| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
Türkiyenin İlk Yerli Otomobili Devrim![]() 15 Temmuz 2011, 03:03 Devrim. 23 tane yürekli Türk Mühendisinin otomobil konusunda uzman olmadıkları halde, zamanın yönetiminin isteğiyle 1961 yılında, 4.5 ay gibi çok kısa bir sürede canını dişine takarak yaptıkları Türk otomobili Devrim. İmkansız gibi görünen süreçleri aştıktan sonra bürokrasi ve ülke üzerinde hakim olan diğer güçlerin etkisiyle yok edilen Türk otomobili Devrim.Otomobilin üretilmesinde çalışan bir mühendisin sözüyle adı bile yok edilmesine neden olabilecek nitelikte olan Türk otomobili Devrim. Devrimin öyküsünü bilmek ve anlamak, yeni yetişen ve belli idealleri olan insanlarımızın geçmişte yaşananları düşünerek tarihten ders çıkarmasını ve ülkemizde nedense hep üretim alanında atılan adımların belli bir seviyeye gelince engellerle karşılaştığını görmesini sağlayacaktır. "....Tarımı da ıslâh edeceğiz; ancak ot satmakla neticeye varmak kabil değildir. Bir vapur dolusu pamuk karşılığı yedi-sekiz otobüs alabiliyoruz. Bir vapur pamuğun ne emeklerle meydana geldiğini takdir edersiniz. Bu cihetle sanayi de lâzımdır." "Muvazeneli (dengeli) bir tempo ile sanayileşmek mecburiyetindeyiz. Buna mutlak zaruret vardır. "Bizde sanayi yok mu?" diye soracaksınız. Vardır; ancak bunlar o kadar dağınıktır ki, heyeti umumiyesini (tamamını) bir istikamette çalıştırmak lâzımdır." "Otomobil sanayiine gelince; medenî bir memleket nakil vasıtalarını kendisi yapmalıdır. Nakil vasıtaları bugünkü dünyada, ekonomik alanda büyük yer almaktadır. Nakil vasıtalarını kendimiz yapmalı, kendi vasıtalarımızla taşımalıyız. Bidayette (başlangıçta) bazı yerli aksamlarını vücuda getirmeli ve inkişaf ettirerek (geliştirerek) % 70 - 80'ini meydana getirmeliyiz." "Türkiye'de otomobil yapılamaz diyorlar. Bu tamamiyle kara bir düşüncenin mahsulüdür. Türkiye'nin bugün malik olduğu bir çok sanayi kolları vardır ki, bizi bu mevzua da teşvik ediyor...." Kongrenin ardından Cemal Gürsel imzalı 22 Nisan 1961 günü 18-1959 sayılı ve "çok gizli" damgasını taşıyan bir Başbakanlık yazısı Ulaştırma Bakanlığı'na iletildi. Yazıda şöyle deniyordu: "Memleketimize has bir binek otomobil motoru imali ve örnek olarak da bir yerli otomobil numunesinin vücut bulmasını müteakip (takiben), diğer memleketlerin en iyi evsaftaki (nitelikteki) otomobilleriyle mukayesesinin yapılarak hatalarının da tespiti suretiyle bu otomobilin zamanla tekamül ettirilmesi (geliştirilmesi) mevzuunun ivedilikle tetkiki..." Proje için TCDD'nin Eskişehir Cer Atölyesi merkez seçildi (Cer, Arapça'da "çekmek, sürüklemek" anlamına gelir. TCDD çalışanları arasında ya da 1950-60 dönemi halk dilinde, lokomotiflerin teknik bakımının yapıldığı ve yenilerinin imal edildiği fabrikalara da "cer atölyesi" denirdi). Ankara, Sivas ve Adapazarı'ndaki TCDD fabrikaları da aynı proje kapsamında görevlendirildi.Projeyle başka bir kuruluşun değil de Demiryollarının görevlendirilmiş olması,bir yandan, o tarihlerde TCDD'nin onarım amacıyla kurulmuş fakat geniş ölçüde yedek parça imal eden Ankara, Eskişehir, Sivas ve Adapazarı'ndaki fabrikaları ile önemli bir teknik potansiyeli ve yetişmiş işçisinden mühendisine kadar güçlü bir teknik kadrosunun bulunması; öte yandan Genel Müdür Yardımcısı Yüksek Mühendis Emin Bozoğlu'nun asker kökenli ve aynı zamanda Sıtkı Ulay Paşa'nın akrabası olması dolayısıyla Milli Birlik Komitesi ve çoğu kabine üyelerince yakından tanınıyor ve güveniliyor olmasının sonucu idi. Projeye ayrılan ödenek o dönemin rakamlarıyla 1.600.000 TL olup proje esnasında 900.000 TL'ye düşürülmüştür. Bu ödenek çalışanların ücretleri, proje için gerekli sayısız masraf için öngörülen miktardı. Salih Kaya Sağın bu konuda şöyle diyor: "Haber, yorum ve fıkralarda, harcanan bunca paranın boşa gittiğinden dem vuruyorlardı. Bize 1 milyon 600 bin lira tahsis edilmişti. Oysa aynı yıl orduda süvari birlikleri kaldırıldığı halde Tarım Bakanlığı bütçesine "At neslinin ıslahı için" konmuş bulunan 25 milyon lira ödenekten ve sonucundan kimse söz etmiyordu. Hala merak ederim, at neslinde o günden bu yana bir gelişme sağlanmış mıdır?" Proje bu ödenekle; araştırma, geliştirme, tasarım, imalat, hatta imalat için gerekli makinaların imali safhaları da dahil olmak üzere son derece kısıtlı imkânlarla sadece 135 gün içerisinde gerçekleştirilmiştir. Krem renkli Devrim-1 ve siyah renkli Devrim-2 araçları 29 Ekim 1961 günü Ankara'da devlet başkanına sunulmuştur. Direksiyonunda yüksek mühendis Şecaattin Sevgen'in oturduğu bej renkli Devrim-1 Ankara caddelerini,halkın alkış ve gözyaşları arasında aşıp, önce Anıtkabir'e oradan da geçit töreninin yapılacağı Hipodrom'a gitmiş ve geçit törenine katılarak görevini başarıyla sürdürmüştü.Fakat devrim iki olan siyah araç meclis bahcesinde 100 metre gittikten sonra benzini bitip durmuştur.Devrim ikinin benzininin bitmesi ise şu talihsiz olaydandır.İlk otomobilin yol tecrübeleri sürdürülürken bir yandan da ikinci otomobilin yetiştirilmesine çalışılıyordu. Siyah renkteki bu iki numaralı Devrim'in son kat boyası ancak 28 Ekim akşamı vurulabilmişti.Pasta ve cilası Ankara'ya sevkedilmek üzere yüklendiği trende gece yol alırken yapıldı.Buharlı lokomotiflerle çekilen trende bacadan sıçraması olası kıvılcımlardan ötürü güvenlik önlemi olarak benzin depoları boşaltılmıştı. Tren sabaha karşı Ankara'ya geldi. İki Devrim o zamanlar Sıhhıye semtinde, şimdiki Adliye Sarayı'nın yerindeki Ankara Demiryol Fabrikasına indirildi. Manevra imkanı sağlamak için depolarına yalnızca birkaç litre benzin kondu. Asıl ikmal, sabahleyin Sıhhıye'deki Mobil Benzin İstasyonundan yapılacak, sonra da Meclis'e gidilecekti. 29 Ekim sabahı Fabrikaya gelen otomobilli, motosikletli oldukça kalabalık bir trafik ekibinden oluşan eskordun arasında Devrimler yola çıktı. Çıktı ama, eskorttakiler, benzin alma işinden haberleri olmadığı için Mobil'e uğramadan yola devam ettiler. Meclis'in önüne gelindiğinde durum anlaşıldı, acele getirilen benzin 1. arabaya kondu, 2 numaraya konacağı sırada Cemal Paşa Meclis'in önüne gelmiş ve Anıtkabir'e gitmek üzere 2 numaralı Devrim otomobiline binmişti. Yola çıkıldı fakat 100 metre kadar sonra motor öksürerek durdu. Cemal Paşa'nın "Ne oluyor?"sorusuna direksiyondaki Y. Muh. Rıfat SERDAROĞLU "Paşam benzin bitti." cevabını verdi. Paşa'dan özür dilenerek 1 numaralı Devrim'e geçmesi rica edildi. Büyük bir hoşgörü ile buna uyan Cemal Paşa Anıtkabir'e bu otomobil ile gitti, inerken ünlü "Batı kafasıyla otomobili yaptınız ama doğu kafasıyla ikmali unuttunuz." sözlerini söyledi. Ertesi gün bütün gazetelerin sözbirliği etmişçesine "100 metre gidip bozuldu" başlığını attıkları 2 numaralı Devrim aynı gün Hipodrom'daki geçit törenine katılıyor, basınımız ne bunu, ne de Cemal Paşa'nın Anıtkabir'e bir başka Devrim otomobili ile gittiğini yazmıyor, yalnızca haber, yorum ve fıkralarda harcanan bunca paranın boşa gittiğinden dem vuruyorlardı. Oysa aynı yıl Tarım Bakanlığı bütçesine konmuş bulunan "At neslinin ıslahı" için 25 milyon TL ödenekten ve sonucundan kimse söz etmiyordu. Gürsel o gün yaptığı konuşmada "Bir aşağılık duygusu ile bizde otomobil yapılamaz diyenler utansın!" demiştir.Bu sözler mânidardır; zira dönemin Sanayi Bakanı "Bugünkü şartlarda memleketimizin otomobil üretmesi mümkün değildir.""Türkiye'de otomobil üretilemeyeceğini" iddia ediyordu. Cemal Gürsel, projeye katılan mühendisler ve Mühendisler Odası haricinde böyle bir projeye destek veren hemen hiçkimse bulunmuyordu. demekten çekinmiyor; Devlet Planlama Teşkilatı Türkiye'de otomobil üretimini bir "lüks" olarak görüyor, bu arada sivil toplum cephesi de boş durmuyor Otomobil Dernekleri Yardımcı Sanayii Birliği'ni suçlayarak Projeyi halk da sahiplenmişti. Projeye katılan mühendislerden Kemalettin Vardar, proje öncesinde gördükleri halk desteğini ise şöyle anlatıyor: "Devrim ile Ankara-Sivrihisar ve Polatlı arasında deneme sürüşleri yapardım. Zaman zaman beni yoldan çevirip arabanın kaputuna sarılan ve ağlayanlar çok olurdu. "Bu arabanın kapısı açılsa açılmaz, kapansa kapanmaz" diye söylentiler dolaşırdı. Yolda beni durdurup kapıyı defalarca açıp kapatan ve bir yandan da ’Hani kapanmıyordu’ diye isyan edenlere de çok kereler rastladım." İmalat bittikten sonra projede çalışanlar görüşlerini şöyle ifade etmişlerdi:"Devrim otomobilleriyle, "Türkler otomobil yapamaz!" zihniyeti çürütülmüş, geri düşünce mağlup edilmiştir. Şunu ileri sürebiliriz ki, Devrim'in daha sağlam, daha güzel hale getirilmesi artık bir yatırım işidir. Bu konuda karar vermek de devletindir. Teşvik görmek bizleri şevklendiriyor. Yapıcı tenkide daima hazırız. Şahsi hiçbir menfaatimiz yok. Hedefimiz memleketimizin inkişafıdır.(gelişmesidir) Takdir Büyük Türk Milletinindir." Devrim Otomobilleri "Türkiye'de otomobil ve motor yapılamaz" görüşünü yıkarak bir zihniyet devrimi gerçekleştirmiş ve bu şekilde Türkiye'de otomobil sanayiinin kurulmasına büyük katkı sağlamıştır. Bu proje, Devlet Başkanı Cemal Gürsel'in konuyu dikkate alması ve projede yer alan 22 mühendisin, bir mimarın; başta Eskişehir Cer Atölyesi olmak üzere Ankara, Sivas ve Adapazarı'ndaki TCDD fabrikala- rının, ustalarının ve işçilerinin 129 gün süren insanüstü çabaları sonucunda gerçekleştilmiştir. Devrim Arabalarının geçmişini anlamaya çalışmak bile insana üzüntü veriyor.50 yıl önce yokluklar içinde yerli araba üretimini gerçekleştirmiş bir ülke eğer, seri üretime geçse idi 50 yılda kazanacağı tecrübe ve pazar payı ile şu an önemli ülkelerle yarışır ve önemli miktarda da ihracat yapardı.Bugün yıl 2011 ve hala yerli üretim bir otomobilimiz yok ve can alıcı soru Devrim'e ne mi oldu? 1961'de üretilen toplam 4 adet Devrim otomobilinden biri günümüze ulaştı. Özel olarak yapılan garajında Tülomsaş Müzesi'nde ziyaretçilerini ağırlıyor ve işin iç burkan diğer yanı otomobil hala çalışır durumda.. Ali KORKMAZ 15.07.2011 İstanbul Bu haber 3221 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |