ bedenle “ anahtar teslim villa sahibi olanlarla, Ermenek satılsa elde edilecek paranın kıyaslanmasına. Bedenleriyle , parasız villa sahibi olanların namuslarını, gururlarını ve ahlaklarını çöpe atarak villa sahibi olduklarını, bu değersizlik yanında, Ermenek satılsa elde edilecek olan paranın çok şey ifade edeceğini, hiçbir Ermeneklinin bedelsiz villa sahibi olma yolunu seçmeyeceğini de bu yazara hatırlatmalıyız.
Bu yazar ve benzerlerinin çabaları sonucu gelinen nokta, Devlete, Vatana, Millete, Bayrağa, Cumhuriyete, Atatürkçülüğe ve bizi Millet yapan tüm değerlere saldırmak bağlamında, olabildiğince yıpratmak, kötülemek ve zayıflatmak çabalarının yaygınlaştığı bir noktadır. Ermenek satılsa, elde edilecek parayla Boğaz da bir yalı alınmasın varsın. Yeter ki, insanımız, namusuna, ahlakına, Milli değerlerine, inançlarına ve toprağına sahip çıkmayı, sevmeyi ve korumayı sürdürsün. Temelinden bacasına kadar, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, vurgun, ahlaksızlık ve soygun yatan pahalı yalılar meraklılarının olsun.. Bu yazarın Ermenekliler için kaleme aldığı bu cümleler için de tepkilerimiz gösterilsin…“
Yazarın bu hakaretine tepki gösterilmesi gerektiğini bildiren ve bizim değerlendirmelerimizi kapsayan yazımız böyleydi.. Başka bölgelerin insanlarına veya değerlerine bir kelimelik eleştirilerde bile, yöre halkının topluca sokaklara döküldüğünü izledikçe, yöremize karşı yapılan bu ve benzer hakaretler karşısındaki sessizliğimiz üzücü ve düşündürücüdür….
Yazan /Derleyen : Av. Naci SÖZEN (Araştırmacı-Yazar )
Bu haber 2680 defa okunmuştur.