| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
Filistin Cephesinde Üç Kazancılını Öyküsü
Yemen ve Filistin cephesi veya savaşları olarak da adlandırılan bu olaylarda Kazancılılarda görev almıştır. Osmanlı İmparatorluğu çöküş ve dağılma sürecini yaşamaktadır. Fransız devrimi etkisinde kalan dünya, bağımsızlık kavramını ön plana çıkartmıştır. Bu kapsamda, devletin sınırları içinde bulunan bir çok bölgede bağımsızlık fikirleri işlenmekte ve halk yabacılar tarafından isyana teşvik edilmektedir. Bu gelişmeler, Ortadoğu bölgesinde de (Arap yarımadası) İngilizler ve Fransızlar öncülüğünde şekillenmektedir. Bölge halkı, Osmanlı idaresinden kurtulmak ve kendi bağımsız devletlerini kurmak hevesiyle isyan çıkarmaktan ve düşmanla işbirliği yapmaktan geri kalmamışlardır. İngiliz casusları bölgede cirit atmış olup, casus Lawrens romanlara ve filimlere konu olmuştur. Yemen ve Filistin cephesi veya savaşları olarak da adlandırılan bu olaylarda, Osmanlı Ordusu, isyanları bastırmak ve bölgeyi işgal etmeye başlayan, İngiliz ve Fransız ordularını bölgeden uzaklaştırmak için sonu ağıtlara kadar gidecek olan seferi başlatmıştır. Devletini ve vatanını her cephede savaşlara katılarak savunmuş olan Kazancılılar, bu çöl harekatında da yerlerini almışlardır. Filistin cephesine sevk edilen askerler arasında bulunan Kazancılılar, Kasım Alisi, Dumbul Mehmet ve Alıbubalardan Süleyman (1893-:....) isimli gazilerdir. Ermenek köylerinden celple sevk edilenler Konya toplanma merkezine varmışlar ve Adana üzerinden Filistin cephesine ulaşmışlardır. Katıldıkları savaşlar, Kudüs, Yafa, Lazkiye savunmaları ve Filistin bölgesinin düşmandan geri alınması taarruzudur. Osmanlı Devleti, bu kutsal sayılan toprakları savunmak ve işgalden kurtarmak için, tozlu ve sıcak çöl diyarlarına yağız Anadolu gençlerini sürmüş olup, bu kahramanlık olayının sonu, coğrafyanın yok edici etkilerine, düşmanla işbirliği yaparak, kendi devletinin ordularını arkadan vuran Arapların tarihe mal olmuş kalleşlikleri ile de eklenerek, “ Ora Yemendir, Gülü dikendir, Giden gelmiyor, Acep nedendir “ dizelerine ilham veren gidenlerin geri dönmediği bir sefere dönüşmüştür. Savaşa katılan bu üç Kazancılı, gelişen olaylara göre bir birinde ayrılmış ve farklı cephelere düşmüştür. Süleyman, çok güçlü bir delikanlıymış ve heybetinden Araplar sürüler halinde kaçarmış. Kasım Alisi, en uzaklara giden birlikte yer almıştır. Filistin içlerinde tüm birlikler tuzağa düşürülerek İngilizlere esir düşmüştür. Kasım Ali, esirken, Süveyş kanalı inşaatında çalıştırılmıştır. Burada, Türkçe bilen bir kişiyle karşılaşır. Ermenek / Kazancılı olduğunu duyan kişi, “ Art beleni (At) ardıçları duruyor mu ? “ diye sorar ve “ ah en yukarıdaki goca ardıçın gölgesinde bir uyusam “ diye iç geçirir. Önges pınarı ve Aybahan suyu ve yukarı Aybaham’daki deli kavak ağacını da sorar. Dumbul Mehmet, medrese mezunu yani tahsilli olduğu için, önce çavuş, sonra da Uzman Astsubay rütbesi verilerek takım komutanı yapılmıştır. Akdeniz kıyısında bir çarpışmada tüm birliği ile İngilizlere esir düşmüşlerdir. Bir İngiliz askeri, esir alınanlar arasındaki takım komutanını hedef alarak, elinden kılıcını almak için hamle yapar. Bunu anlayan Mehmet, kılıcına ayağını basarak ikiye böler ve yakındaki denize fırlatır. Kılıcı almayan İngiliz sinirlenerek tüfeğinin dipçiğini esirinin beline defalarca vurur. Bu darbelerin ağrıları ömür boyu devam etmiştir. Esir alınan Dumbul Mehmet, Kahire esir kampında yıllarca kalmıştır. İmamlık yanında, taş ustalığı, marangozluk, ayakkabıcılık ve terzilik meslekleri de olduğundan, hapishanede ayakkabı tamirciliği yaparak para kazanmış ve sonradan bu paraları ayakkabısı astarı altına gizleyerek yurda getirmiştir. Bu muhterem insanlardan, Kazancıya ilk önce Kasım Alisi dönmüştür. Diğerlerinden yıllarca hiç haber alınamamıştır. Fakat, kısa bir süre sonra Kurtuluş Savaşı seferberliği başlamış olduğundan, savaş tecrübesi var, iyi silah kullanır diyerek bu kişi tekrar silah altına alınarak cepheye sevk edilmiştir. Sakarya ve Afyon savaşlarına katılarak Yunanlıları İzmir’de denize döken birliklerle birlikte İzmir’e ilk giren askerler arasında yer almıştır. Yıllar ve savaşlar bir birini kovalamış, Osmanlı Ordusu Yemen ve Filistin cephelerinde ağır bir yenilgiye uğramış ve binlerce vatan evladı çöllerde tam anlamıyla “ telef “ olmuştur. Fakat, Atatürk önderliğindeki Türk orduları Anadolu’yu dört yandan kuşatan düşmandan kurtarmış ve barış anlaşmaları yapılmıştır. Savaş sonunda, Kazancıya sağ olarak dönen Kasım Alisi, uzun yıllar yaşantısını sürdürmüş ve anılarını etrafına anlatmıştır. Yazacak daha çok şeyler vardır. Nihayet, bunca cephede savaşan ve her cepheden sağ olarak kurtulup memleketine dönmüş olan bu merhum gazi, yaklaşık 35-40 yıl önce, köyden Ermenek’e giden arabanın Çavuş Alanı civarında yaptığı bir trafik kazasında can vermiştir. Dumbul Mehmet’ten, savaşların bitmesine rağmen haber alınamamış olup, savaş kaybı (akibeti meçhul) anlamına gelen künyesi gelmiş ve nüfustan düşülmüştür. Esirliği bitince yurda dönüşü çok zaman alan merhum gazi, Cumhuriyet ilan edildikten sonra Kazancı’ya dönmüş ve tekrar nüfusa kayıt edilmiştir. Köyde yaşantısını devam ettirerek imamlık, çiftçilik ve 1942 yılı Hacı Muhtar (Erdem) döneminde, muhtar ihtiyar heyeti üyeliği (azalık) yapmıştır. Bir istek üzerine, 1948 yılında imamlık yapmak üzere Cihanbeyli ilçesine gitmiştir. Orada hastalanmış ve yorucu bir yolculuktan sonra 1951 yılında köye dönmüş ve kısa bir süre sonra hayatını kaybetmiştir. Alıbubalardan Süleyman ise, barış yapıldıktan sonra gerçekleşen esir değişimi sırasında tahsis edilen bir vapurla ve 850 kişilik esir gurubu ile Mersin limanına çıkar. Aslında, savaş ve esirlik sırasında ciğerlerinden hastalanmıştır. Günün şartlarına göre yaya olarak Kazancıya gelmesinin zor olacağını düşünür. Arkadaşları arasında bulunan ve cephede cesareti ile nam salmış olan İstanbullu Hüseyin Onbaşı, arkadaşı Süleyman’ın “ gemiden inmemesini, kendisi ile İstanbul’a gelmesini “ önerir ve kabul ettirir. Kendisine yardımcı olacağına, İstanbul’da tedavi ettireceğine söz vermiştir. Mersin’de gemiden inmeyerek İstanbul’a gitmeye karar veren Süleyman’dan daha sonra hiçbir haber alınamamıştır. Kazancı ve Kazancılıları her cephede temsil etmiş olan bu muhterem Kazancılı Gaziler, dedem Dumbul Mehmet Efendi, Kasım Alisi (Özkan) ve Alıbubalardan Süleyman (Köksoy) Beyleri, rahmetle ve saygı ile anıyoruz ve kendilerine Allah’dan rahmetler diliyoruz. Başka bir Kazancılı ve değişik bir hayat öyküsünde buluşmak üzere... Derleyen: Av.Naci SÖZEN Şubat 2007 / ANKARA Bu haber 1059 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2025 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. Ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |