| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
Ülkemizin Can Damarı Demiryolları![]() 01 Nisan 2011, 23:17 Cumhuriyetin ilk yıllarında Kurtuluş Savaşı’ndan yeni çıkılmış olmasına rağmen Osmanlı İmparatorluğu’ndan devralınan kısıtlı miktardaki demiryollarına büyük bir şevkle yenileri eklendi. Lokomotifler, raylar, istasyonlar halkın yaşamının bir parçası haline geldi. Az arazi kullanılarak, engebeli arazi yolları aşılarak, yeni yeni bölgelere, şehirlere, ilçelere, köylere ulaşım imkanı sağlandı. Yolcu taşımacılığının yanında yük taşımacılığında da çoğunlukla demiryolları kullanıldı. Bunun başlıca nedenleri demiryollarının güvenli, ucuz ve rahat olmasıydı. Yatırım için gerekli olan bütçe miktarı karayollarına göre daha azdı, bakım masrafı ise yok denecek miktarlarda idi. Politikaların demiryolları lehinde olması durumunda, Anadolu kendi demiryollarını da açar, eskilerin bakımını da yapardı. Savaştan yeni çıkmış, ekonomisi daha tam olarak yerine oturmamış bir ülke, Osmanlı İmparatorluğu’ndan devraldığı 3976 km uzunluktaki demiryolu ağını Cumhuriyet Dönemi’nde 7895 km’ye çıkardı. Cumhuriyet’in çalışkan evlatları ilerde marşlara geçecek demir ağlarla yurdu örüyordu. Bu dönemde demiryolu inşaatlarının mali kaynaklarını bütçeye iç borçlanma, yerli kredi, milli sermaye ve orta vadeli yabancı krediler oluşturmaktaydı. Yıl 1950’ye doğru gelirken otomobil tekellerinin ürettikleri otomobilleri satması için yeni pazarlar gerekliydi. Otomobilleri satarken aynı zamanda az gelişmiş ülkelerden el koydukları petrolleri de satmaları lazımdı. Bunun için en uygun pazarlardan biri de Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan hem kendilerine uzak olmayan hem de Ortadoğu’ya hükmedebilecek bir ülke olan Türkiye idi. Bunun için Türkiye’de demiryollarının değil, karayollarının geliştirilmesi şart koşuldu. Ülkemizin uzun süre bitirilemeyen projelerinden olan Ayaş Tüneli’nde çalışan mühendislerinden olan Jeoloji Mühendisi Celal BEŞİKTEPE tünelin bitirilememesi ile ilgili şu sözleri söylemiştir: “Truman Doktrini’ne dayalı olarak ABD ile Türkiye arasında 1947 yılında imzalanan ‘Yardım Anlaşması’ bir dönemin de başlangıcıdır. Marshall Yardımları kapsamında tarıma traktör girmesi, karayollarına dayalı bir ulaştırma sistemine geçilmesi ve tüketim mallarına dayalı endüstrileşmeye kapalı pazar ekonomisinden açık pazar ekonomisine geçiş sürecini başlatmıştır. ABD yardım programının ilkeleri için Türkiye’ye gelen Thornburg, karayolunun demiryoluna tercih edilmesini, lokomotif fabrikasının kurulma masını, denizyollarıyla ulaşım yapılmamasını istemiştir.” Bu mantık doğrultusunda gerçekleşen politikalar ile 1950 sonrasında ülkemizde demiryolu konusunda fazla bir gelişme sağlanmamıştır. Demiryolunun karayoluna göre avantajlarına bakacak olursak neden ülkemiz için gerekli olduğunu bir kez daha anlamış olacağız. Demiryolları toplu taşımacılık için biçilmiş kaftandır. Kara ulaşımında bir araçla en fazla yolcu ve yük taşıyacak olan sistem demiryollarıdır. Kent içi ulaşımda da trafik sorununu ortadan kaldıran raylı sistem (metro) çözüm yoludur. Bir yolcu treninin ortalama 800-1000 kişi kapasiteli olduğu düşünülürse, bir tren sefere konulduğunda trafikten 20 otobüs veya 400 yolcu çıkacak demektir ki bu durum büyükşehirlerimizde insan larımızın en büyük sorunu haline gelen trafik işkencesine de çözüm olur. Diğer yandan bir yük treninin sefere konması demek yaklaşık 330 kamyon veya tırın trafikten eksilmesi anlamına gelir. Bu da demiryollarının yaygınlaşmasıyla, trafik kazalarında her yıl kaybettiğimiz ortalama 6000 vatandaşımızın büyük bir kısmının kurtarılması anlamına gelir. Demiryolunun sağladığı avantajlardan bir tanesi de tasarruftur. Dünyada denizyolu taşımacılığından sonra en ekonomik yöntem demiryolu taşımacılığıdır. Demiryolu taşımacılığının önemsenmesiyle karayollarındaki araç sayısı azalacak, araç sayısının azaltılmasıyla tamamına yakınını ithal ettiğimiz petrol tüketiminin azaltılması sağlanacak ve ekonomik olarak da bir rahatlama sağlanacaktır. Az araç kullanılması yollarda meydana gelen aşınma ve hasarları azal tacak, bakım masraflarında da bu nedenlerle düşüş meydana gelecektir. Araçların yedek parça ve lastik ihtiyaçları azalacaktır. İşkence haline gelen uzun trafik kuyrukları ortadan kalkacak ve fark etmeden insan psikolojisini negatif yönde etkileyen bir etmenden de böylece insanlarımız kurtulmuş olacaktır. Trafik kazalarında meydana gelen kayıplarımız azalacak ve genç yaşlarda kaybettiğimiz binlerce beyin ülkemiz için çalışmaya devam edecek, ailelerin yüreği yanmayacaktır. Demiryolları ülkemizin gelişmesinin, sağlam altyapı çalışmalarının en önemli unsurlarından bir tanesi olmalıdır. Amerika, Çin gibi dünyanın süper güçlerinin yatırımlarına bakıldığında demiryollarının, yatırımların içinde önemli bir payının olduğu görülmektedir. Bizim de son zamanlarda yavaş yavaş başlayan yatırımlarımızın bu yönde ısrarcı bir şekilde sürdürülmesi ülkemizin yararına olacaktır. Ali KORKMAZ 01.04.2011 / İSTANBUL Bu haber 2277 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |