| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
ARAPÇA- FARSÇA -HAYRANLIĞI:![]() 21 Eylül 2019, 23:40 Misafir Yazarımız Sayın Mustafa ERTAŞ Hocamızdan güzel bir yazı ; ******************************************************************** ARAPÇA- FARSÇA -HAYRANLIĞI: Türklerin ataları, Oğuz Türkleridir. (920 ) yıllarında Müslümanlığı kabul eden Oğuz Türklerine Türkmen denilmiştir. Göçebe hayatı yaşayan çadırda oturan, yürüyen Oğuz Türklerine de yürük denmiştir. Yürükler, Yazın yaylada, kışın sahilde yaşarlar. Türkler, Anadolu’ya ve Irak’a, Suriye’ye, Orta Asya’ dan gelmişlerdir. Daha sonra Arabistan’ı, Mısır’ı idaresi altına almışlardır. Çeşitli zamanlarda Arap bilginleri Anadolu’da, Türk şehirlerine gelip yerleşmişlerdir. Devlet, dairelerinde medreselerde görev almışlardır. Böylece Arap dili ve kültürü Türkler arasında yayılmıştır. Bunlardan ünlü Arap alimi Muhiddin Arabi 1213 yılında Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykavus ‘un kalbini kazandığı gibi, Türk olan Şeyh Sadeddin Konevi hazretlerinin annesi ile evlenmiştir. Ayrıca Konya, Sivas, Malatya, Kayseri, gibi daha birçok şehirlerde Arapça bilen müderrisler yetiştirilmiştir. Arap dili olmazsa siyasi, askeri kültür azameti de olamaz düşüncesi hakim olmuştur. Arap dili öyle yayılmıştır ki.. tesir ve etkisi, Sarayda, medreselerde, yazışmalarda memur ve münevverler arasında ilim ve konuşma dili Arapça olmuştur. (187 ) yıl Arap dili ve kültürü Anadolu da hakim olduğundan bu gün bile etkisi süre gelmektedir. Gün gelmiş Vezir Sahip Fahrettin Ali Arap dilini yasaklamış, Farsça (İran ) dilini kabul etmiştir. Böylece Türk Dili yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştur. Bu nedenle Anadolu ‘da devlet dairelerinde, medreselerde, yazışmalarda, Fars ve Arap, kültürü süratle yayılmaya başlamıştır. Bu oluşumu Fasça’nın gelişmesini 1220 yıllarında Ala ad din Keykubad‘ın daveti üzerine Konya’ya gelen Bahaeddin velet ve oğlu Mevlana’nın gelmesi biraz daha hızlandırmıştır. Mevlana:”Ben Türk’ün” dediği halde, Mevlana’nın ders verdiği, medreselerde, tüm devlet dairelerinde Farsça konuşulup Farsça yazılmaya başlanmıştır.” Kim bilmezse Farisi gitti dinin yarı” gibi yanlış fikirler üretilmeye yayılmaya başlamıştır. Türkçe, Türk dili ve Mili kültür yok olma sürecine bu yabancı hayranlığı sebebi ile girmiştir. Dün Arap, Fars, hayranlığı günümüzde de İngiliz, Fransız, Amerika, yabancı hayranlığı yapılmıyor mu? Düşmanlar bizim yok olmamız için gizli gizli sürekli tekerimize çomak sokmuyorlar mı? O dönemlerde halkımız Türkçe konuşurken devlet dairelerimizde, ilim dili Arapça, Devletin dili Farsça idi. Yeter artık yabancı hayranlığı. Özümüze dönelim, özümüze. Atalarımız “ Bilge Kağan’ın: Titre kendine dön” buyruğunu neden, niçin unuttuk. DEVLETİN RESMİ DİLİ TÜRKÇE: Karaman oğlu Mehmet Bey 742 yıl önce 13 Mayıs 1277 yılında yayınladığı ünlü fermanı ile Arapça ile Farsça’yı yasaklamıştır. Türkçeyi Devletin Resmi dili ilan etmiştir. Mehmet Bey Karaman Bey’in oğludur. Balkusan da ’ki türbede adı yazılıdır. Karamanoğlu Mehmet Bey ile günümüzde de “Türkçe giderse Türkiye’de gider” diyen rahmetli Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu’nun direnişleri boşuna değildir. Dil konusu bir milletin ölüm kalım savaşıdır. Türk ulusunu sevmek Türk dilini sevmekle başlar. Güçlü bir devlet için (dil) en büyük silahtır. Eğer ’vatanın dili başka dillerden besleniyorsa o ülkenin sadece siyaseti, ekonomisi, eğitim alanlarına da zarar vermekle kalmıyor, o ülkenin müziklerini, kültürünü, gelenek ve göreneklerini de etkiliyor. En kötüsü de kimliklerini bozuyor yozlaştırıyor. Yok ediyor. Diller toplumlar gibi canlıdır. Ulus bilincini oluşturur. Dil ile düşünce karşılıklı etkileşim içindedir. İşte bu gerçekleri bilen, gören büyük önder Mustafa Kemal Atatürk 12.02.1932 de “Türk Dil Kurumu’nu” kurması ile dil konusu bir daha gün ışığına çıkmıştır.Bu ışık sonsuza kadar sönmeyecek, yaşayacaktır. Türk Dil Kurumu önceleri dilimizi yabancı sözcüklerden temizlemek için çok güzel çalışmalar yapmıştır. Derleme, tarama, taratma metotları ile konuşma ve yazma dilimize yeni sözcükler kazandırmıştır. Örnekler: “kuşku, doruk, ödül, gibi sözcükler derlenmiş” “konuk, görkem, evren gibi sözcükler” “tarama, uydu, göçmen, Danıştay gibi sözcüklerde türeme” “gökdelen, yer çekimi, yurt seven gibi sözcüklerde birleştirme metodu ile Türkçe sözcükler birer örnek tir. ”Bu nedenlerden dolayı “Türk dil Kurumuna teşekkür etmek vefa borcumuzdur. Günümüzde inceltme işareti neden kaldırılmıştır. Kâmil ismi yazılması gerekirken bugünkü gençlik “Kamil” yazıyor. Kamil diye konuşuyor. Tavuğun aşık kemiği yazılıyor. doğrudur. Âşık ise başka anlam ifade eder. Âşık yazarken ( a) harfinin üzerine ( ^ ) bu inceltme işareti konularak yazılması gerekir. Önceki yıllarda Türkiye’de Medya ve Televizyon Kurumu Türk Dili konusunda yabancı sözcükler kullanmamak için gerekli dikkati gösteriyorlardı.Daha çok duyarlıydı. Bugün ise aynı duyarlılığı neden gösteremiyorlar? .Neden “fest, festival” gibi yabancı sözcükleri kullanıyor. Bu sözcüklerin yerine, halkımızın anlayacağı, şenlik, bayram gibi sözcükleri kullansalar dilimize ve kültürümüze daha çok hizmet etmiş olurlar. Yunus Emre, Karacaoğlan, Ahmet Yesevi gibi nice düşünür ve yazarlarımız ve şairlerimiz, Türk dili ile Türkçemizle her türlü okuyup yazabileceğini gösteren en güzel örnekler vermişlerdir. Dil konusunda yozlaşmamışlardır. Eğer bir ülkede dil kusurlu ise, sözcükler insanların düşüncelerini iyi anlatamaz. Görevler, ödevler gereği gibi yapılmazsa töre, gelenek, görenek ve kültür bozulur. Kültür bozulunca, ahlak ve adalet yolunu şaşırır. Şaşkınlık, kargaşa içine düşen halk ne yapacağını, geleceğinin nereye varacağını bilemez. Bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar önemli olamaz. Ermenek’e bağlı Balkusan köyündeki Karamanoğlu Mehmet Bey’in türbesi eski hali.. “Prof.Dr.Oktay Sinanoğlu bir konuşmasında şu uyarıda bulunur. “ Bir milletin var olması, veya yok olması dile bağlıdır. Milli dil olmazsa, milli edebiyat ta olmaz. Milli edebiyat olmazsa, Millet ve Devlette olmaz”.der. Türk Dil Bayramı ve Karamanoğlu Mehmet Bey’i Anma Etkinlikleri: Karamanoğlu Mehmet Bey Konya’yı alır. Devlette bütün görevler, Türklere verilmiştir. Bütün yazışmalarda Türkçe yazılmıştır. Selçuklular da devlet dili Farsça, ilim dili Arapça idi. Bu iki dil tamamen kaldırılmıştır.Konya’da öz be öz Türk kökenli bir egemen devlet, Karamanoğulları tarafından kurulmuştur.Karamanoğulları ve halk Türkçeden başka dil bilmiyorlardı. Konuşmayı yazılı hale dönüştürmemiş bir dil, uzun süre yaşayamaz. Bir dilin korunması yazı ile mümkündür. Karamanoğlu Mehmet Bey her yıl dönümünde büyük şölenlerle kutlanan Fermanı da halkımıza her şenlikte okunur. “Dergah: Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ettikleri, tören yaptıkları yer. Tekke. Barigah(Bergah): İçine izinle girilen yer. Otağ. Yüksek divan. Büyük Kurtarıcımız Ulu Önder ATATÜRK bu konuda şöyle seslenir. “Türk Dili dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk Milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” 2 Eylül 1930- ATATÜRK Karamanoğulları’nın Anadolu’da ilk anavatanı Taşeli’nde Ermenek, ilk yerleştikleri Balkusan ile Kamış beldesidir. Bu nedenle Karamanoğulları türbesi Balkusan köyüne yapılmıştır. Bu türbe Karamanoğulları’nın ve Anadolu Türk Beylikleri’nin ilk kutsal eserlerinden biridir. Türbede Karaman Bey, Karaman’ın oğlu Mehmet Bey, Karamanoğlu Mahmut Bey ve ailelerinin mezarlarının bulunduğu dönemin taştan yapılan sanat eseridir. Türbede böylece (5) sanduka bulunduğu Balkusan doğumlu değerli yazar Karamanoğlu Mehmet Bey Dil ve Kültür Derneği Başkanı Habip Çalışkan yazarak bana vermiştir. Türbe geçtiğimiz yıllarda yeniden tamir edilerek yapılmıştır. Türk Dil Bayramı ve Karamanoğlu Mehmet Bey’i anma şenlikleri düzenli olarak her yıl coşku ile kutlanmaktadır. Yeni yapılan Ermenek’e bağlı Balkusan köyünde Karamanoğlu Mehmet Bey Türbesi. Türk Dil Bayramı ve Karamanoğlu Mehmet Bey’i anma törenlerinde Mehmet Bey’in ünlü Türk Dil Fermanını okuyan atlı Balkusanlı bir Türk vatandaşı görülüyor.. (13 Mayıs 2018) Yazan : Yazar-Şair, Eğitimci Mustafa ERTAŞ
Bu haber 921 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |