Kazancı Haber (.Bir haberden daha fazlası.)
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORUM

EN ÇOK OKUNANLAR

ANKET

Alanya İl olursa Kazancı bağlansın mı




Tüm Anketler

Eğitim

İbrahim Şahin

25 Mayıs 2010, 20:51

İbrahim Şahin

Naci SÖZEN’in eğitim üzerine yazdığı yazıları okuyunca, Naci Bey’in anlattıklarının bir kısmının altını önemle çizmek istedim. Konuyu anlaşılır kılmak için biraz kendi öğrenciliğimden örneklemeler yapacağım. Tabi ki amaç bir tespite yer vermek kendimi tanıtmak, kendimle övünmek gibi bir amacım olamaz.
1978 Yılı lisede okurken Foto Karamanlı’nın oğlu ile aynı sınıfta yarışırdık. Ondan da önde olduğumu söyleyebilirim. Özellikle siyasetin oluşturduğu öğretmenlerden yenilerin fen grubu derslerde ders için eski tecrübeli öğretmenlerden formül alıp sınıfa girdikleri; o formülü uygulayıp problemleri çözemedikleri, benim çözdüğüm çok olmuştur.
 
Eski öğretmenlerden en tecrübeli Deke lakaplı Ömer AKTEPE siyasi nedenlerle 80 dakika derste kimya kitabında, baştan sona ne kadar soru varsa hepsini çözdürdü. Bir elimle yazarken, bir elimle siliyordum. Bir artı eksi yanlış yazımında ‘’Yaktım seni.’’ Cümlesinin ‘’y’’sini çıkartmadan düzeltme yaptım.
Öğretmen: ‘’Seni kasıtlı olarak bırakmak için yanlışını bekledim, tuzağa düşüremedim. Bu dersi bildiğini kabul ediyorum, meslek hayatımda ilk 10’nu sana veriyorum dedi.
 
Ömer AKTEPE’nin 10 üzerinden 5 alan çok az sayıda öğrencisi olmuştur. Bu konuda kendisi:’’ Benden kendi hakkı ile 5 alıp da üniversiteye giremeyen olursa bana gelsin’’ diye idealı konuşurdu. Derste idealı idi. Öğretme tekniği tartışılır. Duran KUNT üniversite stajını Bu öğretmenden almış ve öğretmen için; Üniversitedeki öğretmenlerinden daha bilgili olduğunu söylemişti.
Benden sonraki kuşaklarda okuyan öğrencilerin: ‘’Sizden 10 alan odu mu? Sorusuna: ‘’Kazancı’dan şu dönemde şu öğrenci aldı.’’şeklinde cevap verdiğini sonraki kuşak öğrencilerinden Uğur TOP ve başka öğrenciler bana aktardı.
 
Ben böyle bir öğrenci iken beni isteğim dışında Edebiyat bölümüne kaydımı yaptılar. Sonradan anladım ki benimle fazla uğraşmak istemediler
 
İsteğim ve ilgi alanım dışında okumama rağmen lise sonda sınıftan 5 öğrenci Üniversite sınavını kazandı. Üç öğrenci Esentepe köyünden, bir ben,  Ermenek merkezden tek bir öğrenci. Kazancı’dan benden başka aynı sınıfta Mesut ATAY var. O da bir yıl sonra sınavı kazandı. Benden bir devre sonra gelen Muzaffer Aydın ve Gökçekent’ten Salim Gümüş, Yüksel Gümüş üniversite sınavını kazandı. Düşünün Ermenek’ten 20 kişide bir kişi bizim kasabamızdan birde bir.
Bu tespitim çok önemli. Öğrencilik dönemimizde öğretmenler bir ders boyu kesintisiz ya yazdırır, ya okurdu. Tekrar etme, kavratma yok. O şekilde bile sorulan her soruya cevap verebiliyorduk
 
Öğretmen olup birkaç il ve okulda görev yaptım. Aynı konunun 50. tekrarında anlaşılmamasını bir türlü anlayamadım.
 
Anamur İmam Hatip Lisesi’nde Liseden öğretmenim Ermenekli Zehra Çetin’le görev yaptım. Bu sorumu kendisine yönelttim: ‘’Biz kendi öğrenciliğimizi farklı algılayabiliriz. Bir konunun ikinci tekrarında anlaşılamaması, bizde hoş karşılanmazdı. Şimdi 50. tekrarda sınıfta bir anlayan bulursam alnından öpüyorum. Yanılıyor muyum? Verdiği cevap: İç Anadolu, Güneydoğu, Akdeniz bölgelerinde görev yaptım. Aynı durumu ben de çok gözlemledim. Bizim bölgemizdeki çocukların algılama gücünü hiçbir bölgede bulmak mümkün değil.’’
 
Bu tespite bağlı olarak Kasabamızın gerek Ortaokul gerek lise öğrencilerinin, yurt geneli kıyaslandığında, ekonomik, kültürel, manevi destek mahrumiyeti içerisinde farlı üstünlükte bir bölgeye başarıda fark atıyor, yarışıyorsa bu başarı göz ardı edilemez.
 
Üçüncü bir tespit çevremdeki öğretmen arkadaşların okuttuğum, tanıdığım çocuklarının başarısı. (başarısızlığı)  Kasabamızdan dışarıda tek maaşla görev yapanlardan tıpta, hukukta çocuğunu okutan meslektaşlarımızın varlığı. Her bölgede okuyan çocuklarımızın dikkat çekiciliği, Beni ve Zehra Çetin’i doğrular nitelikte. Naci Sözen’in de verdiği örnekler aynı doğrultuda.
 
Bölge çocuklarımızın doğuştan gelen, coğrafyasından gelen bir potansiyel zekâ gücü var. Tek eksik o zekâyı işleyebilecek ekonomik gücün kısıtlı oluşu.
 
Anlatılan olaylarda öğrenciler için dönem farkı olabilir düşüncesi olabilir. Kıyaslama aynı dönem içerisinde bölgemiz ile farklı bölgeler kıyaslanmıştır.
 
İbrahim ŞAHİN-12.07.2007

Bu haber 2021 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
Demokrasi Kazansın01 Nisan 2024

HABER ARA


Gelişmiş Arama

© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez.

RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi