| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
![]() Kazancılı Yalnız Nineler - 1
Bizim çocukluk ve öğrencilik yıllarımızın geçtiği 1960 ve 1970 yıllarında, Kazancı Nahiyesinde (Beldesi), çoğunluğu yalnız yaşayan, kaderleri ve yaşantıları ortak, yüzlerinden tebessüm eksik olmayan, kendileri ve hayat ile barışık, nur yüzlü ve tatlı sözlü, hayatın çilelerini, acılarını, elem ve zorluklarını yüzlerinde çizgiler şeklinde taşıyan çok yaşlı nineler vardı. Bu nineler, bazıları tek odalı, bazısı tek katlı evlerde yaşarlardı. Yollara cephe olan evlerin önünden geçerken gözümüz içeriye iliştiğinde, odanın dip köşesinde (ortada) bir yemek ocağı, tabanda eskimiş çuldan sergisi,, çevresinde bir kaç kılıftan minder, yan duvarda toplanmış yatak, karşı duvar dibinde gıdalar, girişin sağında ise yakacak çalı, çırpı, odunlar görünürdü. Kazancının yöresel dilinde yaşlı kadınlar için NİNE kelimesi yerine GARI kelimesi kullanılırdı. Biz de yazımızın devamında bu garı kelimesini kullanacağız. Bu yaşlı ninelerin (garı) bir çoğu gelin geldikleri yöre, köy veya şehir adını lakap olarak alırken, bazıları sülale ismini, bazıları da kişilik özelliğinden üretilmiş bir lakap almışlardı. Örneğin, Akmanstırlı Garı, Navağalı Garı, Yörük Garı, Cenneli Garı, Osmanoğlu Garı, Uyur Garı, Tıkıda Garı, Gıravgalı Garı gibi. Kazancılı Garıların (Yalnız Nineler) Anısına, Özet Bilgileri sunalım ; FAZLI GARI : Merkez Mahallede, tek odalı bir evde yaşardı. Nur yüzlü, gördüğü yaşlı, genç, çocuk herkese hal hatır soran, iyi dileklerde bulunan güler yüzlü bir insandı. Kalender bir aileden gelirmiş. Kocası, Ermenekli Ağaların sürüsünün çobanıymış. Savaş yıllarında, yaylalarda yaşayan kaçaklar ve eşkıyalar sürüden bir keçi çalarken görür ve engel olmaya çalışır. Eşkıyalar çobanı hırpalarlar ve “git görmemiş ol, koca sürüden bir keçi, mal da ağanın “ diyerek savurmuşlar. Çobanımız “bu mallar bana emanet, emanete hıyanetlik edemem” diye bağırarak peşlerine düşmüş. Eşkıyalar çobanı tekrar darp edip uyarırlar fakat çoban aynı inatla peşlerinden ayrılmaz ve keçiyi kurtarmaya çalışır. Yine dayak yer ve bayılıp yerde kalır. Sonrasında yaralı köye getirilir ve kısa bir süre sonra ölür. Fazlı Garı tek çocuğu Fazlı ile kalır. Fazlı 20 yaşlarına geldiğinde Ermenek, Yellibel, Bucakkışla, Karaman dağ yolunun açıldığı 1948 yıllarıdır. Fazlı Garı’nın oğlu Fazlı, gurbette iş bulmaya çıkan arkadaşları Hüseyin ERDEM ve Ali GÜRBÜZ’ün de bulunduğu birkaç kişiyle Ermenek’e gelir, Karaman’dan buğday getiren bir kamyona etraftan toplanan tüm yolcularla birlikte kasaya dolarlar ve bir bahar mevsiminde Karaman yoluna çıkarlar. Kamyon Ecel Deresi denilen sarp vadiden geçerken, tekerlerin geçtiği istinat duvarı yıkılır ve kamyon dereye uçar. Bir iki takladan sonra kamyon yan yatar, yolcular çalılıklara savrulmuş, yaralılar vardı. İmdat çığlıkları derede yankılanırken aklı başında olanlar yolcuları toplamaya çalışırlar. Yaşlı bir kadın çalıklar içinden elinde tutuğu tereyağı kabının (ağaçtan yapılmış yağ kabına batak denirdi) bulunmasını istemektedir. Yolcular etraftan toplanır ve kontrolü yapılır. Bir tek Kazancılı yolcu Fazlı görünürde yoktur. Araştırma sonunda kamyon kasasının altında kaldığı ve hayatını kaybettiği anlaşılır. Bu olayı bana bizzat anlatan merhum Polis Şefi Hüseyin ERDEM dayımız, kendisinin, başka bir yolcu ile birlikte yürüyerek Bucakkışla köyüne geldiğini, köy muhtarı aracılığıyla Karaman Savcılığına telefon edildiğini, savcılığın gelip rapor verdiğini, cenazenin yol kenarına defnedilerek yola devam edildiğini, anlatmıştı. Fazlı Garı, tek varlığı babayiğit oğlunun böyle elim kazada vefatı sonrası hayatını tek başına yaşamak zorunda kalmıştır. Yanına yardımcılar alarak kaza yerine gitmiş ve oğlunun mezarını yaptırmıştır. Çocukluğumuzda bu olayı her anlatan kişi büyük bir üzüntü duyulduğunu söylerdi. Fazlı Garı, iyilik ve sevecenliği yanında tam bir dürüstlük ve gurur abidesiydi. Fakirler için Yeşil Kart uygulaması ve maddi yardım dağıtımı başladığı yıllarda köy muhtarının teklifine “ ben devlete ne hizmet ettim de yardım alacağım, yeşil kart alacağım” diyerek örnek bir gurur abidesi olduğunu göstermiştir. YÖRÜK GARI : Kazancı Yukarı mahallede, komşumuz olan, Anamur köylerinden gelin gelmiş bir ninemizdi. Mahallenin Alimler sülalesinden, 14 yılını cephelerde süvari askeri olarak savaşarak geçirmiş olan ve “Uçan Süvari-Rüzgarın Oğlu” ismiyle anılan Gazi Mehmet Çavuş’un ikinci hanımıydı. Mehmet Çavuş 1957 yılında vefat ettikten sora tek başına yaşamak zorunda kalmıştır. Yer hizasında tek odalı bir evde yaşardı. Evinin kapısı açık olduğunda veya bir yemek götürdüğümüzde, evinin yukarda anlattığımız ortak evlerin özelliklerinin hepsini taşıdığı görünürdü. Bir işe giderken, okula gidiş ve dönüşlerde, her saatte, her zaman kapısının önünde olur ve “güle güle –hoş geldin” der, hal hatır sorardı. Yıllar ilerledikçe daha da yaşlanmaya başlamıştı. Bir izin gelişinde kapısının önünde göremedim. Nerede olduğunu sorduğumda aldığım cevap “ iyice yaşlanınca Anamur köylerindeki kardeşlerine haber gönderildi, gelip götürdüler” olunca derin bir üzüntü duymuştum. CENNELİ GARI : Türbeseki Mahallesi’inden Dede Goca (Yusuf) evlidir ve çocuğu yoktur. Bir güz (sonbahar) mevsimi Cenne köyünden bir kadın yanında bir çocuğu ile mahalleye fitre toplamaya gelir. Dede Goca’nın hanımı bu kadını beğenir ve kocasına “ bu kadını al, yanındaki çocuk bize kalır” diyerek, kocasının ikinci eş olarak evlenmesini sağlar. Kısmet buya, yeni hanımından çocuk olmadan önceki hanımından Dedenin Ahmet doğar. Daha sonra, yeni hanımdan Dedenin Kerim doğar. Cenneli kadının yanında gelen oğlanın Mersin’de askerlik yaparken kaybolduğu söylenmektedir. HADİMLİ GARI : Hadim bölgesinden Tepecik mahallesine, Hasan Hüseyin ailesine gelin gelmiştir. Ailenin büyük oğluyla evlenmiş, kısa zaman sonra kocası vefat edince ailenin küçük oğlu ile evlendirilmiştir. Bir zaman sonra, bu koca da hastalanıp vefat edince bu sefer ailenin en küçük oğlu ile evlendirilmiştir. Ben hikayeyi dinlerken inanamamıştım. Okuyucu da pes artık diyecektir. Fakat, anlatılana göre bu koca da vefat etmiş ve Hadimli Garı tekrar dul kalmıştır. GIRAVGALI GARI : Mut ilçesinin Gıravga köyünden Tepecik mahallesine gelin gelmiş olup, Deli Ahmet'in abisi Safiyenin Ömer Erdoğan eşidir. Gıravga, Roma dönemi ismi olup anlamı Dorukkent demekmiş. Şimdilerde ismi Göksu Beldesi olarak değişmiş durumdadır. Son yıllarında tek başına yaşayan bu ninemizden bir anıyı özetleyelim : Kendisini rahatsız eden evi ve çevresindeki kedileri bir çuvala doldurmuş, Ermenek’e gitmek üzere hazırlanan öğrencilerin (Öğretmen Mahmut AKTAŞ anısı) yüklerini taşıyacak olan hayvanına yüklemiş, kedilerin, Ermenek girişinde aç kalmayacakları bir bina yakınına bırakılmasını istemiştir. Kediler, Ermenek şehir girişindeki mezbaha yakında bırakılmış, uzun bir zaman sonra kedinin biri Tepecik mahallesine geri dönmüştür. OSMANOĞLU GARI Yukarı mahallede, tek katlı ve tek odalı bir evde yalnız yaşayan bir ninemizdi. Yakınları yoktu. Bir oğlunun olduğu, gurbete gittiği ve yıllardır haber alınmadığı söylenirdi. Sakin, kendi halinde kaderine razı olmuş bir yaşantısı vardı. Bir zaman geldi köye tatile geldiğimizde ninemizi göremedim. Oğlunun bir gün köye çıkıp geldiğini, yaşlanmış olan annesini alıp yaşadığı şehre götürdüğünü söylediler. Sonrası hakkında bilgi alınmamıştır. ALİME GARI : Tepecik mahallesinden Musdul eşidir. Anamur’dan (Güneyli) gelin gelmiştir. Çok becerikli, görgülü ve akıllı bir bayanmış. Misafirlerine dikenden üretilmiş Kenger kahvesi ikram etmekle bilinirmiş. Ermenekli Salim Ağaların tarlalarını ortak ekerlermiş. Ağa hasat zamanı köye geldiğinde bu ninemizin kahvesini içmeyi çok severmiş. Hacı Muhtar zamanında (1940!lı yıllarda ) Ermenek-Kazancı arası Yolun köylü işbirliğiyle yapımında, çalışmaların mahalle yakınında yapıldığı günlerde, yol durumunu kontrol için gelen Ermenek Kaymakamı Fikri Bey (yolcu kaymakam) onun evinde ağırlanmıştır. Kahveler içilmiş ve misafir güzel ağırlanmıştır. Bu ninemizde iyice yaşlanınca Anamur’dan akrabaları tarafından götürülmüştür. Tüm Yalnız Ninelerimize Allah’dan sonsuz rahmetler dileriz. Mekanları cennet olsun. (Devam Edecek…) Yazan-Derleyen : Av. Naci SÖZEN , 30 Kasım 2022
Bu haber 568 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |