| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
YAZMAK YA DA YAZMAMAK![]() 25 Mayıs 2010, 21:25 Süre gelen adına meslek dediğimiz yada geçim kaynağı dediğimiz işler. Bizi işler şekillendirmiş hep, bizi biz değil. Çoban davarını otlatır. Sadece otlağı düşünür.. Hayal dünyası otlaklar üzerinedir. Ayazda kaldığı, üşüdüğü günler, güneşte yandığı günler; hiç gitmez yanından. Kurda kaptırdığı kuzunun acısı çıkmaz yüreğinden. Çiftçi toprağı, toprağın tavını.. Tohumu, gübreyi.. Yağacak yağmuru. Gözü bulutlara dalar gider an be an.. En büyük sevincidir bulutlar, baharda güzde. Korkulu rüyalarıdır yazda. Meslekleri uzatır gideriz, böyle de uzar gider. Yazar yazacağı kitabı, şair yeni kitabı.. Yeni yeni konular peşindedir tazı gibi gece gündüz. Bir eli hep yüreğinde. Her yürek atışı, her duygu yeni bir konudur onun için. Yakaladığı sevinci bir kendisi bilir. Okuyucu bilmez uykularını bölüp bölüp düşündüğünü, uykularını bölüp bölüp yazdığını. Yazar bilmesini de istemez. Onun derdi başkadır. Hep yeni bir şeyler sunmak, güzel şeyler sunmak. Belli bir aşamadan sonra kimliği olur yazdıkları. Bizler, bizi farklı, yazarları farklı ayrı dünyanın insanları gibi görürüz. Yazar kitap yazar, kitap okur. Çoban davarını otlatır, ot yolar. Dağlardan dal taşır. Hangi dağda, hangi ağaçta en iyi dal var o bilir. Sonuçta kitap yazan ve okuyan belirli bir kesim sanılır, öyle bilinir. Gazeteci, yazar, şair, üniversite mezunu meslek grupları. Yanılgı burada başlıyor. Öğrenci her meslekte olduğu gibi sadece derslerini bilir, derslerine çalışır. Kitap okumak bir lükstür. Hele yazmak hayalden çok uzak. Onu yazar, yazar, öğrenci ev ödevi. Hiç okuma yazma bilmeyen yüzlerce ozanımız var. Yunus Emre’nin bile okuyup yazması tartışma konusu, yöremiz ozanı Karacoğlan. Benzer isim taşıyan iki Çolak Hasan’ımızın okuma durumu. Hiç okumadan da yazılabiliyor, okuyarak belli bir kültür aşamasından sonra da yazılabiliyor. En önemlisi yazmayı ihtiyaç edinen her meslek kuruluşundan insan yazabiliyor. Yazmanın kendine özgü bir meslek kuruluşu ya da okulu yok. Sitemizde yazıları ile yer alan yazarlarımızın her biri ayrı bir meslekten. Tek bir ortak yanları var; yazmayı iş edinmek. Yazarak çevresine hizmet sunabilmek. Yazdıklarından gelir edebilmek bir yazarın, bir şairin en son tutkusudur. Yüzlerce, binlerce yazıyı hazırlama, okuyucuya sunma masrafını cebinden karşılamıştır, tek bir beklenti uğruna. O beklenti de hizmet üretebilmek, sunabilmek. Yazmak, okumak ihtiyaç edinmeyi kabul edinebilen herkese kapı açan deniz derya. Yalnız bir süreç işi. Başlandı mı sürekli adım adım yol alan. Belli bir süreçten sonra koşan, arabayla yarışan bir adım. Daha da ileri uçakla yarışan, yıldızlarla yarışan bir adım. Geçmişimi beni bilen her hemşerim bilir. Saklısı gizlisi yok. Köy çocuğuyum, çiftçi çoban çocuğuyum. Aynı zaman da köyün sepet sanatını son yıllarda yaşatan biri idim düne kadar. Bir hemşeri olarak gençlere: Adımlarınızı küçümsemeyin. Okuyun sayfa sayfa. Karalayın satır satır. Onlar birikir size bir yol olur. Hiçbir yerde yazamazsanız kendi sitenizde birer paragrafla da olsa bir adım atın. Size orada bulunan büyükleriniz bir yol gösterecektir. Sitenin var oluş nedeni yazmayı iş edinenlerin yazılarını yayınlamak değil, size bir yol açmak, bir ortam sunmak. Bu hizmetten yararlanın İbrahim ŞAHİN – İstanbul 2008 i.sahin42@mynet.com Bu haber 2081 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |