| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
![]() Türk Köylüsü GOTHE yi Tanıyor
Yılmaz Altınsoy'un Hikayesini İbrahim Şahin kaleminden dinleyelim. ‘’TÜRK KÖYLÜSÜ GOETHE’Yİ TANIYOR’’ ‘’Alman Değişik Kültür Tanıma Gençlik Projesi’’ Farklı zamanlarda ‘’Türk-Alman Gençlik Köprüsü - deutschland.de’’, ‘’Erasmus’’ gibi değişik adlarla yürütülen projelerin birine Fikret Ünlü ’nün öncülüğünde Türkiye’de Kazancı Kasabamız ev sahipliği yapar. O dönemde bölgemiz milletvekili Fikret Ünlü Gençlik ve Spor Bakanı’dır. Alman gençlik ekibi Burçak alanı çeşmesinin yanına Körkuyu sapağına kamp çadırlarını kurar. Tercüman olarak da onlara göre köylü Yılmaz Altınsoy’dur. Yılmaz Altınsoy, Almanya görmemiş otellerde kendi çabasıyla ve sonradan evlenmiş olduğu Alman eşinden ileri derecede Almanca öğrenmiştir. Körkuyu mevkiinde eğlence gündüzlü geceli devam eder. Yöresel yeme içmeler, yöresel saz ekibi, yöresel oyunlar. Alman ekip gecenin geç saatine kadar kendilerini dağın başında bir köyde, ardıcın dibinde bir çadırda hisseder. Gecenin ilerleyen saatlerinde Yılmaz Altunsoy Almanca Türk şiirleri okur. Şiirler Almanların dikkatini çekmez. Ne zaman ki Yılmaz Altunsoy peş peşe Goethe’den şiirler Almanca okumaya başlar hepsi pür dikkat kesilir, hepsi bir ağızdan ‘’Mein Gott ( Aman Tanrım), "Türk köylüsü Goethe’yi tanıyor." Kısa süre sonra Alman gazetelerinde başlık "Türk köylüsü Goethe’yi tanıyor." Evet, Türk köylüsü Goethe’yi tanıyor da bu sözü söyleten Yılmaz Altunsoy’u kimse bilmiyor. Kendisine çıkacak kitapta yer ayıracağız. Hangi olayı yazsam, hangi olayı duysam dönüp dönüp aynı yere geliyorum. Bu konuya değinmeden dedelerime bir atıfta bulunacağım. Her iki dedem düşmanı denize döktükten sonra İzmir’den asmalar budanırken yola çıkmışlar, pekmez kaynatılırken köye gelmişler. Bazen bir ay yürümüşler, bir ay sonra yürüdükleri yolun başına gelmişler. Beyşehir gölünü bir haftada geçmişler. Gelelim benim yazının başına sonuna:
Yıllardır bizler kültürümüzün paylaşılmasında, yapacağımız bir etkinlikte dışarıya küçücük bir pencere açalım. Yöremiz boş değil, o küçücük pencereden dünyaya bir ışık dağılacak. Dünya artık bir avuç içi kadar küçüldü. Bir saya oyunumuz Youtube’den keşfedildi, belgeseli çekildi. Belgesele dâhil edilen ‘’Deve Oyunu ‘’ beldemizin markası oldu. Yakında patentinin alınacağını da öğrendik. Yeni pencerelerde buluşmak dileğiyle. Kim bilir ilerde bir Yılmaz daha çıkar ‘’ Türk köylüsü Gorki’yi, Victor Hugo’yu tanıyor’’ diye yazdırır. İbrahim Şahin. 17.08.2023 Bu haber 285 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |