Yorum İçin teşekürler, Yazdıklarınız için teşekkürler Naci Bey, Anamur Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler sorumlusuna: Festivallerde Yerli şaiir ve santçılara yer verilmesi talebinde bulunmuştum. Aldığım cevap: ''Prosütürümüzde böyle bir şey yok'.' sözü oldu. Yerel gazetelerde görevli bir arkadaş:'' Festival komitesinde yöneticiden, sanat- bilim adamına kadar kimler yok ki...'' dedi. Komitenin yaptığı tanınmış bir sanatçıya bir konser verdirtmek. Festivallerin konserden farkı yok.Prosütür ile kültürü ne zaman ki ayırt eden yöneticiler iş başı ederse kültürümüzün, sizler gibi kültürümüzü yaşatma çabası içinde olanların kıymeti bilinecek.
Degerli yazarımızı, bu ayrıntılı ve guzel yazısı için kutluyorum. Yöremizin tarihi ve kültürel olaylarının unutulmasını önlemek, gelecek kuşaklara aktarmak ve bilirnir ve yazılır hale getirmek önemlidir. Bu olay ve sonrasında yakım (destan) yazılması konusundaki bir ayrıntıyı biraz açalım. Üstad yazar Sayın Mustafa ERTAŞ Hoca'dan öğrendiğime göre, göç yolunda meydana gelen bu ölüm sonrası, göç katarı Barcın yaylasına ulaşır. Tuna, bu ölüm için bir yakım yazmması için yörenin ünlü ozanı Fil Ahmet' gider. Ozan, boşa yakım yakılmaz diyerek, bir kurban kesip, kazanlarda yemek pişirerek halkı doyurmasını, bir kurbanı bir camiye, diğerini kuran kursuna bağışlamasını, sonrasında yakımın yazılacağını bildirir. Tuna, bu istekleri yerine getirir ve sonrasında hem Tuna, hem de Suna diliyle bu yakım yakılır..Yakım, beşik kertmesinden başlar, göç yolları ve olay yerinden geçerek Barcın'a kadar uzanır.. Herkese selam...