"Bu Bayrağı Seviyorum"
Süreç baltalanmasın diye hoşgörülü olduğumuz.
Ve!
21 Mart’ta Diyarbakır da göremediğimiz.
Barış süreci hatırına tepkisiz ve sessiz kaldığımız…
Şanlı Bayrağımız için!
Güney Kıbrıs’tan…
"Bu Bayrağı Seviyorum" diye bir ses duyduk…
Evet, yanlış duymadık ve yanlış okumadınız.
"Bu Bayrağı Seviyorum"
Bu Bir Fransız turistin güney Kıbrıs ta Bayrağımız için söylediği sözdür!
Güney Kıbrıs'ta yaklaşık iki haftadır bankalar kapalıydı.
15 gün sonra bankalar bu gün açılır.
Bankalar önünde uzun kuyruklar oluşur.
Bankanın önünde olan bir Fransız turist Türk Bayrağı açar.
Mali kriz yüzünden gergin ve öfkeli olan kalabalık Türk Bayrağı açan Fransız turiste saldırır.
Rumların elinden Fransız turisti polis kurtarır.
Rumların elinden Fransız turist kurtulur.
Bizim Bayrağımız kurtulamaz ve Bayrağımız önce yırtılır sonra yakılır.
Polisler Fransız turiste neden böyle bir şey yaptığını sorar?
Fransız turist, polislere şu yanıtı verir.
"Bu Bayrağı Seviyorum"
***
Fransız turist güney Kıbrıs ta,28 Mart 2013’ te Türk Bayrağını seve dursun!
Biz 30 Ağustos 1922’ye gidelim.
Cumhuriyetimizin kurucusu Başkomutan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
30 Ağustos 1922 günü sabahı cephede muhabere meydanını dolaşırken binlerce insan ve hayvan cesedi görünce bu elim manzarayı bir müddet seyreder, duygulanır ve şöyle söyler:
Bu korkunç manzara bütün insanlığı utandırabilir!
Fakat meşru müdafaamız için buna mecbur olduk.
Türkler başka milletlerin vatanında böyle bir harekete teşebbüs etmezler…
Bizi buna zorladılar der…
Ve!
Yerde terk edilmiş bir Yunan Bayrağını görünce de!
Eliyle işaret edip…
Bu Bayrağı Yerden Kaldırınız…
Bayrak bir milletin bağımsızlık sembolüdür.
Düşmanın da olsa saygı gerekir.
Bayrağı oradan alıp topun üzerine koyun der.
***
Önce ders kitaplarından Bayrak şiirini çıkardık.
21 Mart 2013 ‘te Diyarbakır da nevruz kutlamalarında, Barış çağrılarında Türk Bayrağını göremedik…
Göremediğimizden dolayı üzüldüğümüzü de kimselere diyemedik…
Gazeteler dolu, dolu yazamadı…
Televizyonlar az sonra diye, diye gösteremedi…
Siyasiler ağızlarını doldura, doldura üzüldük diyemediler…
Şehir Billboard’larına Bayraklarımızı asıp tepki veremedik.
Barış’a yakışmadı diye söyleyemedik.
Neden mi?
Barış sürecini baltalanmasın…
İmralı duymasın diye!
Tamda bu esnada İsrail bizden özür diledi dilimiz çözüldü, nefes aldık herkes konuştu ve yazdı.
Yetmedi Ankara da Billboard’lar süslendi.
Oysa kahramanlık ve bağımsızlık özürde değil şanlı bayrağımıza sahip çıkmaktadır.
Özürden kahramanlık ve minnettarlık çıkıyorsa!
Bu Bayrağı seviyorum diyen Fransız mı?
Yoksa Bayrağımızı önce yırtıp sonra yakan güney Kıbrıslılar mı?
Bizden özür dileyecek?
Sormak…
Öğrenmek…
Bilmek isterim…
Aynı gün bir TV kanalında artık Türk Bayrağı'nın isminin değişmesi gerektiğini tartışıyorlardı.
Türk Bayrağının ismi!
Değişsin mi?
Değişecek mi?
Değişmeli mi?
Sormak…
Öğrenmek…
Bilmek isterim…
Ben!
"Bu Bayrağı Seviyorum"
YA SİZ?
İbrahim Demirtaş 29.03.2013 /Mersin
Bu haber 2422 defa okunmuştur.