| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
![]() Suna ile Tuna'nın Aşk Hikâyesi
Acaba kültür varlıklarımızın bekçisi, mimarı konumundaki yöneticilerimizin kaçı bu kültürümüzün farkında oldu? Kaçı arşivlerimizde yer alması için Halit Bardakçı'nın, Mustafa Ertaş'ın, Naci Sözen'in verdiği mücadeleyi verdi? Bu kültürlerin Kaybolmaması için ikinci bir Halit Bardakçı, Mustafa Ertaş, Naci Sözen gelmesini mi bekleyeceğiz? Unutmayalım ki tarih tekerrür edebilir, kültür tekerrür etmez. TARİH TEKERÜR EDER, KÜLTÜR TEKERRÜR ETMEZ Araştırmacı yazar Naci Sözen, 04.10.2011 tarihli yazısında ‘’Suna ile Tuna Aşkı’ Hikâyesini Araştırmacı Yazarlarımızdan Halit Bardakçı ve Mustafa Ertaş’ın araştırmalarından öğrendiğini yazıyor. Kendisinin de Zeyve’de araştırma yapıp efsane mezarı bulduğunu, ‘’ mezarı bulma sevinci’’ni yaşadığını yazıyor. Sevinci kim yaşıyor, sadece kendisi… Halit Bardakçı ve Mustafa Ertaş’ın araştırmaları da sadece kendi kitaplarında yer alıyor. Mustafa Ertaş verdiği mücadeler sonucu Türkü ve Film olarak TRT arşivlerinde yer almalarını sağlıyor. Acaba kültür varlıklarımızın bekçisi, mimarı konumundaki yöneticilerimizin kaçı bu kültürümüzün farkında oldu? Kaçı arşivlerimizde yer alması için Halit Bardakçı’nın, Mustafa Ertaş’ın, Naci Sözen’in verdiği mücadeleyi verdi? Bu kültürlerin Kaybolmaması için ikinci bir Halit Bardakçı, Mustafa Ertaş, Naci Sözen gelmesini mi bekleyeceğiz? Unutmayalım ki tarih tekerrür edebilir, kültür tekerrür etmez. Suna İle Tuna Aşkı özetinde Gericebahşiş’ten (Anamur) Yörük aşiretleri, her yıl oldu gibi baharın gelmesi ile Gericebahşiş’ten Barcın Yaylası’na (Başyayla Taşkent arası) göç için yola çıkarkarlar. Bir hafta süren yolculuğun 3. Günü Zeyve’de akşam konaklamak için kalırlar. Aile bireyleri uyumaya geçer, aşiretten bir genç (Tuna) sürüyü kurt ve hırsızlara karşı korumak amacı ile silahı iLe sürüyü bekler. Gecenin belli bir zamanında Suna tuvalet ihtiyacını gidermek için çalıların arasına gider; çalıların sallandığını gören Tuna kurt geldiğini sanıp silahını ateşler, duyduğu feryat Suna’nın son imdat çığlıklarıdır. Nişanlısını vurduğunu öğrenen Tuna üzüntüye dayanamaz. Göç kervanını Barcın’a yerleştirdikten sonra Sarıveliler’de bulunan Halk şairi Fill Ahmet’e gider; üzüntüsünü anlatır. Fil Ahmet 3 keçi kesip yoksullara dağıtmasını ister bunun karşılığında da Tuna’nın istediği yakımları (şiir) yakar: Suna'nın Tuna'ya Deyişleri: Kaza kurşununa uğradı canım, El değmedik tenden, akıyor kanım. Düğünüm mahşere kalmıştır benim, Beni alamayan,Tunam ağlasın. Altın yüzüklerin,elmas kayışım, Akranlar içinde,gayet kişiyim. Yörük kızlarının,deste başıyım Beni saramayan,Tunam ağlasın. Tunam ben vuruldum,yapış elimden, Çöz önceği, kan olmasın belinden, Ben kaldım da sen kalma yolundan, Göç çekip geldiğim,yollar ağlasın. Gök önçektir,aşiretin nakışı, Güvercin topuklu ,keklik sekişli, Adını sevdiğim,zinhar yokuşu, Göç çekip geldiğim,yollar ağlasın. Erisin dağların,Karı erisin, Hep obalar,yaylasına yürüsün, Zeyve Boğazı nı,göçler bürüsün, Göç çekip geldiğim,yollar ağlasın. Sürünün önünde,sürmeli koçlar, Hey akranım kızlar,sallansın saçlar Eyne (Ayna) deresine,varınca göçler Göç çekip geldiği,yollar ağlasın Ah bu nasıl ölüm,beyler ağalar Sevdiceğim Tunam,ah çekip ağlar Üstünden geçtiğim,akkarlık dağlar Eğilip su içtiğim,pınar ağlasın. Yalan dünya,senden murat alamadım, Gelin olup,Tosun ata binmedim, Bir gece Tunamla,mihman olmadım, Sevip saramayan Tunam ağlasın. Elmas yüzüklerin cevher kaşıyım, Yörük kızlarının deste başıyım, Barçın yaylasının al lalesiyim, Sevip saramayan Tunam ağlasın. Beni vuran katil,yere devrilsin, Kavrulsun da külü göğe savrulsun Tunam ın göçleri,köye çevrilsin, Sevip saramayan,Tunam ağlasın. Sevdiğim kuşanmış ala kolanı, Yaylaya gider,dolanı dolanı, Adını sevdiğim,Kervan alanı, Ah çadır kurduğum,yerler ağlasın. A yörüğün kızı kira çekersin, Tülü mayalara ziller takarsın, Sen de benim gibi,evvel bekarsın, Zil çalıp çektiğim,dağlar ağlasın. Varsın Tunam hocasında okusun Garip bülbül,gül dalında şakısın, Al ıstarı,gelin anam dokusun, El yerime bakıp bakıp ağlasın. Yağlı kurşun yedim aknıyor kanım, Yarimi görmeden,çıkmıyor canım Ayna deresinden geçince yolum, Göç çekip geldiğim,yerler ağlasın. Cesedimi göz yaşıyla yusunlar, Mezarımı yol üstüne koysunlar, Gelen geçen,garip ölmüş desinler, Gelip geçtik sıra Tunam ağlasın. Acı melhem, tatlı merhem,düzeyin Yaram derin düğmelerim çözmeyin, Kabrimi de yoldan,uzak kazmayın, Geçtik sıra, Tunam görsün ağlasın. Doku ey sevdiğim,halılar doku, Erkenden yüklemiş,Sunam da yükü, Adını sevdiğim,Zeyve nin bükü, Bana doyamayan,Tunam ağlasın. Ecel oku geldi cana dayandı, Turunç memem al kanlara boyandı, Bu acıya Tunam nasıl dayandı Beni sarmayan tunam ağlasın, Anamur çölleri,yansın yıkılsın, Külü savrulsun da yere dökülsün, Barcın yaylasına,göçler çekilsin, Göç çekip geldiğim,yollar ağlasın, Fil Ahmet bunları, yaktı yegane, Pamuk gibi tenim,battı al kana, Ah etti ağladı,hep yana yana, Al kınamı yakamayan ağlasın. Tuna'nın Suna'ya Deyişleri: Ala şafak ile, gitmiş obası, Avuç avuç ellerinin kınası Anlı şanlı Turcalar ın ağası, Top zülüflü,Bahşiş kızı geçti mi? Al kırmızı, gök öncekin nakışı Yaylaya göçerken,keklik sekişli, Sana derim sana,zinhar yokuşu, Gök öncekli,Bahşiş kızı geçti mi? Kuşanırdı, çal paralı kolanı Salınırdı, hep dolanı dolanı, Adını sevdiğim, Kervan alanı, Gök öncekli, Bahşiş kızı geçti mi? Kıbleye doğru dur, onun kapısı, Kesme taştan, yapılmıştır yapısı, Adını sevdiğim, görmel köprüsü Üzerinden, Bahşiş kızı geçti mi? Nehiridir deli gönül nehiri, Elinden içeyim, bir tas zehiri, Hey sevdiğim, Ermenek in şehiri, Kepen inden Bahşiş kızı geçti mi? Kovanlıklı sular var oluklu, Olukluda kapkaraca sülüklü, Omuz başı, yetmiş seksen melikli, Top zülüflü,Bahşiş kızı geçti mi? Yağmur yağar. ışılaşır sayıları, Eli göçmüş, bozulaşır dağları, Taze gelin koç yiğidin yaylağı, Benim Sunam Turanşah tan geçti mi? Yansın kavrulsun da Anamur yanı, Savrulsun göklere, külü dumanı, Adını sevdiğim Melleş alanı, Gök öncekli Bahşiş kızı geçti mi? Doku ey sevdiğim halılar doku Erkenden yüklenmiş sevdiğim yükü, Sana sual eden Zeyve nin bükü, Benim yarim buralardan geçti mi? Karşıdadır selvinaz ın kapısı İstemem vermez mi yarin babası? Adını sevdiğim Bahşiş obası, Benim Sunam buralardan geçti mi? Ufacık tefecik taştan yapısı, Kudretten kurulmuş yarin yapısı, Sana sual eden Görmel köprüsü, Üzerinden Bahşiş kızı geçti mi? Suna aynı zamanda Yörük kültüründe var olan Toros güzellik yarışmasında güzellik birincisi seçilmiştir. Farklı aşiretten Zeynel de Suna’ya âşıktır. Farklı araştırmalar Suna'yı süt sağarken Zeynel’in öldürdüğünü kaza süsü verdiğini yazar. Doğru olsa olayın sonucu iki aşiret arasında başka olayları da gündeme getirirdi. Olay sonrası gelişen bir olay olmamıştır. Ayrıca göç göçerken olduğu şiirde defalarca vurgulanır. Göçte sürü sağılmaz. Zeyve Otlakiye değil göç yolu üzerinde geçit yeridir. Şiirde de olayın Zeyve’de geçtiği, göç göçerken olduğu vurgulanmaktadır. ….. Tunam ben vuruldum,yapış elimden, Çöz önceği, kan olmasın belinden, Ben kaldım da sen kalma yolundan, Göç çekip geldiğim,yollar ağlasın. ………….. Adını sevdiğim,Zeyve nin bükü, Bana doyamayan,Tunam ağlasın Şiirin başı; kaza kurşunu ile başlıyor kurgu kaza üzerine kuruluyor bu dikkat çekicidir. Kaza kurşununa uğradı canım, El değmedik tenden, akıyor kanım …………… Ölüm kabüllenilmeyen bir ölümdür ……………… Ah bu nasıl ölüm,beyler ağalar Sevdiceğim Tunam,ah çekip ağlar ''ah çekip ağlamak''ta bir ah vardır o da pişmanlıktır. Ölüm kasıtlı olsaydı şiirde beddualar olası idi. Sadece bir tek yerde katil sözcüğü var o da şiirin bütünlüğüne tezat. Katil sözcüğü de şiirin ne başında ne de vurgulanan bir özellik taşıyor. Yörük kültürünün mayasında öç alma duygusu vardır. Tunanın deyişlerinde vurana (Katile) tek vurgu yer almamaktadır. Belli ki vurandan kaçmak, unutmak gibi bir arayış sözkonusu. .... Acı melhem, tatlı merhem,düzeyin Yaram derin düğmelerim çözmeyin, Kabrimi de yoldan,uzak kazmayın, Geçtik sıra, Tunam görsün ağlasın '' Geçtik sıra, Tunam görsün ağlasın'' sevgiye dayalı bir ağlayış ile birlikte suçluluk duygusunun yol açtığı bir ağlama mı? Geçtik sıra ağlasın? Seven bir kişi sevdiğinin süresiz ağlamasını istemez, burada afedilmeyen bir durum ( Tunan'nın kendi kendini afedememesi) vardır cezası: 'Geçtik sıra, Tunam görsün ağlasın'' Ölüm acısının bir yıl sürdüğünü söyler Nazım Hikmet: kalbimin kızıl saçlı bacısı en fazla bir yıl sürer yirminci asırlılarda ölüm acısı. Araştırmacı yazarımız Naci Sözen Zeyve’de mezarı tek bilenin 1922 doğumlu Osman gök olduğunu yazar. 1922 kuşağı köylülerimiz de olayı canlı canlı anlatır. Babam 1927 doğumlu; suna hakkında yazılmış tüm şiirleri kulaktan dolma bilgilerle ezbere okurdu. Yine 1920 kuşağı Bahşiş köylüleri tüm yöre insanımızı tanır, tüm yöre insanımız Bahşiş köylülerini tanır. Aralarında güçlü bir kültür- ekonomik iş birliği vardır. Naci Sözen Efsane mezarın en son bilen tek kişisidir. Küreselleştiğimiz dünyada Yörük göçü artık tarih arşivlerinde yer alacaktır. Bu efsane olay ve mezar son kişilerle uçup, unutulup gidecektir. Bu efsane olay ve mezar kültürümüz açısından bir değer taşıyorsa mezarın anıtlaştırılması gerekir. Bizim için bir değer taşımıyorsa bir iş makinesi ile temizlenip vatandaşa bir tarla kazandırılması gerekir, karar yüce yöneticilerimizin. Olay Naci Sözen’in yazısında belirttiği gibi: Halit Bardakçı- Bütün Yönleri ile Ermenek Naci SÖZEN- ARAŞTIRMA ARŞİVİ Mustafa Ertaş- Tekerleğin Değmediği Yer, Toroslar’ın Batmayan güneşi eserlerinde yer aldığı gibi; -Yörük Göçü. Hikayeler. Çınar Arıkan. 2006 Kendi Yayını, eserinde yer almaktadır. Ayrıca Sarıveliler, Ermenek, Güneyyurt, Kazancı Sitelerinde de farlı nitelikte haber ve bilgiler mevcuttur. Not: Anıt mezar için kaynak sorun teşkil ederse eminim ki bir türkü için 3 keçi kesen Bahşiş köylüleri bir mezarın masrafını karşılamaya da canı gönülden katılacaktır. O5.10.2011 İbrahim Şahin Bu haber 2063 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |