| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
![]() Kazancı Efsaneleri - 1
İNSANIMIZ, DİLİMİZ, KÜLTÜRÜMÜZ –(8) Serimizin konusu "KAZANCI EFSANELERİ" Kazancı ve Kazancılıların geçmişten günümüze uzanan hayat tarzları, tecrübeleri, dili ve kültürü, örf ve adetleri, inançları ve efsaneleri hakkında tespitler yapmak ve bunları gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamak için yayınlamakta olduğumuz “İnsanımız, Dilimiz, Kültürümüz“ başlıklı seri yazının bu bölümünde “Kazancı ve Kazancılıların Efsaneleri“ konusunda özet bilgiler vermeye çalışacağız. Türk Dil Kurumu kayıtları kapsamında ele alındığı zaman, efsane kelimesi, “eski çağlardan itibaren dilden dile anlatılarak günümüze kadar ulaşmış, olağanüstü varlıkları ve konuları ele alan, gerçek ve gerçek üstü olabilen, abartılı, süslü hikayeler” olarak anlatılır. Her toplumun veya yörenin kendi kültürüne ve geçmişine ait efsaneleri (söylenceleri) vardır. Efsaneler, bazen olağanüstü hayali hikayeler, bazen üstün başarı sağlamış kişi ve kurumları konu alabilir. Örneğin, “Türk futbolunun efsanesi Metin OKTAY” denildiğinde, olağanüstü başarılar kazanmış bir kişiden bahsedilmektedir. Günümüzde medyada kullanılan bir haber başlığı “Efsane futbolcu Pele 82 yaşında hayatını kaybetti” şeklindeydi. Bu kullanım, kelimenin (kavram) gerçek ve ünlü kişiler veya başarıları için kullanılmasının en canlı örneğiydi. Kazancı hikayeleri arasında yer alan “Kuduz Kurdun İntikamı” başlıklı efsanede yer alan ve köye baskına gelen kuduz kurdu, iki kişinin, Konak Taş (Dere Kahve) yakınlarında karşıladığı, ellerindeki sopalarla kurda saldırdıkları, boğuşarak kurdu öldürdükleri anlatımlarına inanmayanlar olmuştur. Geçmişten günümüze, dilden dile, nesilden nesile anlatılarak bizlere kadar ulaşabilmiş az sayıda efsane (söylence) hakkında tespit edebildiğimiz bilgileri özetleyelim. SİNGURT EFSANESİ : Çocukluğumuzda, kadınların aralarındaki kavgaları ve sözlü tartışmalarında söyledikleri “mezarını singurtlar deşsin, bedenini singurtlar yesin” şeklinde hakaretlerini ve beddualarını sıklıkla duyardık. Bu sözlerden, toprak altındaki kurtların cenazelere ulaşacağı ve zarar vereceği anlamını çıkarırdık. Bu nedenler bedduaya bir anlam veremezdik. Mezarlıkta bulunduğumuz bir sırada, mezarların çok derin kazıldığı, zeminden sağa girilerek ayrı bir saha (dehliz) hazırlandığı ve mezarın üzerine dikenli çalılar ve ağır taşların neden konduğunu konuşuyorduk, bir büyüğümüzün “bu tedbirler, mezarı singurtlar deşmesin ve kişiye zarar vermesin diye alınır” sözü üzerine konuşma devam etti. Büyüklerimiz, Singurt kelimesinin toprak içindeki kurtların değil, kartal ve akbabadan daha büyük olan, gecenin ıssız zamanında ortaya çıkan ve havadan hızla süzülerek yeni defnedilmiş mezara hızla dalıp toprak içine nüfuz eden ve ölülere ulaşan dev gibi bir kuşun ismi olduğunu, söylediler. Bu dev gibi büyük yırtıcı ve güçlü kuşları veya yaptıkları tahribatı gören olmuş mudur? diye sorduğumuzda olumlu bir cevap alamadık. Bir zamanlar bir mezarın açıldığı, cesedin dışarıya parçalar halinde çıkarılmış olarak görüldüğü, ilk görenlerin vefat edenin ailesine haber verdiği ve hemen mezarın kapatıldığı bilgisini hatırlattılar. Bir kişi, bu mezar deşilmesi olayının, cesedin derine konmamasından doları vahşi hayvanlar tarafından yapıldığını, singurt kuşunun varlığının inandırıcı olmadığını söylemişti. Bu singurt kuş efsanesinin hala dilden dile dolaşmakta olduğunu tahmin ediyoruz. UÇAN KATIR EFSANESİ: Kazancılıların günlük konuşmalarında, yer ve olaylar çok yönlü olarak kullanılmak zorundadır. Konuşmalarda “su uçtuğu, deve düştüğü, katır uçtuğu” kelimelerinin sürekli kullanıldığını duyarız. Kazancının batısındaki Çığırganın Derenin sağındaki derenin başında bir kaya seti vardır. Aşırı yağışlarda bu kayadan şelaleye benzer şekilde sel gelmesi üzerine, bu yere “Su Uçtuğu” ismi verildiğini öğrendik. Geçmiş zamanlarda, Yukarı mahallenin kuzeyindeki kayadan bir yörük devesinin Aybaham Deresine düşmesi sonunda bu yere “Deve Düştüğü” ismi verilmiş olduğunu da öğreniyoruz. Katır Uçtuğu isminin nereye verildiğini araştırdığımızda şu bilgilere ulaştık. Bir zamanlar, Sıkkoyak mevkisinin sağındaki ağaçlı tepeden bir katırın uçtuğu ve Sivricebelen tepesine konduğu, bu nedenle buraya “katır uçtuğu” ismi verilmiş. Hatta, bu hikayeyi anlatanlar katırın ayak izlerinin taslar üzerinde hala durduğunu söylediler. Bir katırın bir tepeden uçması ve uzun bir mesafedeki başka bir tepeye ayakları üzerinde konması anlatımı, inanılamayacak ve gerçekleşmesi mümkün olmayacak bir efsane olabilirdi. Taşlarda iz konusu kafamızı karıştırdığı için bir gün Sivricebelen yakası yolundan tepeye çıktık. İzlerin doğu tarafta olduğunu duymuştuk. Taşları incelerken gerçekten bir taş üzerinde derinliğine kayanın içine girmiş bir katır izi boşluğunu şaşkınlıkla gördük. Bu tespitimize yazılarımızda yer verdik. Birkaç yıl önce yakadan Toros Yaylasına giden bu yolda iyileştirme çalışması yapıldığını, eski yolun sağına (batıya) yeni bir yol açılarak ulaşımın sağlandığını gördük. Aklımıza ilk gelen husus katır izinin bulunduğu taşın yol yapımında sökülmüş olabileceğiydi. Merak ettiğimiz durumu öğrenmek için yerinde incelemeye karar verdik. Yeni yapılan yoldan doğuya doğru taşlara bakmaya başladık. Nihayet, katır izini taşıyan kayanın ve izin yerinde durduğunu memnunlukla gördük. Kazancılıların “Katır Uçtuğu” efsanesini merak edenlerin “Uçan Katır” olayının ne kadar gerçek olabileceğini düşündüren bu katır izini görmek için, Sivricebelen tepesine çıkmalarını, uzaktan görülen iki yayla yolunun tam orta yerindeki katır izini (taşını) kısa bir araştırma sonunda görmelerini öneriyoruz.. Devam edecek... YAZAN : Av. Naci SÖZEN, Kazancı / Ermenek/KARAMAN
Bu haber 310 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |