Kazancı Haber (.Bir haberden daha fazlası.)
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORUM

EN ÇOK OKUNANLAR

HASAN   SOYDEMİR’İN    HAYAT   HİKAYESİ

HASAN SOYDEMİR’İN HAYAT HİKAYESİ

Tarih 11 Eylül 2023, 10:22 Editör İbrahim Şahin

Hasan Soydemir, merkez mahalleden Şahasanlar (Şıh Hasanlar) sülalesinden, Şahasan Mehmet’in oğlu olarak, 1938 yılında doğmuştur.

 
 KAZANCILI   EĞİTİM   VE    MESLEK    ÖNCÜLERİMİZDEN    SAYIN    HASAN   SOYDEMİR’İN    HAYAT   HİKAYESİ

 

Cumhuriyetimizin kurulmasıyla birlikte ülke çapında  başlatılan “aydınlanma ve çağdaşlaşma” seferberliği  doğrultusunda 1928 yılında başlayan Türkçe eğitim  Kazancılılar için  “okuma, eğitim alma, aydınlanma, okuyup adam olma“ yolunu açmıştı. Bu zorlu ve çetin yolculuk, zamana,  yörenin coğrafi  ulaşım güçlüklerine, cahilliğe,  ekonomik sorunlara karşı verilmesi gereken zorlu bir mücadele, azim, kararlılık, sabır, fedakarlık, hatta, kazanmaktan başka seçeneği olmayan bir savaş şeklinde yaşanmasını  zorunlu  kılan bir serüven olmak zorundaydı.

Kazancı ilkokulunu bitiren 1. Kuşak  öğrencilerin, 1930- 1950  sürecinde uzaklardaki bir kaç yatılı okul dışında eğitimlerine devam edebilecekleri  ortaokul, lise  ve üniversite eğitimlerine ulaşmaları bir hayalden ibaretti.  Çünkü, bu dönemlerde  en yakın ortaokul ve lise, Karaman, Mersin, Konya, Antalya, Ankara, İstanbul ve İzmir  gibi   çok uzaklardaki  şehir merkezlerinde bulunmaktaydı.

 Hasan Soydemir, İşte bu mahrumiyet yıllarında, yaşanan ve yaşanacak olan tüm imkansızlıklara rağmen şansını sonuna kadar zorlayan, ilkokul sonrası eğitimine devam edebilen ve İzmir’in Hatay semtindeki Askeri Sağlık Astsubay Okulu’nu bitirerek 30.08.1960 tarihinde Sağlık Astsubay Çavuş rütbesiyle TSK bünyesinde göreve başlayan,  diğer bir deyimle, Kazancılı olarak, ilk askeri sağlık personeli olmayı başaran,  eğitim ve meslek öncümüz  Sayın Hasan Soydemir’i  tanımaya ve tanıtmaya  çalışacağız.

Hasan Soydemir, merkez mahalleden Şahasanlar (Şıh Hasanlar) sülalesinden, Şahasan Mehmet’in oğlu olarak, 1938 yılında doğmuştur. İlkokulu bitirdiğinde yakınlarda kayıt yaptırabileceği bir eğitim merkezi aramaya başlamıştır.  Ailesinin desteğini alarak,  bir kaç arkadaşıyla birlikte yola çıkmış,  Konya iline gelerek, 1952 yılında,  iskân ve iaşe başta olmak üzere, birçok yönden kolaylıkları olan Konya İmam Hatip Okuluna kayıt yaptırmıştır.

Okula okuduğu yıllarda, arkadaşları ve kendisinin, uzaklardan, çocuk yaşta ailesinden ayrılarak geldikleri ve maddi desteğin yeteri seviyede olmadığı gibi nedenlerle çok duygusallaştığını, okuldan ayrılmalar olduğunu, babasının bu durumu önlemek için yolun başında “Okuldan diplomayı almadan ayrılmak yok” diyerek kesin ve sert talimatlar verdiğini sohbetlerinde anlatmıştır.

Bu okulda 4 yıl eğitim gören öğrencimiz 1956 yılında mezun olarak diplomasını almıştır. Fakat, İmam Hatip Okulu diploması, normal ortaokul diploması yerine geçmediği için hiçbir yatılı okul sınavına giremeyeceğini öğrenmesi  büyük bir üzüntüye neden olmuştur. Bu sorunun çözülmesi için bir ortaokula kayıt yaptırmak ve okul bitirme sınavlarına girerek ortaokul diploması alınması gerektiği öğrenilmiştir.  Konya’da bulunan iki ortaokula yaptığı başvurular kabul edilmemiş ve bitirme sınavlarına girmesini sağlayacak kayıt yaptırılamamıştır.

Kazancılı Hasan Soydemir,  zamanın diğer gençleri gibi   “okumak ve adam olmak”  ateşiyle çıktığı yolda umutlarını yitirme noktasına gelmişti. Bu umutsuzluk noktasında, Maraş Lisesi ünlü öğretmenlerinden eğitim ve meslek öncümüz Kazancılı İbrahim Türker ile irtibat kurulur. Sorunu öğrenen öğretmenimiz,  köylümüz bir gencin eğitim hayalini sürdürmesine yardımcı olacağını ifade etti. Öğrenciyi Maraş Ortaokulu bitirme sınavlarına girecek öğrenci olarak kaydını yaptırdı.  

Yapılan plan gereği hemen Ermenek ortaokuluna müracaat ederek kaydının aldırılmasını talep etti.  Kayıt geldi fakat hileli bir kayıt ve talep diyerek sınava girmesi engellenmek istendi. Tartışmalar ve direnmeler sonunda Hasan Soydemir’in bitirme sınavlarına girmesine izin verildi. Sınavları pekiyi dereceyle bitiren ve ortaokul diplomasını alan gencimiz tekrar Konya yollarına düştü. Bu mezuniyetle öğrencimiz Ermenek orta okulundan mezun olan ilk Kazancılı  öğrenci olma unvanını almış oluyordu.

Elinde diploma ile Konya’ya gelen öğrencimizin acilen bir iş bulması ve harçlığını çıkarması gerekiyordu. Öğrencilik sora erince, köyde harçlık gelmesi ve eline ulaşması ihtimali kalmamıştı. Hemen önceden tanıştığı, Akmanastır köyünden,  Konya PTT Başmüdürlüğünde veznedar olan Ahmet Özgören’nin yanına koştu ve acilen bir iş bulmasını istedi. Bu iyiliksever kişi, Kazancı’da uzun yıllar bakkallık yapan Mustafa Özgören’nin akrabasıydı. Özgören ailesinin bir üyesini 1980 yılında, Adana ilinde, kaçak eşyaların satıldığı Japon Pasajındaki dükkânında tanımış ve çayını içmiştim. Aynı günlerde, bakkal Mustafa’nın oğlu köyde, tanıdığımız Mehmet’in Adana sokaklarında tabla üzerinde battaniyelerle seyyar satıcılık yaparken görmüş kısa bir konuşma yapmıştır.

Veznedar Ahmet Bey hemen konuyla ilgilenir, gencimizi, Beyşehir yakınlarında yapımı devam eden APA Barajına göndermeye karar verir. Elinde diploması ve şantiye şefine yazılmış notu ile yola düşen gencimiz hızlıca ve heyecanla şantiye kapısına dayanır. Durumunu gören, hikâyesini dinleyen ve paraya ihtiyacının önemini öğrenen şantiye şefi gencimizi işçilerin çalışma kayıtlarının tutulması (puantör veya formen)  işini verir. İşe hemen başlayan gencimizin işi kolay, fakat alacağı ücret azdır.

Kazancılı Hasan işine devam ederken, barajın özel bir ihtiyacını giderecek olan bir işi pazarlıkla üstlenen bir mühendis, bazı taşıma ve aktarma işini yaptırmak için Hasan ve diğer 2 gence boş zamanlarında kendisine iş yapmalarını teklif eder. Teklif hemen kabul edilir ve gençler sevinçle işe başlarlar ve işi kısa bir zamanda bitirirler. Bu durumu gören işveren mühendis gençleri över 1.000,00 TL öder. 

Kısa sürede kazandıkları bu parayı bölüşerek 333 TL paylarını ceplerine atan gençler soluğu Konya’da alırlar. Şirketten ayrılırken, çalışma günlerinin karşılığı olan hak edilmiş ücretini ödemezler. Konya  sokaklarında  karşılarına çıkan ilk lokantaya dalarlar, masaya kurulurlar ve karşılarına dikilen garsona gurur içinde canları ne istiyorsa masaya gelmesini  isterler. Yemek sonunda her birinin ödediği 10 TL yemek ücreti günün şartlarına göre yüksek bir ödeme oluyordu.

Kazancılı öğrenci Hasan, geleceği konusunda köklü bir adım atabilmek için tekrar veznedar Ahmet Özgören’nin karşısına dikilir ve yatılı bir okula başvurmasına yardımcı olmasını ister. Durumun ciddiyeti karşısında etkili bir girişimde bulunması gerektiğini düşünen Ahmet Bey, önceden tanıdığı Konya, Meram Askerlik Şubesi Başkanına gidilmesine karar verir. Birlikte şube kapısına dayanırlar. Misafirlerini dinleyen ve öğrenci Hasan’ın narin, sessiz, sakin ve efendi bir genç olduğunu anlayan başkan “Evladım sen piyade, topçu, silahçı olma, seni Askeri Sağlık Okuluna gönderelim, sağlık astsubayı ol “ diye tavsiyede bulunur.

Askerlik Şubesinden müracaat formunu alan gencimiz hemen okula postalar.  Sınavın 15 Ağustos günü başlayacağını öğrenince,  İzmir yoluna düşer.  İzmir Hatay semtindeki okula vardığında, bazı sorunlar nedeniyle sınavın bir ay ertelendiğini öğrenir. Çalışmak ve harçlık kazanmak zorunluluğu yine karşısına çıkmıştır. Kazancılı kireç ocağı işletenlerin Kırıklar bölgesinde çalışmakta olduğunu öğrenir. Kaldığı otelin karşısında dükkânı olan ve yeni tanıştığı Ermenekli bir esnaftan, Mezarlık Başından kalkan otobüse binmesi ve Kırıklar yöresine varınca inerek köylülerini bulması konusu konuşulur.

Otobüsle istenen yöreye giden gencimiz, arazilerden geçerek ve sorarak Kara Ahmet oğlu Hüseyin’in ocağına ulaşır. Kerimenin Ali isimli komşusunun da aynı ocakta çalıştığını görünce rahatlıyor.  Başından geçenleri anlatan ve sınav tarihine kadar çalışarak harçlık kazanmak zorunda olduğunu anlatır. Kendisine ağır işler dışındaki bazı hafif hizmetleri görmesi, bakkaldan, manavdan sipariş erzakları getirmesi, su taşıyıp dağıtması gibi işler yaptırılır.

Sınav günü gelince kazandığı parayı alarak okula gelen öğrencimiz sınavı kazanarak 1958 yılı sonbaharında Askeri Sağlık Astsubay Okuluna öğrenci olarak girer. Başarılı iki yıllık eğitim sonunda,  30.08.1960 tarihinde Sağlık Astsubayı olarak ve Astsubay Çavuş rütbesiyle mezun oldu ve ilk maaşını aldı. Mesleki eğitimine Ankara’da devam etikten sonra Erzurum, Aşkale 100 Yataklı Askeri Hastanesi’ne Sağlık Astsubayı olarak atandı. Bir yıl sonra Erzurum Çakmak Hastanesi’ne atandı ve 2 yıl burada görev yaptı.

Doğu hizmetini tamamladığında Manisa 200 Yataklı Askeri Hastanesi’ne atandı. Bu süreçte, Ermenekli Bakırcı Hacı’nın kızı Şerife hanım ile evlendi. Manisa’dan, 5 yıl süreyle görev yapacağı Diyarbakır Askeri Hastanesi’ne atandı. Bu hastanedeki görevinden İstanbul’daki bir sağlık merkezine atama beklerken,  nedense, Tatvan Sıhhiye Bölüğüne atandı. Çocuklarının eğitimi için büyük şehre gitmesi bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmıştı.

Bu sırada İstanbul’da ticaretle uğraşan eşinin kardeşleri emekli olarak bu şehre gelmelerini önerdiler. Yapılan değerlendirmeler sonunda ailecek emeklilik kararı alınarak Aralık 1979 ayında emekli oldular ve İstanbul’ taşındılar. Bu şehirde eğitimlerini tamamlayan oğlu kendi işini kurdu, kızı maliyeci oldu. Emekli Hasan Bey İstanbul’da ticari faaliyete başladı. İşlerini gittikçe genişletti ve çok sayıda ücretli insan çalıştıran bir iş hacmine ulaştı. Hatta birçok ülkeye ihracat bile yaptı. Bu serbest ticari hayatı 25 yıl sürdü.

Eğitim öncümüz 2005 yılında işlerini çocuklarına devretti. Sonra hacca gitti. Kışları İstanbul, Maltepe’de ikamet etmekte, yazları Burhaniye kentindeki yazlığına giderek sakin bir hayat sürdürmektedir.

Eğitim ve meslek öncümüzün bu hayat hikâyesi filmlere konu edilip dizi olarak yayınlanması gereken serüvenler yumağıdır. Çocuk denecek yaşta, tek başına ve sınırlı maddi imkânlarla, kocaman şehirlerde, karşısına çıkarılan sayısız zorluklara direnerek, yılmadan, tökezlemeden, diz çökmeden,  yorulmadan, vazgeçmeden, başarmak zorunda olduğunu bilerek mücadele etmiş, engelleri birer birer aşmış, amacına ulaşmıştır. Meslek hayatı başarılarla geçmiş, emeklilikte bol kazançlı işler yapmış ve zamanı gelince kenara çekilerek gençlere yol vermesini bilmiştir.

Bu hikâyenin sonunda diyeceğimiz, hizmet öncümüz Hasan Soydemir Abimiz bu sıra dışı başarı hikâyesi karşısında diyebileceğimiz “Hayatın zorluklarına teslim olmamış,  geri çekilmemiş, başarılarıyla hayata adeta çelme takmış ve hayatın tozunu almış ve tökezletmiştir”  sözü olacaktır.

Sağlık, mutluluk dolu nice yıllar dileğiyle.

 

Derleyen-Yazan  : : Av. Naci SÖZEN

               24.08.2023,  Kazancı / ERMENEK / KARAMAN

Bu haber 72 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Kişiler/Olaylar/Hikayelerimiz

Kartal Tepesi’nde Kazancılı Bir Dağ Korumacısı Var

Kartal Tepesi’nde Kazancılı Bir Dağ Korumacısı Var Taraflar arasındaki tartışma ve atışmalar, bazen çatışmaya dönüşerek devam ederken, 27 Mayıs 1960 günü ihtilal olur...

İLKLERİN ADAMI İBRAHİM TAŞTEKİN’İN İLHAM VEREN HAYAT ÖYKÜSÜ

İLKLERİN  ADAMI İBRAHİM   TAŞTEKİN’İN   İLHAM   VEREN  HAYAT  ÖYKÜSÜ Allah’a duamız Taştekin gibilere kapılar açanları, Taştekinleri çoğaltsın. Onlara çok ama çok ihtiyacımız var.

ANKET

Alanya İl olursa Kazancı bağlansın mı




Tüm Anketler

HASTANE ÖNÜNDE İNCİR AĞACI29 Eylül 2023

HABER ARA


Gelişmiş Arama

© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez.

RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi