| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
Acıyı Yaşamla Harmanlayanlar-Rahime KAYA![]() 26 Mayıs 2010, 17:20 Yaratılışınızda sahip olduğunuz değerleri, yok diye düşündünüz mü hiç… Özellikle fiziksel değerleri… Zihinsel değerleri yok sayarsanız zaten yokluğunda kaybettiklerinizin farkında olmayacaksınız. Ama günlük yaşamınızda farkında olmadan yaptığınız reflekslerin, davranışların insana verilmiş en büyük ödül olduğunu fark etmek için kaybetmeyi beklemek gerekiyor mu? Gerekmemeli, bu başarılırsa hem kendiniz hem de birçok sıkıntılı kişiyi anlamış olacaksınız. İnsana öğretilen insan fizik yapısının dışındaki görünüm, ona engelli adını verdirir. Dışarıdan bu görünüme bakar ve kendi yüreğimizin erdiğinden bir dil kullanırsınız ya da içten bir merhaba. Hiç düşündünüz mü engelli ya da hasta kişilerin yaşamını… Başkası verirse bir yudum suyu içtiğini, bir lokma ekmeği yediğini, sağından soluna dönemeyişini, ağrılarda kıvranışını… Son dayanma noktasına kadar acım var diyemeyişini… Gecelerin uyku için hiç olmadığını, gündüzlerin huzur… Acılar yumağının içinde birde kaybettiği düşlerine yanışını… Bütün hayallerinin, umutlarının yerle bir oluşunu… Bunlar yetmezmiş gibi birde minnet duygusunu… Etrafında kim varsa ve kişiye yardım ediyorsa ona minnettarlık. Her an onun gözlerini takip etmek. Acaba kızdı mı, zoraki mi yardım ediyor, ben yük müyüm gibi düşüncelerin rüzgârında savruluşunu, içine hassasiyet kamalarının sokuluşunu… Yaşadığı her anın zehir, zıkkım oluşunu… Kimseye derdini anlatamayışını… Bir dua etmeli Allaha ama yaşamak için mi, ölüm mü bunun karasızlığını… Düşünmediniz değil mi yada bu ayrıntıda düşünmediniz. Hiç kimse bir diğerinin neler yaşadığın tam olarak bilemez. En yakınınızdaki anneniz bile siz acım var derseniz acınızın varlığını öğrenir. Dişinizi sıkar ve acınızı saklarsanız, kimse fark etmez. Tabi acının boyutu da yaşadığınız acıyla orantılı olarak değişir. Bir büyük acıyı tatmadığınız sürece iğne batan parmağınız ağzınızda olacaktır. Oysa parmağınız kesilse acı budur ama kolunuz kesilirse parmağın acısı hafif kalır. Bu durumda kişinin bir kendisi vardır yokluklar içinde bir de yaratanı. Onun dışındaki her şey fazlalık ve işkencedir. Ta ki kendisine sunulmuş yeni yaşamı kucaklayıncaya kadar. Kişi sahip olduklarının geriye alınmasına pek kolay alışamaz. Çünkü yeni yaşam zorlu, engebeli, yıkımlıdır. Ama yeni birey arınmış, yeni doğmuş saflığında ve çocuk yüreğiyledir. O yürekte kin, nefret, art niyet, bencillik asla barınamaz. Dünya görüşü, yaşamdan beklentisi ve yaşama bakışı yeniden şekillenmiştir. Yeni yaşamına savaş kazanmış komutan edasıyla sarılacaktır. En zorlu yolları yürümüş, fırtınalarda ayakta kalmış daha ne istesin… Ama iki isteği hiç bitmeyecektir. Bağımlı olmadan yaşamak ve sevilmek… Sevgi kişileri yaşama bağlayan tek ve en güçlü bağdır. O yürekten oluşmuş bir insandır artık, yaşama sevdalıdır…. Rahime KAYA - ra_kaya@yahoo.com Bu haber 2086 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |