KARAMANLI MAHİDE NİNE VAHŞİCE ÖLDÜRÜLDÜ..!!!!
Karamanlı, 80 yaşında ve emekli öğretmen olduğu bildirilen Mahide DOĞANAY hakkındaki gazete haberinin başlığı “ Paralarına Kavuştu, Fakat, Evinde Vahşice Öldürüldü” şeklindeydi. Haberin devamında, bir hafta önce gündemimizde olan ninemiz, içinde bilezik, küpe, kolye ve parası bulunan çantasını kaybetmiş, bu çantayı bulan işsiz ve parasız genç Bülent SOYLU, çantayı polise teslim etmiş, sonrasında, taraflar buluşturulmuş ve resimleri yayınlanmıştı. Evinde yalnız yaşayan Mahide Nine, 25 Şubat 2012 günü, elleri ve ayakları domuz bağı ile bağlanmış şekilde ölü bulundu, gibi ayrıntılar yer alıyordu. Gerçekten, kısa bir süre önce, kalabalık bir misafir gurubu ile büromuzda sohbet ederken, haberlerde bu olayı izlemiştik. Bu “insanlık daha ölmemiş” dedirten haberi fırsat bilerek “ Karamanoğullarının torunları, öz benliklerini, tarihe mal olmuş dürüstlüklerini ve Türk olmanın gururunu yaşamaya devam ettiklerini “ ilan etmiştim. Bu sözlerimi, yöremizde hırsızlık, öldürme ve soygun olaylarının en az seviyede yaşandığını, ürünlerin ve eşyaların eskiden olduğu gibi evlerin ve dükkanların önlerinde bırakıldığını, kapıların kilitsiz olduğunu, cinayetlerin kol gezdiği 1980 öncesi günlerde bile bir tek cinayet işlenmediğini, de ekleyerek desteklemiştim.
Mahide Nine’nin ölüm haberini duyan arkadaşlarım, bana telefon ederek, insanlığın ölüp ölmediği konusundaki şüpheleri ve endişelerinin devam ettiğini, söylediler. Hatta, komplo teorileri modasına uyarak, çantayı teslim etmenin de bu soygun için bir adım olabileceğini eklediler. Bu sözlere bir cevap veremedim. Benim endişem, Karaman ve çevresinde, bu kadar vahşi ve haince bir soygun ve öldürme olayının yaşanmış olması, bunu yapanların çevrelerinde dolaşmakta olduğunu bilen insanların yaşayacağı mutsuzluk ve geleceğe yönelik umutsuzlukları, oldu. Bu caniler yakalansa bile, insanların “ aynı canilikleri yapabilecek başka insanların olabileceği” ihtimalini akıllarına getirmeleri bile ayrı bir endişe kaynağı olacaktır.
Yayınladığımız “ Mutlu muyuz, Umutlu muyuz? “ başlıklı yazımızda, başka bir yazarın yazısından da alıntı yaparak, insanımızın ruh halinden kesitler vermeye çalışmıştık. Aslında, bu ruh hali tanımı, uzun süreden beri, bir çok yazar ve bilim adamı tarafından “cinnet hali” olarak tanımlanmaktadır. Toplu katliamlar, vahşice işlenmiş cinayetler, çevresindeki komşuları, arkadaşları, akrabaları, ortağı ve patronunu öldürenler, ailesini topluca katleden, bir köyü (Bilge köyü) katleden ruh hali ancak böyle bir kavramla tanımlanabilir. Günlük gazeteyi elime aldığımda, Karamanlı Mahide Nine cinayetine ilave olarak şu vahşetleri de okumak zorunda kaldım. Bunlar, “gelin ve kaynanasını öldüren katil (Kocaeli) kuzen çıktı teyzesini gözünü kırpmadan öldürmüş, ortağını öldürüp (Samsun) toprağa gömmüş, Pazar yerinde pompalı (Kırıkkale) paniği, başka otomobilde gördüğü kız kardeşini kalbinden bıçaklayarak (Bağcılar/İstanbul) öldürdü, aşkına karşılık bulamayan genç pusu kurarak sevdiği Fatmanur ile arkadaşını öldürdü, kendisi de intihar (Osmaniye) etti, Hülya AVŞAR’ın kuzeni Tekirdağ’da tabancayla öldürülmüş olarak bulundu, yanık cesetteki sır perdesi (İzmir) çözüldü, Silvan’da iki aile çatıştı bir kişi öldü, pölis müdürü göz göre göre (Antalya) ölüme gitti” başlıklı haberlerdi. Bu haberlere, Molotof atarak polis aracını yakan bölücü yandaşının ve evinde patlayıcı bulunan belediye başkan yardımcısının tahliye edildikleri haberini de eklersek, hiçbir kişisel sorununuz olmadığı bir günde bu kadar iç karartan haberi okuduğumuzda yarınlarımızdan nasıl umutlu olabiliriz? Bu olumsuz haber yağmuru altında ezilirken, iç sayfalarda yer alan bir haberin “Mardin’de PKK tuzağında Başçavuş C. G. (Elazığ) şehit oldu” başlığını taşıdığını da görüyorsunuz. Mutlu ve huzurlu olmanız mümkün mü?
Ankara/Kızılay Meydanı günün her saatinde insan kalabalığıyla dolup taşar. İnsanlar bir yerden bir yere doğru, telaş ve endişe içinde koşup dururlar. Bu kalabalık içinde, yüzünde mutluluk veya tebessüm ifadesi taşıyan bir kişiye bile rastlanamaz. Bazıları, tek başına yürürken bile, kendi kendisiyle konuşarak veya aklındaki başka biriyle kavga ederek ilerler. Birlikte yürüyen karı kocalar da tartışma ve kavga ederek geçerler. Gelip geçtiğimiz alanlarda dükkanı olan esnafın yüzünde acı bir karamsarlık hakim olup, dükkanlar kapanır, yerine yeni dükkanlar açılır, açılanlar da bir müddet sonra kapanır. İş hanımızdaki bir tuhafiyeci esnafı, borç taksitlerini ödeyemediği için yaşadığı iç sıkıntıların etkisiyle yaralar içinde kalan yüzünü ve dudaklarını işaret ediyordu.
İnsanımızın bu “cinnet hali” durumu ne zaman ve nasıl sona erecek? Bu gidişin sonu nereye varacak? Kolaycı, hazırcı, yağmacı ve vurguncu insan sayısının artmaya devam etmesi, üretmeyen, çalışmayan, sadece tüketen, devlete sığınan, çevresindekilerin malına göz diken bir topluluğa dönüşmemiz kaçınılmaz mıdır? Bu vahşetin, ahlaksızlıkların ve ilkesizliklerin nedeni sorulduğunda, bir çok kişi “insanlar aç, ilkeli ve ahlaklı davranış beklenemez, ne yapacakları belli olmaz” denmektedir. Toplumda yaşananları yakından izleyen, araştıran ve yorumlamaya çalışan bir kişi olarak, içimden gelen bir his, Mahide Nine’nin katilinin Karaman yerlisi olmadığı, dışarıdan gelen birisi olduğu yönündedir. Uzun yıllardan beri, yurdumuzun bir çok yöresinde yaşanan vahşi olayların failleri (Alanya, Antalya, İzmir, Çanakkale, Manisa, Trakya, İstanbul, Mersin, Ankara gibi) bu yörelerin yerli halkından değil, sonradan yerleşenler olduğu ortaya çıkmıştır.
Yıllar önce katıldığım bir söyleşide, toplumumuzun her yönden sığlaştığı söylemleri doğrultusunda “ bu gidişin sonu nereye varacak? “ şeklinde bir soru sorulmuştu. Bu soru sorulduğunda bölücü ayaklanmalar batı bölgelerimizden İstanbul ve Mersin illeri dışında yaygınlaşmamıştı. Bu soruya cevaben “ bu olumsuz gidiş önlenemezse, yakın bir gelecekte, hiçbir kimse, evinde sıcak yemeğini yiyip, mutluluğunu yaşayamayacak, ansızın kapınızı çalan birisi, ya paranı, canını veya namusunu, deyip silahı boğazınıza dayayacak” demiştim. Bu sözü aşırı bulanlar, şimdilerde, adliyelerde yargılanan gasp ve soygun çetelerinin, cinayetlerin sayısı karşısında susmaktadırlar. Karamanlı Mahide Nine’ye Allah’dan sonsuz rahmetler, yakınlarına, sevenlerine ve tüm Karamanlılara başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Ayrıca, bu vahşi ve canice cinayeti işleyerek, bir hafta önce övünç nedenimiz olan olayı, bir hafta sonra utancımıza dönüştüren ve tüm Karaman halkına bu acıyı yaşatan soyguncu katillere de akıl sağlığı, insaf ve vicdan diliyorum. Hey şeyin hayırlısı….
Derleyen : Av. Naci SÖZEN, 26 Şubat 2012,
Bu haber 2601 defa okunmuştur.