| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
Yöre Dilimizin Temel Taşları![]() 25 Mayıs 2010, 23:33 MEHMET BEY’E SÖZÜMÜZ VAR Dil bir milletin belkemiği, kültürünün temel taşı, harcı, mayasıdır. Dilde başlayan en küçük değişiklik yapı taşının oynaması gibi tüm kültür değerlerini yerle bir eder. Dilimiz Osmanlı döneminde Arapça ve Farsçanın yoğun istilasına uğramış etkisini yüzyıllarca göstermiştir. Bu yoğun istila döneminde Karamanoğlu Mehmet Bey’in fermanı; içinde bulunulan şartlar açısından değerlendirilirse ne kadar önemli ve Mehmet Bey’in kararı ne kadar cesurca ve ne kadar bilgece olduğunu görmek mümkün. Mehmet Bey’in almış olduğu karar etkisini gönümüze kadar sürdürmüştür. Başka bir deyişle varisleri emanete sahip çıkmayı bilmişlerdir. (Karamanoğlu Mehmet Bey Konya'yı aldığı vakit devlet dili Farsça, ilim dili ise Arapça idi. Türkçe'yi yabancı dillerin boyunduruğundan vatanı da Moğollar'dan kurtarmak düşüncesi ile aşağıdaki şu ünlü fermanı yayınlamıştır) Bugünden Sonra, Divanda, Dergahta, Bargahta, Mecliste, Meydanda Türkçe'den başka dil kullanılmayacaktır. 13 Mayıs 1277 KARAMANOĞLU MEHMET BEY) Araştırmacı Yazar Mustafa Ertaş’ın ilk kitabı olan; ‘’Tekerleğin Değmediği Yer’’ Toroslar’ın coğrafi özelliğini yansıtmaktadır. Bu coğrafi özellik başta dilimizin korunmasına, kültürümüzün korunup yaşatılmasına olanak sağlamıştır. Yine Mustafa Ertaş, ‘’Taşelin’de Karacaoğlan" adlı kitabında Karacoğlan’nın Taşeli bölgesine ait olduğunun en büyük ispatı olarak Karacoğlan’nın dilinin Arapça ve Farsçadan etkilenmeyiş özelliğini gösterir. Dilimiz, gerek Karamanğlu Mehmet Bey’in bilinçli başlangıcı gerek coğrafi özelliğimiz kendisini Arapça ve Farsça istilasından koruyarak bugüne gelmiştir. Toroslar’ın hemen hemen tamamında 13- 15.yy. dil özellikleri canlı olarak yaşamaktadır. Dilimizin korunması Taşeli’ye bir Karacoğlan kazandırmıştır. Karacaoğlan’ı; Karacoğlan yapan, ölümsüz kılan katıksız kullanmış olduğu Türkçedir. Karacoğlan’ın yöremize etkisi büyük olmuştur. Eskilerin çocuklarını hep Karacoğlan şiirleri ile uyuttuğu duymayan yoktur. Bunların etkisi ile okuma yazması bile olmayan çok sayıda halk ozanımız yetişmiştir. Fil Ahmet bunlardan biridir. Yöremizde iki ayrı Çolak Hasan her ne kadar okuma yazma bilseler de okuyacak bir gazete bile bulmaları imkânsız. Yine yöremizin yetiştirdiği, Abdül Kadir Bulut, Bekir Sıtkı Erdoğan, Mehmet Çınarlı, Ahmet Tufan Şentürk, Sami Tunca gibi şairlerimizin ortak özelliği, kullanmış oldukları dilin sadeliğidir. Bugün büyük şehirlerde, özellikle turistlik bölgelerde tüm iş yeri isimleri İngilizce. Gençlerde bir özenti.. Selamlaşmasından tutun, seni seviyorum diyene kadar. Sevgiler bile yabancı dille ifadeyle anlatılmaya özeniliyor. Sevgi nasıl gönlümüzün derinliklerinden geliyorsa, kendi öz dilimizle ifade edildiği zaman bir o kadar sıcaktır. Seni seviyorum demenin, senin için ölürüm, yoluna baş koydum gibisi var mı ya da böyle denirse niye onurumuz incinsin. Bakın Bedri Rahmi Eyüboğlu ne diyor: Ah bu türküler Türkülerimiz Ana sütü gibi candan Ana sütü gibi temiz Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla Köyümüz, köylümüz, memleketimiz. Ah bu türküler, Köy türküleri Dilimizin tuzu biberi Memleket ahvalini onlardan sor Kitaplarda değil, türkülerde ara Yemen'i Öleni, kalanı, gidip gelmeyeni... Ben türkülerden aldım haberi. Azeri Şair Bahtiyar Vahapzade; ‘’anadil’’in önemini şiirde nasıl vurgulamış: MENİM ANAM Savadsızdır Adını da yaza bilmir Menim anam… Ancak mene Say öğredip Ay öğredip İl öğredip En vacibi dil öğredip Menim anam. Bu dil ile tanımışam Hem sevinci Hem de gamı Bu dil ile yaratmışam Her şiirimi Her nağmemi, Yoh men heçem Men yalanam Kitap kitap sözlerimin Müellifi: Menim anam (Say:sayı, il:yıl,nağme:şiir, vacip:önemli) Şiirin ilk dizesinde yer alan savatsızdır (Sav:söz) kısaca anam cahildir diyor. Son dizede anasını bütün şiirlerinin sahibi görüyor sebep kendisine öğrettiği ‘’Anadil’’dir. Toroslar bizim için ne kadar önemli ise, bir taşını bir başkasına kaptırmaya göz yumamazsak, dilimizin bir sözcüğünün kaybolmasına göz yumamayız. Yöremiz önceki dönem Arapça ve Farsça’dan kendisini korumayı nasıl bilmişse günümüzde de bu bilinçle Batı Dillerin de kendini korumayı bilecektir. Sitemiz dile hizmeti birinci görev olarak kabul etmekte ve gereken hassasiyeti göstermektedir. Toroslar’da Şırıl şırıl akar suyumuz var Efil efil esen yelimiz var Dik yokuş yolumuz var Ovamız var, yaylamız var Yaylada sürümüz Ovada çiftimiz var Mehmet Bey gibi pirimiz var Bizde yalan olmaz gardaş Mehmet Bey’e verilmiş sözümüz var Türkçe’ye göbekten, gönülden bağımız var Bu haber 2222 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |