Kazancı Haber (.Bir haberden daha fazlası.)
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORUM

EN ÇOK OKUNANLAR

ANKET

Alanya İl olursa Kazancı bağlansın mı




Tüm Anketler

Nardugan Bayramı Kutluı Olsun

Naci Sözen

27 Kasım 2022, 02:41

Naci Sözen

Hıristiyan dünyasının İsa'nın doğuşu olarak kutladığı “Noel Bayramı” aslında, çok eski devirlerde Türklerin kutladığı “Nardugan Bayramı” (Yeniden Doğuş) bayramı olduğunu öğreniyoruz. Yani, Hıristiyanlar, Türklerin bu bayramını alarak kendilerine mal etmişler.

Türklerin, tek Tanrılı dinlere girmesinden önceki ilk inançlarına göre, yerin göbeği sayılan yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyordu. Bu ağacın tepesi, gökyüzünde oturan Tanrı Ülgen'in sarayına kadar uzanıyordu. Buna “hayat ağaç” diyorlardı. Bu ağaç, motif olarak Türklerin halen kullanmakta olduğu halı, kilim ve benzeri işlemelerinde görülmektedir. Tanrı Ülgen, insanların koruyucusu olup sakallı ve kaftan giymiş olarak sarayında oturuyor ve geceyi, gündüzü, güneşi yönetiyordu. Bu inancın halen İran'ın Azerbaycan bölgesinde bilindiği tespit edilmiştir.

Zamanın inanç sistemine göre, Türklerde güneş çok önemli bir varlık kabul edilmekte, gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık'ta gece ile gündüzün savaştığına inanılırdı.. Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanır, böylece, güneşin yeniden doğuşu (Nardugan), yeni bir doğum olarak algılanırdı.

Türklerde bu bayramın ismi Nargudan, (nar=güneş, tugan, dugan=doğan) yani Doğan Güneş şeklindeydi. Astronomik olarak o günden itibaren geceler kısalmaya, günler uzamaya başlıyordu. İşte, bu güneşin zaferini, yeniden doğuşunu, Türkler büyük şenliklerle “akçam ağacı” altında kutluyorlar, bize Güneşi geri verdi diye Tanrı Ülgen'e dualar ediyorlardı.

Duaları Tanrıya gitsin (ulaşsın) diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlardı. Tanrının, bu İnanca göre dilekleri mutlaka yerine getireceğine inanılıyordu. Bu bayram için, evler temizlenir, güzel giysiler giyilir, ağacın etrafında şarkılar söylenir, oyunlar oynanırdı. Yaşlılar, büyük babalar, nineler ziyaret edilir, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içilirdi. Yedikleri; yaş ve kuru meyveler, özel yemekler ve şekerlemelerden oluşurdu.

Bu bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlarsa ömür uzar, uğur ve mutluluk gelirdi.. Yazılana göre akçam ağacı yalnız Orta Asya'da yetişiyormuş. Filistin'de bu ağaç bilmezmiş. Bu olayın Türklerden Hıristiyanlara geçtiği ve bunun da Hunların Avrupa'ya gelişlerinden sonra onlardan görerek Türklerden aldıkları, İsa’nın doğumuyla hiçbir ilgisinin olmadığına inanılmaktadır.

Hatta, Meydan Larousse’da, İsa peygamberin evrenin nuru olarak algılandığı ve bu olayın Pagan halklardan alınıp İsa'ya yakıştırıldığı yer alıyormuş. Muhtelif kaynakta yer aldığına Bizans İmparatoru Konstantin (324-337) zamanında İznik'te toplanan konsülde, 22 Aralık'ta güneşin doğumu için yapılan bu Pagan Bayramı'nı İsa'nın doğumu olarak 24 Aralık'a almışlar. Bu bayrama da Noel Bayramı ismi verilmiş.

Batı kilisesi ise, yani, Katolikler, bu bayramı 25 Aralık'ta kutluyorlarmış. Çam süsleme ise ilk 1605'te Almanya'da görülmüş, oradan Fransa'ya geçmiş. Ne kadar ilginç değil mi? Çağdaş Batı dünyası, en büyük bayramını, ilkel göçebe olarak tanımladığı Türklerden yürütmüş oluyor.

Yeni yapılmakta olan çalışmalarla, Batı'ya Türklerden kim bilir daha nelerin geçtiği ortaya çıkacak? Belki de, bu araştırmaların ve Sümercenin (Sümer dili) yaşayan efsane bilim insanı ANASI kabul edilen Bayan Muazzez İlmiye Çığ’ın 18.12.2007 tarihinde yaptığı “ ÇAM SÜSLEME GELENEĞİ ve Hıristiyanların İsa'nın doğuşu olarak kutladığı Noel Bayramı, çok eskiden Türklerin kutladığı Nardugan (Yeniden Doğuş) bayramından alınmıştır” açıklaması yeni bulunacak kanıtlarla desteklenecektir.

Derleme : Av. Naci SÖZEN

. KAYNAK : Sümerolog (Sümer dili uzmanı) Bayan Muazzez İlmiye ÇIĞ yazılarından derlenmiştir. (ALINTIDIR)

********************************************************************

Az bilinen "Türk Mitolojisi" ayrıntıları... Edebiyat öğretmeni, araştırmacı Merve Köken'in yeni çıkan "Türk Mitolojisi" adlı kitabı Türklerin İslam öncesinde inandıkları tanrılara ve doğaüstü varlıklara dair bilgiler veriyor. Tarihte her toplumun kendine göre bir mitolojisi, hikayeleri olsa bile bunların pek azı bir Yunan, Mısır ya da İskandinav mitolojisi gibi biliniyor. Mitoloji kelime anlamı olarak mitleri (doğaüstü varlıkları kişileri konu alan uydurulmuş kurmacalar, halk hikayeleri), doğuşlarını, anlamlarını yorumlayan, inceleyen bilim dalıdır.

Köklü bir geçmişi olan Türklerin bir mitolojisi vardır.

Türk Mitolojisi" adlı kitabında Türk halklarının özellikle İslam öncesindeki inançlarında yer alan tanrılara ve doğaüstü varlıklara dair bilgiler yer alır. Türk mitolojisine konu olan Türk kültürünün de hiç azımsanmayacak boyutta olduğunu gösterdiğini belirten Köken, çalışmasının bu alana ilgi duyan insanlar için bir giriş kapısı niteliğindeki kılavuz kitap olduğunu söyledi. Köken'in kitabında anlatılan Türk destanları dışında yer verilen eski Türk tanrıları ve mitolojik kahramanlar şunlar:

Evrenin hakimi Gök Tanrı (Kök Tanrı) Gökyüzü tanrı, tanrıça, onların yardımcılarının yaşadığı yerdir. Yarım küre şeklinde düşünülmüştür. Şaman inancına göre 16 katmandan oluşur. Gökyüzünün bekçileri çift başlı kartallardır. Gök Tanrı, 16. katta oturan en üst düzey tanrıdır. Bütün evrene hükmeden aynı zamanda evrenin var olmasının sebebidir. Ondan başka pek çok ruh, tanrı ve tanrıça barındıran gökyüzü kutsaldır. Bu nedenle çadırların üst tarafından ufak bir aralık bırakılır. Burada gökyüzüne ve Gök Tanrı'ya bir gönderme vardır. Eski Türkler, Gök Tanrı'ya saygılarını sunmak için kanlı veya kansız kurban törenleri de yapmışlardır.

Kurban töreni Türkler tarafından kutsal kabul edilen kayın ağacının çevresinde yapılıyor, törene şamandan ziyade "Aksakal" isimli yaşlı kişi yönetiyordu. Kurbanın kanı kesinlikle yer dökülmüyor, dökülürse kutsiyetin bozulacağına inanılıyor, işlem bittiğinde kemikler yakılıyordu. Güneş ve Ay Tanrı:

Bu iki kavram da gökle alakalı olması nedeniyle kutsiyet içeriyordu. Çin kaynakları bir Hun hükümdarının her sabah güneşe saygısını sunduğunu söylerken, kimi Uygur metinlerinde Ay Tanrı kavramı görülür. Ak Ana / Ana Maygıl "Ak Ene" olarak da bilinen, Tanrı Ülgen'e Yaratılış Destanı'nda dünyanın yaratılma ilhamını veren kutsal dişil ruhtur. Suyun derinlerinde yaşamaktadır. Gök Tanrı ile aynı fonksiyona sahip bir tanrı Tanrı Ülgen Pek çok ortak görüşe göre Gök Tanrı'nın zaman içerisinde fonksiyonel olarak aynı kalmış ama isim değiştirmiş halidir. Ülgen zamanla Gök Tanrı'nın yerini almıştır. Dualarda Ak Ayas, Ayas Han sıfatlarla kendinden bahsedilir. En önemli yardımcıları Maydere, Mangıdışere olan Ülgen'in Utkuçı isimli bir de elçisi vardır.

Ülgen'in sayıları yedi ile dokuz arasında değişen kızları oğulları vardır, gökyüzünün çeşitli katlarında yaşarlar. Kızlarının spesifik bir ismi yoktur onlara "Ak Kızlar" denir ve şamanlara ilham verirler. Oğullarının isimleri ise Karakuş, Karşıt, Pura Han, Burça Han, Yaşıl Han'dır en çok içlerinden Karşıt'ı sever. Ülgen için yapılan kurban törenlerinde Gök Tanrı'ya yapılandan farklı olarak boz at kesilir ve töreni bizzat şaman yönetir. Ülgen'in yardımcı ruhları Yayık: Görevi haber alıp, iletmek olduğundan bazı yerlerde "anam yayucı" olarak da anılır.

Suyla: Güneşin kırıntılarından oluştuğuna inanılan bu kutsal töz insanlara daima iyilik sunar. Karluk: Dumanla birlikte anılan Suyla'ya benzer görevleri bulunan yardımcı ruhtur. Ona dua edilirken bir bacadan havaya su saçılır. Utkuçı: Kelime anlamı olarak güler yüzle karşılayan demektir. Ülgen'in elçisi durumundaki bu ruh yeryüzüne inmez hep gökyüzündedir. Kadınların, çocukların, hayvanların koruyucusu Umay Altay'larda dişil özelliğiyle anılan ilahe, tanrıça, mitolojik ana olarak nitelendirilen varlıklardan biridir. Adı Göktürk yazıtlarında da geçer. Umay, kadınları, çocuklar ve hayvanları koruyan tanrıça olarak bilinir. Bazı topluluklarda "Sarı Ene" olarak da geçer. Hatta günümüzde Tahtacı Türkmenlerinin söylencelerine konu olan "Sarı Kız"ında bu inanıştan geldiği sanılıyor.

Ok ve yayla betimlenmesinin en önemli nedeni çocukları kötü ruhlardan koruduğuna inanılır. Yeraltının hakimi, kötülük tanrısı Erlik Kötülük tanrısı Erlik ve onun yardımcı ruhları ile birlikte anılan yer altı, karanlığın simgesidir. Karanlıklar alemi yedi veya dokuz kat olarak tasarruf edilmiştir. Yeraltındaki kötü ruhların şamana siyah tilki olarak göründüğü düşünülmüştür. Yer altı çoğu zaman kötü ruhların gideceğiz "Tamug" cehennem olarak da ifade edilmiştir.

Erlik'in Karaoğlanlar olarak nitelendirilen oğullarının isimleri ve misyonları ise şöyle: Karaş Han: Karanlık ile sembolize edilen bir ilahtır. Sert ve güçlü yapılı olan Karaş Han'ın siyah yılanları vardır, geceleri hüküm sürer. Kerey Han: Yeryüzünün arabozuculuk ilahıdır. Nifak tohumları ekmesiyle bilinir. Matır Han: Taş bilekli olarak betimlenen Matır Han, cesaret ile birlikte anılır. Kömür Han: Şaman ile Erlik Han arasında arabuluculuk yaptığına inanılır. Kömür gibi siyah olarak betimlenir. Şıngay Han: Kargaşa çıkardığına inanılır Padış-Pıy Han: Yeryüzünü felaketlere, salgınlara ve afetlere sürükleyen ilah olarak tanımlanır. Yabaş Han: Adı bozgunculukla beraber anılan ilahtır. Temir Han: Sokar yani tek gözlü olarak bilinen Temir Han, demircilik ilahı olarak bilinir. Yer su ilahlarından Yo-Kan isminde oğlu vardır. Uçar Han: Kötü haberleri getirmesiyle bilinir. Casusluk ilahı olarak da tanımlanır. Yer ve su ilahları hangileriydi? Yo-Kan: Yer ruhlarının en güçlüsü olan Yo-Kan toprağın koruyuculuğunu da yapar. Talay Han: Denizlerin ve ırmakların hamisi olan Talay Han, pek çok yönüyle Yunan tanrısı Poseidon'u andırır.

Bay Bayanay: Avcıların koruyucusu olan bu ruh gökyüzünün doğusunda oturur. Adam Han: İnsanları koruyan bir ilahtır. Şalık Han: Avcılıkla alakalı bir ilah olan Şalık Han'ın çok güçlü bir insan olduğu bu gücü sayesinde tanrısal bir güce sahip olduğuna inanılırdı. Ava çıkanların ona dua ettiği bilinmektedir. Ayrıca avla ilgili Mohol Toyon isimli bir ruhun da olduğuna inanılırdı. (ALINTIDIR )

Bu haber 312 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
Demokrasi Kazansın01 Nisan 2024

HABER ARA


Gelişmiş Arama

© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez.

RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi