Kazancı Haber (.Bir haberden daha fazlası.)
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORUM

EN ÇOK OKUNANLAR

ANKET

Alanya İl olursa Kazancı bağlansın mı




Tüm Anketler

MEYDAN KAHVESİ

İbrahimDemirtaş

29 Mayıs 2010, 23:05

İbrahimDemirtaş

Bundan önceki yazımda köyün iki meydanında halkın hemen hemen her sabah toplanıp sohbetler yapılıp vakit geçirip dostluklar kurulur ve pekiştirilir demiştik şimdi kaldığımız yerden devam edip konuyu biraz daha açmak ve bu sohbetler nelerdi onlardan bira bahsetmek istedim o sohbetleri yapanların çoğu rahmetli oldular hem onları rahmetle anmak ve hatırlamak adına
 
Ben henüz sekiz yaşında falanım sene 1974 Kıbrıs barış harekâtı başladığı zaman yine bizim köylülerin meydan kahvesi olarak toplandıkları çeşmenin önünde ya da akdutun dibinde toplanır savaşın gidişatını konuşurlardı sanırım herkes de radyo yoktu bizim radyo vardı ve bana koş radyoyu al gel derlerdi bende koşup alır gelirdim radyoyu haber kanalına ayarlarlar yüksekçe bir yere koyarlar sessiz bir şekilde haber dinlerlerdi.
 
Hiç unutmam savaşın kazanımına göre zaman zaman ayağa kalkarlar iyi bu gün şu kadar başarı sağladılar diye heyecanlanırlardı hatta çağırsalar da hemen bizde gitsek diyenler mi gerek kalmadan bu iş biter diyenler bir ileri geri heyecandan gezinenler hatta köyün ağası Omar Ağa her zamanki haliyle yine tüfek omuzda sanki ben gidiyorum edasıyla dolaşırdı böyle toplumsal konularda halk o zamanlar çok duyarlıydı işi olsa işine gitmezdi şimdi bakıyorum en çok toplanıp görüştüğümüz yerler kahveler teknoloji var imkan var memleket yıkılsa bile kahvelerde yarım saat haber izlemeye zaman ayrılmıyor.
 
Yine başka bir sabah başka bir sohbet  havadan, sudan, avdan, işten, güçten,, kardan, kıştan derken hemen hemen herkes toplanır haliyle en son gelen rahmetli tat hasan da gelir ona takılanlar olur bazen kızar bazen de hoş karşılar kızdıranlar ihtiyarlardan biri ise artık öfkesi onadır ula sen geber  sen ölmeyecek misin? Öl gayrı ananın babanın yanına seni gömelim ulan duymadın mı? öl dedim sana öl öl de mezarının üstünü bir çiğneyeyim diye ayakları ile çiğneme hareketleri yapar herkesi gülmekten öldürürdü tabi söylediği kişide güler hoş karşılardı o arada birileri çıkıp senin anan ölsün niye bunun ölmesini istiyorsun diye sorar tekrar kızar ulan sende akıl yok mu? Ana ölürse ben ne yapacağım kim bana ekmek verir der savunmaya geçerdi başkasının ölümünü niye istersin denince de ölsün helvasını yiyeceğim der gülüştürürdü.
 
Halk oraya toplanınca  konuşulacak bir konu bulunurdu en azından herkesin işi olmayacağı bir gün kararlaştırılır köy adına yapılacak iş varsa imece usulü ile yapılırdı mesela arazi yolu su arıkları en çokta Türbeseki Uluköy arasındaki yolda çalışması olurdu çünkü bizim en çok kullandığımız yol bu yoldu hem yayla yolumuz hem okul yolumuzdu iki derenin içinden okula giderdik sık sık sel geldiği için yol her zaman bozulurdu .Halkta birlik beraberlik dayanışma ve yardımlaşma vardı.
 
Çolak dede rahmetliye hayvanların hastalıkları sorulur bilgi alınırdı saya zamanı  geldi mi  eski tarihlere göre zemheri ne zaman cemre havaya, suya, toprağa, ne zaman düşer  soruları sorulur bilgi alınırdı bu sohbetin ortasında orada dolaşa 3 veya 4  kg gelen bir horoz herkesin dikkatini çeker ve biri bu kimin yatırın şunu akşama bir arabaşı içilsin der ve sahibide ordadır canınız sağ olsun hemen yatırın der hiç sakınılmaz senlik benlik olmazdı çünkü herkesin kümesinde zaten 15-20 tavuğu  horozu bulunurdu 1veya 2 horoz kesip bir arabaşı 2 siniye de bulamaç döktün mü çal kaşığı sininin ortasındaki büyük tasta olan arabaşı tasının dibindeki etleri korumak ve kandırmak için arabaşını bulandırmayın diye söylenir arabaşı tasının dibinden et almak isteyenlerse kaşığındaki hamuru tasın içine düşürür.Onu bulmak maksadıyla kaşığı tasın dibine daldırırdı  şimdi böyle bir arabaşı sohbeti olsa kimsede tavuk horoz yok olacak olan muhabbette ya tavukları sen al ben alayım yada bu tavuk etinden tadı olmaz denilip beraber bir arabaşı içmek engele takılır.
 
İşte bu eski anılar yaşananlar anlatmakla bitmez ama bu anılar yaşanmaz oldu artık bunlar çok çok eskide kaldı keşke kalmasaydı dostluklar yaşanmaya sohbetler yapılmaya devam edilseydi yalnız bu sohbetler dostluklar değil çok şey değişti en azından arabaşı çorbamızın tadı değişti sütümüzü, yoğurdumuzu bakır sitilde helkede saklarken ayranımızı tulukta yapar tulukta saklarken şimdi bu gıda ürünlerimizi plastik ve karton paketlerden tüketiyoruz. ben bir kasaba ve kasaba köyünde yaşayıp da hazır tavuktan arabaşı yapılmasını, çiftlik yumurtası,  hazır yoğurdu, hazır süt salamura peyniri tüketilmesini doğru bulmuyorum. Üretmiyoruz üretmeden tüketiyoruz hem üretip hem tüketerek ekonomimizi ve sağlığımızı da kontrol ve güvence altına alamıyoruz. şimdi insanlar toplanmıyor mu? Kimse kimseyi görmüyor mu? Toplanıyor da görüyor da ama konuşmuyor sohbet etmiyor sorunları tartışmıyor düne dönüp bakılmıyor şimdi kahveye giden oyun oynamaktan nerdeyse eve gitmeyi unutacak.
 
Serada sebze üretenler seranın dışına azar azar her çeşit sebzeden eker bu dışarıdaki sebzeler niye diye sorduğun zaman alacağınız cevap şudur onu kendimiz için ektik der başka bir örnek daha vereyim bizim köyün içinde suyu önges pınarından gelen çeşme varken büyüklerimiz biz çocukken su kabağını veriler öngesten bir su getir de içelim derlerdi neden suyun öz kaynağından su içmek esastı onun içindir ki şu soruları bir kasabalı ve kasaba köylüsü olarak kendimize ve bir birimize sormalıyız.
 
Neden biz günlük taze süt içmiyoruz?
Neden biz taze yoğurt yemiyoruz da hazır yoğurt tüketiyoruz?
Neden biz tulum veya deri peyniri yemiyoruz da salamura peyniri yiyoruz?
Neden biz tuluktan ayran içmiyoruz da coca cola içiyoruz?
 
Neden biz köy yumurtası yemiyoruz? Neden eskiden ekinliklere dahi tavuklarımızla göçerdik de şimdi tavuk besleyip hem yumurtasını hem etini yemiyoruz? Çok çok uzaklardan gelen tavuk eti ve yumurtasını tüketiyoruz? Bunları üretmek dün zor değildi de bu gün neden zor. Bu örnekleri çoğaltabilir daha çok soru sorabiliriz.
Bu soruları sorarak kasabalı ve kasaba köylüsü olduğumuzun ayrıcalığını ve güzelliğini yaşamamız gerektiğini düşünüyorum. 
  
 
BİZİM ORALI DEĞİLSİN 
 
Toplamıyorsan Yumurtanı kümesten
Beslemiyorsan Arabaşılık horozunu kümeste
Bulamaçsız ve yalnız içiyorsan Arabaşını
Çok yazık sen artık bizim oralı değilsin
Yabancısın bizim oralara gardaş
 
Sütüne bal koyup içmiyorsan
Döküp yemiyorsan yoğurduna pekmez
Kaşık çalmıyorsan tarhana çorbasına Sabahları
Çok yazık sen artık bizim oralı değilsin
Yabancısın bizim oralara gardaş
 
Doldurup tuluğa yoğurdu
Bişşekle güldür güldür yaymıyorsan
İçmiyorsan çömçeyle Köpük köpük ayranı
Çok yazık sen artık bizim oralı değilsin
Yabancısın bizim oralara gardaş
 
Kuru keş, acı soğan domates çomacını unuttun
Bol tereyağlı bulgur pilavına hasret kaldıysan
Pişirmiyorsan közde etli patates tarhanası
Çok yazık sen artık bizim oralı değilsin
Yabancısın bizim oralara gardaş
 
Melemiyorsa Koyunların kuzuların ağılda
Dokunmuyorsa Kilimin yünden çulun kıldan
Hele de unuttuysan Deride küflü peyniri
Çok yazık sen artık bizim oralı değilsin
Yabancısın bizim oralara gardaş
Gardaş bizim oralar
Tadıyla tuzuyla, hilesiz çilesiyle
Yavan ekmeği, soğuk suyuyla
Dağında kurdu, adım başı yurdu
Esen yeli akan suyla güzel gardaş
Bunlardan mahrumsan
Çok yazık sen artık bizim oralı değilsin
Yabancısın bizim oralara gardaş
 
Burada bunları yazarken bunlar eskide kaldı şartlar değişti zaman değişti gibi bir değerlendirme olabilir. Bizler tabi ki zamanla yarışacağız eğitimde yarışacağız, yeniliklere açık olacağız çağımıza ve çağdaşlığa önem vereceğiz. Ama o topraklarda, o coğrafya da, o toroslar da, o yaylalarda, yaşayıp ta damak tadımızdan doğal ürünlerimizden doğal yaşamaktan, örf ve adetlerimizden, kültürümüzden ödün vermeden o Taşeli'nin o coğrafyanın kıymetini bilip nimetlerinden en güzel şekilde faydalanacağız.
 
İbrahim DEMİRTAŞ - 03 HAZİRAN 2009-Mersin
i.demirtas70@hotmail.com

Bu haber 2282 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
Demokrasi Kazansın01 Nisan 2024

HABER ARA


Gelişmiş Arama

© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez.

RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi