BÜLBÜL YUVA YAPMIŞ ÇINAR KOYNUNA
Kaleminden dökülen her sözcük
Memleket kokuyorsa buram buram
Memleket ahvali yoğrulmuyordu sensiz
Savrulmuyordu gönülde keder
Umut çalmıyordu gönül kapılarını
Güvercin haber taşımaz olmuştu kanadında
Güvercinler katar olmuş seherde
Akşama kalmaz haber olur kaleminde
Benimki dedikodu değil inan
Sezidir şairin her sözü
Sensizliğinde boyun bükmüştü fesleğen
İlahanımızı böcek sormuş
Tat vermez olmuştu batırmamız
Kınalı bülbüller suskun
Selam vermez olmuştu çobana
Yollar, yollar…
Giden, gelen…
Gider gelir olmuştu birbirinden habersiz
Öğrek sürüsü sulağa uğramaz
Suya hasret kavruk toprağa dönmüştü okur
Gül tomurcuğa, dal selama durdu gelişine
Çözüldü lal bülbülün dili
Şakırda şakır, duy bu ses onun sesi
‘’ Hoş geldin’’ naraları dilinden dökülen
Dağların yankısı, bülbüle kulak verişidir
Görünen köy ne kılavuz ister ne söz
Ey şair uzatma sözü
‘’ Hoş geldin’’ diyeceksen dağ taş çoktan dedi
Sen var hoş eyle gönlünü
Hoş gelişler ola demir yürek, demir kalem
Hoş gelişler ola , gönüller şen ola, şen ola
Herkes gider bir yola ama doğru ama yanlış
Bizimkisi ucu belli sonu belli
Her adımında memleket, tozu toprağıyla
Her solukta memleket kokusu buram buram...
Derdi şifa, yokluğu kangren
Derdi başımız tacı, sevdalıyız derinden
Arada bir yeller eser belinden, o da asaletitir memleketimin
Selam dağına taşına, selam kurduna kuşuna
İbrahim ŞAHİN
Bu haber 1568 defa okunmuştur.