Gayrı bizim elin karaçalısı Gül oldu gidelim bizim ellere Anamın babamın acı sözleri Bal oldu gidelim bizim ellere Karaca oğlanın yazdığı çağımızın karaca oğlanı bildiğimiz Musa Eroğlu’nun çalıp söylediği bu türkünün biz gurbetçiler için anlamı ve önemi çoktur. Gurbet elde iyi günlerimiz olsa da sofralarımızı ballı börekli kursak da Bir şeyleri birileri ile anan, babanla, konu komşunla, hemşerinle, hısım akrabanla paylaşmasan ne görün, ne iş tutan, nerden gelip, nere giden gibi hal hatır yapıp gönül almayınca gurbeti bizim oraların yerine koyamadık gurbete gurbetle barışık yaşayamadık tenceremiz gurbette kaynarken gönlümüz sılaya kaynıyor. Onun için bazen böyle güzel türküler dinler bazen de anıları özlemleri hatıraları hayalle ve de şiirlerle dile getirir. Gönül avuturuz anılarla zaman zaman kazancımıza bazen gelir gideriz.
NERELİYİM BEN Tarlada an kavgaları Arıkta su kavgaları Ta eskilerde kalan Uç köylüyüm ben Suları coşkun akan Selleri bulanık akan Dereleri susuz kalan Hüt dereliyim ben Öngeste pınarı olan Mezarlıkta türbesi olan Şimdilik mersinli olan Gurbetçi Türbeseki’liyim ben Ütük’te koyun keçi gütmüş Katırancıkta köne taş yontmuş Topraklıkta sepetle cırrık tutmuş Ta eskiden uç köylüyüm ben Çeşmenin önünde akdutun dibinde Her sabah meydan sohbetleri yapılan Şimdi o sohbetleri dostlukları arayan Uzaklardaki Türbeseki’liyim ben Döne, Helime, Selime, Ayşe neneleri Tat Hasan, Omar Ağa, Çolak dedeleri Rahmetle andığım daha niceleri Güzel insanların köylüsüyüm ben Burada şiirde geçen bazı yer ve isimleri tanımak ve bilmeniz için kısa açıklamalar yapayım. UÇ KÖY: Merkez mahalle dışındaki uzak köyler için söylenir biride Türbeseki’dir. HÜT DERE: Hastaneden ve Uluköy’den gelen kolları ile Türbesekisi’nde birleşen şimdi susuz kalmış bir dere ÖNGES: Türbeseki ve Uluköyün arazi suları ihtiyacını da karşılayan kaynak içme suyunun çıktığı yerin adı. TÜRBE: Kasaba mezarlığının içinde bulunan bir türbe ÜTÜK: Köyün altında demircilik mevkisinin üstünde bol ve güzel piynarları olan bir yer ismi. KATIRANCI: Aşağıya araziye giderken Türbeseki mahallesinin hemen çıkışında sayılı ve nazlı katran ağaçlarının bulunduğu yerin ismi TOPRAKLIK: Yine köyün hemen altında kışın sepet kurup ve cırrık tuttuğumuz bir yer ismi
Çeşmenin Önü ve Akdutun Dibi: Olan yerler ise yine köyün içinde olan yerler bu meydan sohbetlerini biraz açarsak yaklaşık otuz yıl önceleri tüm köy halkı herkes bu meydanlarda sabahları toplanır hem sohbet ederler hem güneşlerlerdi bu genelde en çok kış aylarında olur sanki mecburmuş gibi herkes de kendiliğinden gelir orada bulunurdu saatlerce konuşulur dostluklar, komşuluklar pekiştirilir kimi büke oduna, kimi yaylaya dal kesmeye, kimi ava, kimi sepetle cırrık tutmaya, olmak üzere herkes dağılırdı.
Sevgili hemşerilerim işte doğrusu buymuş şimdi bunlar olmayınca insanların dostlukları azaldı komşuluk ilişkileri ve hatta akrabalık bağları bile azaldı. İnsanlarımız artık örf ve adetlerine gelenek, göreneklerine sahip çıkmadıkça düğünde, dernekte, cenazede kimlerle selam sabah yapacağını ayırır hale geldi. Bunlar doğru şeyler değil bunların yaşanmaması içinde özümüze, dünümüze, örfümüze, adetlerimize köyümüze kasabamıza insanımıza yürekten gönülden sahip çıkmalıyız. Gurbet görmeyince sıladakilere belki bunları önemsiz sayabilirler oysa her şeyin önemi ve değeri çok büyüktük. Yazımın başlangıcındaki türkünün sözleri zaten her şeyi anlatıyor gün gelir kara ve dikenli çalılar gül olur gün gelir ananızın babanızın acı sözleri bal olur demek ki dikenli çalılarında acı sözlerinde bir değeri varmış. Karaçalıların gül olduğu acı sözlerin bile bal olduğu dostluğun kardeşliğin olduğu bir Kazancı da buluşmak ümidi ile hoşça kalın dostça kalın… |