| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
Mekânın Cennet Olsun Babaanne![]() 27 Mayıs 2010, 16:32 Hayatımda en çok sevdiğim kişilerden ikisini de bu yıl içinde kaybettim beş ay önce Büyük anneannem Ayşe ebem, (Şahsan Aysası) bir diğeri Babaannem Fadime ebem… Her ikisini de Allahtan rahmet dilerim, Mekânları cennet olsun. Hayat acı, tatlı sürprizlerle dolu ve hayatın içinde yaşadığımız mutluluklar dakikalarla sınırlı. Çok az mutlu, çok hüzünlü yaşamlar var aslında etrafımızda... Şöyle bir bakın, onları görmeniz, dinlememiz bile, yaşadığınız hayat için şükretmemize sebep olacaktır. Yaşadığınız her mutlu dakikanın tadını çıkarın. İnanın mutluluğu yaşarken, bazen mutlu olduğumuzun bile farkına varamadan, harcayıp gidiyoruz mutlulukları. Oysa yaşam için de öyle acılar, öyle yaşarken ölmüş hayatlar var ki. Hayat denem elimize verilmiş hediye için, babaannemin son bir yılını düşündükçe şükrediyorum... Babaanneciğim nur içinde yat seni çok seviyoruz. Babaannem 1925 doğumlu ve 1944 yılında Mehmet Goca dedemle evlenmişler, Babaannemin kimseyle kavga ettiğini görmedim bağırdığını çağırdığını duymadım. Hatta hiç öfkelenmezdi, çevresinde sevilen ve sayılan bir kişiliğe sahipti Mehmet dedemin tüm aksi davranışlarına karşı ebem hep hoşgörü ve uysal haliyle karşılar dengeyi bulurdu. Babaannem çok çalışkan biriydi, yaşıtları arasında ilkokulu bitiren ender insanlardandır. Sonraları dedem yaşlandıkça ebemi daha çok sevmeye başladı. Babaannem dedemden çok çekinirdi eşine hep “Mehmet emmi” diye hitap ederdi. Çocukken biz buna bir anlam veremezdik acaba amcası mı diye düşünürdüm bazen, fakat şimdi daha iyi anlıyoruz ki, Eski zamane insanlar eşlerine hitap ederken veya uzak bir yerden çağırması gerekirse, eşlerine sevgi sözcükleri ile hitap etmiyorlarmış. Hayatım, Canım, gibi sözcükleri kullanmayı ayıp sayarlarmış. Ve adab-ı manşeret kurallarına aykırı bulurlarmış. Zamane erkekleri eşlerine hitap ederken de ya ismi ile çağırırlar ya da “Kız sana derim, Ban bi bana” gibi deyimler kullanırlarmış. Kadınlar ise, “Ne var Oyn, Neden Ulen,” gibi kelimeler kullanırlar ya da eşlerine erkek çocuklarının ismi ile hitap ederlerdi. Dedemler köristanda bulunan çardaklarında yaz kış kalır davarları güderlermiş. Bazen kış aylarında bile obalardan kazancıya hiç gelmezlermiş. Babamda ailenin en büyük erkek çocuğu olarak askerlik çağına kadar hiç köye gelmemiş. Bu yüzden dedem babamı ilkokuldan sonra okula göndermemiş ve kazancıya gelmesini de izin vermemiş, hep davar güttürmüş. Ancak yirmili yaşlarda askerlik çağrısı gelince kazancıya inebilmiş. İbrahim amcam ise köristandan kaçarak ortaokula gitmiş, dedem okul müdürünün sert tavını görünce amcamın eğitimine ancak izin vermiş. Fadime ebemin toplam 6 tane evladı olmuş, bunlardan iki tanesi maalesef hastalıktan dolayı yaşamamışlar. Mezarlıkta yana yana yatan 1954 yılında 4 yaşında vefat eden büyük Hasan Ali ve 1960 yılında 4 yaşında vefat eden Küçük Hasan Ali diye bildiğimiz bu küçük amcalarımızın mezar taşlarını ne zaman görsem içimi bir hüzün kaplar duygulanırım. Günümüzde Apandis gibi kolay bir hastalık yüzünden kaybedilen bu insanların o zaman ki şartlarda çaresizlikten bir şey yapamamanın vermiş olduğu hüzün ve kaderi dedem ve ebemin o günkü gibi hatırladığını gözlerinde görebiliyordum. Altı çocuktan oluşan geniş bir ailenin yükünü yıllarca bir başına omuzlarında taşımışlar. Dedem bacaklarındaki romatizmadan dolayı zaruri ihtiyaçlarını karşılayamaz durumdaydı Babaannem ona bakıyor, kendi kendilerine geçinip gidiyorlardı. Ebem 82 yaşında olmasına rağmen her işe koşardı Evin işleri dâhil, tarla, bağ, bahçe ve hayvanlara hep o bakardı. Çocuklarının ve torunlarının yanına bile çağrılmadan onlara yardıma giderdi. Geçen 2006 yazında Gümüş damında Ayşe halamın tarlasında babaannemle beraber ekin biçerek orak oynatmıştık, Annemle birlikte örnek bir gelin kaynana dayanışmasını sergiliyorlardı. 26.06.2006 günü yine bir komşusuna ekine gitmek için hazırlık yapıyormuş, tansiyonu düşmüş ve aniden yere düşmüş bu düşme neticesinde tıpta emboli denen beyin damarına kan pıhtıcığı yerleşmiş bu yüzden sol ayak ve bacakları işlevini yitirerek kısmı felç olmuştu. Bir yıldır yoğun bakımda eski sağlığına kavuşmak için caba veriyordu. Vadesi buraya kadarmış, Ölüm Allahın emri ne diyelim hepimizin başı sagolsun. Allah rahmet eylesin, Mekânın cennet olsun Babaanneciğim Hasan KÖKSOY-14 KASIM 2007 Bu haber 4504 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |