Kazancı Haber (.Bir haberden daha fazlası.)
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORUM

EN ÇOK OKUNANLAR

ANKET

Alanya İl olursa Kazancı bağlansın mı




Tüm Anketler

192 NUMARALI ŞEHİT

İbrahimDemirtaş

20 Temmuz 2014, 20:56

İbrahimDemirtaş

20 Temmuz 1974…
Birinci Kıbrıs Barış Harekâtı başladı ve Türk ordusu birinci Barış Harekâtını Başarı ile tamamladı.
İkinci Barış harekâtı kaçınılmazdı ve hazırlıklara başladık.
Bora Özel Kuvveti:
Adını komutanımız Tuğgeneral Hakkı Borataş'tan alan Bora Özel Kuvveti adında yeni bir kuvvet oluşturuldu. Özelliği birliklerinin hepsinin motorize birlik olması, yaya hiçbir birliğinin bulunmamasıydı. En önde tanklar ve zırhlı personel taşıyıcılar (M-113), onların akasında diğer kuvvetler tertiplenmişti. Benim Birinci Harekâtta komutanlığını yaptığım takımdan ve diğer takımlardan beşer kişilik timler oluşturuldu, gerekli malzeme ve teçhizatlarıyla piyade bölüklerinin emrine verilerek, zırhlı personel taşıyıcılara bindirildiler.

                                 ***

14 Ağustos 1974 günü sabah şafak sökerken İkinci Barış harekât başladı.

Çok süratli bir şekilde Gazi Magosa’ya doğru ilerliyorduk. Lefkoşe'nin doğu çıkışında yoğun şekilde düşmanın havan ve topçu bombardımanı ile karşılaştık.
Uçaklarımız gökyüzünde belirdiler, güneşin ilk ışıkları ile pırıl, pırıl parlıyorlardı.Düşman mevzilerini bombalayarak dirençlerini kırıp susturduk. Etraftaki hakim tepelerde düşmanın top mevzileri vardı, bu mevzileri ele geçirdiğimizde, Düşman Askerlerinin komutanları tarafında bileklerinden toplara zincirler ile bağladıkları askerlerin bağlı olarak öldüğünü ve bağlayanların kaçtığını gördük…

                                 ***

Saat 09.30 sıralarıydı, oradaki Karatepe'nin güney yamacında bizim birliklere ait bir zırhlı personel taşıyıcı alev, alev yanıyordu. Sanki içime kor düşmüştü, içindeki Askerler inşallah kurtulmuştur diye Allaha dua ettim. Aynı gün ikindiye doğru Gazi Magosa’ya ulaşıp buradaki kalede kuşatma altında olan
mücahitleri kurtarıp onlarla kucaklaştık. Piyade birliğinden aldığımız haber bizi çok üzdü. İsabet alıp yanan zırhlı personel taşıyıcıda benim takımdan Askerlerin de olduğunu, birinin kayıp diğer dört Askerin ağır derecede yanık ve yaralı olarak kurtulduklarını ve Türkiye'ye nakledildiklerini öğrendim. Kayıp Askerimin Samsun ili Vezirköprü ilçesi Yağın özü köyü nüfusuna kayıtlı İstihkâm Er Cafer Düzenli olduğunu tespit ettim.

                                  ***

İkinci Harekât bitti Gazi Magosa bölgesinde ordugâha geçtik. Kayıp Askerimden hala bir haber yoktu.
Birinci Barış Harekâtında da bazı Askerlerimiz kaybolmuş sonradan sağ salim dönmüşlerdi. Bölük komutanı tarafından kayıp Askeri aramak üzere bana görev verildi. 27 Ağustos 1974 günü sabah erkenden dört er ile birlikte yola çıktım, doğruca yanık zırhlı aracın yanına geldik. Gördüklerimiz çok korkunçtu, yanmadık hiçbir şey kalmamış cephaneler infilak etmiş, malzeme ve teçhizatlar etrafa saçılmıştı. Araç alüminyum alaşımından olduğu için yer yer erimiş içe doğru eğilmişti. Bizim Askerlere ait G-1 piyade tüfeklerini numaralarında bulup topladım hepsi de yanık ve kullanılmaz durumdaydı. Aracın ortasında mezarı andıran toprak yığıntısı vardı.  Baş tarafına namlusundan yanık bir tüfek saplanmış üstünde de bir çelik başlık (miğfer) takılıydı.

                                ***

Toprak yığıntısını bir tarafından açmaya başladık, kazdıkça irili ufaklı yanık et parçaları çıkıyordu, bunları yere serdiğimiz brandanın üzerine topladık. Daha sonra zincirde takılı künye levhasını bulduk, yandığı için güçlükle okunuyordu, İstihkâm Er Cafer Düzenli, Samsun yazısını okuyunca çok üzüldük. Kazmaya devam ettik en dipten beli ile dizlerinin arası olan en büyük kısmı çıkardık. Bir insana ait, baş, el, kol, ayak gibi herhangi bir organı yoktu. En küçük parçalara kadar tekrar tekrar titizlikle arayıp topladık. Şehidimizi araca koyup oradan Boğaz şehitliğine hareket ettik.

                                 ***        

Boğaz şehitliğinde çok hüzünlü bir durumla karşılaştık.
Devamlı Şehit cenazeleri getiriliyor, orda bulunan bir kepçe tarafından boydan boya kazılmış hendeğin içine şehitler sıralanıyordu. Daha sonra şehitliğin sorumlusu imam efendi kayda alıyor, tek tek şehitlerin başında durup namazlarını kılıyor dualarını yapıyor, kepçe operatörüne işaret verip üzerlerini kapattırıyordu.
Sıra bizim Şehide gelmişti!
Durdu baktı!
Üzerini açın, dedi, brandanın dört ucunu açtık…
Bunu kabul edemem! Dedi…
Nedenini sorduğumda?
İnsana ait hiçbir belirtisi yok… Dedi, ne yapmamız gerektiğini sordum?
Kolordudan yetkililerden belge getireceksin! Dedi.
Şehidimizi hendekten çıkarıp araca koyduk kolorduya götürdük.
Kolorduda yetkili albayı buldum, aracın yanına geldi,üzerini açtık baktı…
Bana dönüp'' sen emin misin'' dedi evet ''eminim'' dedim, künye levhasında gösterdim.
Şehitlerin kaydının tutulduğu defteri verdi ''al kendi elinle kaydet'' dedi. Defterin 192 nci sırasına''İstihkâm Er Cafer Düzenli Samsun ili Vezirköprü ilçesi Yağın özü köyü nüfusuna kayıtlı’ diye yazdım. Bana imam efendiye hitaben yazılmış ''kabul et'' yazılı imzalı bir belge verdi. Tekrar şehitliğe döndük, imam efendiye belgeyi verdim, şehidi defin yerine koyduk dini vecibesi yapıldı ve defnedildi. Orada bulunan hazır tahta levhaya adını ve künyesini yazıp başucuna diktim. Arkadaşları ile başucunda durup dua ettik, bölüğe dönmek üzere şehitlikten ayrıldık.

                                ***

Türkiye'de tedavide olan 4 Askerlerim beş ay sonra hava değişimini bitirip aramıza döndüler. Askerlerimin yüzlerinde, ellerinde, kollarında yeni kapanmaya başlamış yara ve yanık izleri vardı.
Askerlerime Olayın nasıl olduğunu sordum?
Askerlerimden biri: Komutanım araç ile ilerlerken çok şiddetli bir patlama oldu, o anda yüzüme kan sıçradı, mermi Cafer arkadaşımın göğsüne isabet etti'' dedi.
Bir diğer Askerim: Komutanım ben Cafer’in yanında oturuyordum, mermi Cafer arkadaşımın göğsüne isabet etti, arka kapı açılmadı, aracın altında bulunan tahliye kapısından çıktık, uzaklaşırken kütüklüğümde (şarjör çantası) bir et parçası vardı alıp attım'' dedi.
Bir diğer Askerim: Komutanım Geri tepmesiz top mermisi ile vurulduğumuz aracın içinde bizim takımdan 5 ve diğer takımlardan 7 toplam on üç Askerdik on üç Askerin oniksi yaralı kurtulduk dedi.
Böylece olayın oluşu ve sonucu daha netlik kazanmış oldu...

                                ***

Bir yıl sonra Kıbrıs' tan 2nci Ordu İstihkâm Savaş Taburu - Malatya'ya tayin oldum.
Orada altı yıl görev yaptıktan sonra İstihkâm Okulu ve Er Eğitim Merkezi - Narlıdere / İzmir'e tayin oldum.
1984 Eylül ayında bölüğümüze ait nöbetçileri kontrol için birliğin ana nizamiyesine gittim. Orada duvarın dışında bekleyen orta yaşlı bir
Vatandaş vardı.
Ne bekliyorsun amca diye sorduğumda bir Askeri ziyarete geldiğini söyledi…
Daha ziyaret saatine bir saat var. Dedim…
Beklerim!  Dedi…
Bu arada ''amca nerelisin'' diye sordum''?
Samsunluyum…Dedi, hemen aklıma Kıbrıs’taki Şehit Askerim Cafer geldi…
Samsun’un neresindensin diye sordum?
Vezirköprü ilçesindenim, dedi.
Yağın özü Köyünü bilir misin diye sordum?
Ben o köydenim! Dedi…
O köyden Cafer Düzenliyi tanır mısın? Dediğimde!
O benim damadımdı, Kıbrıs savaşında kayboldu hiç bir haber alamadık, şubeden kayıp diye bildirdiler'' dedi…
Adeta şok olmuştum!
Allah’ım bu nasıl tesadüf diye içimden geçirdim, kahraman Şehidimizle ilgili bilgileri devamlı elimdeki bilgi defterimde taşıyordum, defteri her değiştirdiğimde yeni deftere aktarıyordum.
Bak amca sakin ol, Ben Kıbrıs' ta Şehit olan damadın Cafer Düzenli’nin Takım Komutanıyım…
Elimdeki not defterini açıp Şehitle ilgili bilgileri okudum. Amca çok hüzünlendi!
Beyim seni karşıma Allah çıkardı.Dedi boynuma sarılıp hüngür hüngür ağlamaya başladı…
Bende çok duygulandım ve ağladım…
Amcaya bir şey olacak diye korktum. Bana '' Şehidin eşi hamileydi bir oğlumuz oldu ona babasının adını verdik, şu anda on yaşındadır'' dedi.

                                 ***

Amca damadın Kıbrıs Boğaz Şehitliğinde 192 numaralı Şehittir.
Damadın Cafer Şehit olduktan üç gün sonra, Ben takım komutanı olarak onu aradım buldum ve kendi elimle defnettirdim…
Ailesini, oğlunu alıp gidin mezarını ziyaret edin, bulamazsanız izin alıp gidip ben bulacağım'' dedim.
Adresimi verdim Vedalaştık, ziyaret edeceği Askeri ziyaret etmeden gözyaşları dökerek geri dönüp gitti.
Bu aileden on beş gün sonra mektup aldım, gidip şehidin mezarını bulup ziyaret etmişler…

                                 ***

Kahramanımız ve Şehidimiz Cafer Düzenli’nin Ailesiyle irtibatım hala devam ediyor.
Oğlu Cafer şu anda otuz dört yaşında, yakın bir tarihte telefonla görüştüm…
Dedesinin vefat ettiğini söyledi.
Ruhun Şad olsun kahraman şehidimiz…
Cafer Düzenli nur içinde yat…
Seni hiç bir zaman unutmayacağım…
Anavatan ve Yavru Vatan sana minnettardır…
Yazan: Muharip Gazi Emekli Astsubay Ahmet Sözer
8 Aralık 2008 / ANKARA

               ***

1974 Kıbrıs Barış harekâtında yavru vatan Kıbrıs için Şehit düşen tüm Şehitlerimizi Saygı ve Rahmet ile anıyorum…
Ruhunuz şad olsun…
1974 Kıbrıs Barış harekâtına katılan tüm gazilerimizi saygı ile selamlıyorum…

Kıbrıs Gazisi Amet Sözer

1974 yılında yavru vatan Kıbrıs’ta yaşanan duygu yüklü bu hikâyesini bizim ile paylaştığından dolayı Sayın Gazi Ahmet Sözer Bey’e teşekkür ediyorum…

Cümleten Hoşça Kalın…

İbrahim Demirtaş 03.03.2014 /Mersin



 


 


 


Bu haber 2080 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
Demokrasi Kazansın01 Nisan 2024

HABER ARA


Gelişmiş Arama

© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez.

RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi