KARTALLI KAZIM’I ANLATMAK İÇİN BİR NAZIM HİKMET DAHA GELMEYECEK

Pendik Yayalar’da ayda bir uğradığım bir evim vardı. Bu defa da uğramıştım bir kez.

Gelmişken Yayalarlı ( Kartallı Kazım)ın mezarını ziyaret edeyim istedim. Mezarlık evime yüz metre. Üç beş dakikada vardım mezarlığa.

Mezarları tek tek saydım. Yoktu Kartallı Kazım. Mezarlık bekçisine gittim. Sordum. Aldığım cevap ‘’ Başınız sağ olsun. Neyiniz olurdu. Defnettiniz mi? Mezar yeri tapusunu aldınız mı’’ Şoke oldum. Dedim Kartallı Kazım Kurtuluş Savaşı gazisi, Atatürk’ün silah arkadaşı. Aldığım cevap ‘’ Ben o zaman yoktum nereden bileyim.’’ Dedim suç senin değil, sana öğretemeyenlerin, bana aratanların. Bulmalıydım. Mezarları bir kez daha saydım. Yoktu. Yılmadım bir kez daha saydım. Bu defa bulmuştum. Mezar taşı süs bitkilerinin ardına gizlenmişti. Mezar taşında ‘’ İbrahim Göleber’’ Yazıyordu. Yanda yatan mezarlardan farkı yoktu. Olmalı mıydı? Olmalıydı onlar bize bir vatan bırakmıştı. Mezarına gerçek adının, destanının yazılması gerekmez miydi?

Mezarlığa yolu düşenlerin bu vatanı kimlerden emanet ettiğini öğrenmek hakkı yok muydu? Demek ki yok muş.

Günüm bitmemişti. Akşamın olmasına daha iki, saatim vardı. Aradım evini buldum. İkinci şoku yaşadım. Evinin üstü harabe altında ‘’ Yumurtacı’’ yazıyordu.

Şoklar devam ediyordu. Üstten giden yol alta alınarak evin yıkılması gündemdeymiş.

Şoklar devam etti. Kartallı Kazım’ın torunu mezar taşına bir ‘’ Kuvayı Milliyeci’’ Yazdırmak için ne engellerle karşılaştıklarını anlattı.

Sormadan edemedim Onların amacı ne idi? Niçin savaşmıştılar? Engel yasayı çıkaranların amacı neydi acaba.?

Şoklar bitmemişti. Torunu yemek yemeden gönderemeyeceğini söyledi ve anlattı. ‘’ Kapımız bir gün çalınmasa annem sorardı ‘’ Kızım kime ne dediniz?’’ Kardeşim  ‘’ Kimseye bir şey demedik.’’ derdi. Annem sorardı ‘’ Kapımız niye çalınmadı?

İkinci gidişimde Şurada ‘’Kartallı Kazım’’ın evi vardı diyeceğim.

Kartallı Kazım’ı anlatmak için bir Nazım Hikmet daha gelmeyecek.

‘’ …

Dövüştü pir aşkına,
yaralandı birkaç kere
ve saire.
Ve kavga bittiği zaman
ne çiftlik sahibi oldu, ne apartıman.
Kavgadan önce Kartal’da bahçıvandı,
kavgadan sonra Kartal’da bahçıvan’’

YUMURTACI DÜKKANI ARKA KÖŞEDE RESMİ

Nazım Hikmet yaşasaydı şöyle yazardı:

Kim nereden bilsin

Bir zamanlar kartaldı

Şimdi şu mezarlarda yatar

Bir sarı çizmeli Mehmet Ağa daha

Farkı yok mezar taşından

Yayalarlı kâhyadan

Farkı yok Yayalarlı çobandan

Kim nereden bilecekti

Bir zamanlar kartaldı

 

Bağlar, bahçeler gökdelen olmuş. Son harabe alıcısını bekliyor.

Yazık! Yazık! Çok Yazık!

                                                                                                               İbrahim ŞAHİN