| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
ÇAVUŞ KÖYLÜLERİNE NE OLDU.?
Umutlarını, yele, sele verip, Yerel gazeteler ve internet haber sitelerimizin hepsinde, manşetten verilen “ Güle Güle Çavuş Köyü, Çavuş Köyü Tarih Oluyor “ başlıkla haberler ve ekindeki baraj gölünün son durumunu yansıtan resimler yayınlandı. Haber sahipleri, gelinen noktayı ve köy evlerinin duvarlarına kadar yükselmiş olan baraj sularını işaret ederek hüzünlendiklerini vurguluyorlardı. Konuyu, daha ileri götüren arkadaşımız İbrahim DEMİRTAŞ, yazdığı ve www.kazancibeldesi.com sitesinde yayınlanan “ Bırakıp Gittiler ” başlıklı şiirinde, konuyu daha da duygusal boyuta taşıyordu. Çavuş köyüne, evlerine ve arazilerinin ne olduğunu bu haberlerden öğrenmiş bulunuyoruz. Fakat Çavuş köylülerine ne oldu? Şeklinde sorulacak soruya da verilecek bir cevabımız olmalıdır. Bilindiği üzere, Göksu HES Barajı temelinin Mayıs 2002 ayında atılmasını takiben, baraj sonrası ortaya çıkacak sorunlar konuşulmaya başlanmıştı. Bu sorunların en başında, tarihi Alaköprü’nün kurtarılması, yeni köprü ve ulaşım yolu yapılması yanında, tüm arazileri ve köyleriyle birlikte, baraj gölü altında kalarak, tüzel kişiliği dahil, her şeyiyle kaybolacak olan Çavuş köylülerinin, belirlenecek uygun bir yere, yeniden iskan edilmeleri konusu da geliyordu.
![]() Çavuş köylülerinin toprakları kamulaştırıldığında büyük miktarlarda paralar alacakları ve refah içinde yaşayacakları söyleniyordu. Bunda, baraj inşaat şantiyesi için ilk etapta kamulaştırılan birkaç arazinin dönümüne 8-10 bin lira verilmiş olmasının da etkisi vardı. Köye yaptığımız bir akraba ziyaretinde görüştüğümüz muhtar ve ileri gelenlerden endişelerini dinlemiş ve süreç boyunca yasal haklarını hukuki zeminlerde aramaları ve dilekçelerinin yazılması konusunda yardımcı olma sözünü de vermiştim. Bu kapsamda yazdığım ve uygun bir arazinin köy yeri olarak tahsis edilmesini isteyen dilekçeyi kaymakamlığa götüren zamanın muhtarı H.A, kaymakamlıkta öyle bir azar işitmiş ki, kalp krİZİ geçirerek Karaman Devlet hastanesine kaldırılmıştı. Sonraki dönemlerin muhtar ve azaları da, bazı şikâyetler sonrası tutuklanmışlardı. Yeşil Ermenek gazetesinin 04 Haziran 2003 günlü sayısında yer alan “ Çavuş Köylülerine Bir Aylık Süre “ başlıklı bir haberde, Kaymakamlığın, köylülere bir aylık süre vererek, yerleşecekleri yerleri belirleyen dilekçeyle bildirmelerinin istendiği hususları yer alıyordu. Aynı gazetenin 2317 sayılı baskısında yer alan “ İsyancı Değiliz Ama İskan İstiyoruz” başlıklı başka bir haberde ise, barajda su tutulmasına az zaman kaldığı, yerleşim yeri konusunda hiçbir gelişme olmadığı ve yerleşecek ve çalışarak karınlarını doyuracak toprak istedikleri hususlarına yer verilmişti. Bu haberler üzerine kaleme aldığım Çavuş Köylülerinin bir aylık süresi doluyor, başlıklı yazım da aynı gazetede yayınlanmıştı. Köylüler, her birinin farklı yerlere yerleşerek dağılmalarını istemiyor, bir yerde topluca iskan edilmelerini ve beraberliklerini sürdürmek istiyorlardı. Çavuş köylülerinin yerleşim konusu, geçen yıllara rağmen çözüme kavuşturulamadı. Şimdiki tahsisli arazi için “ Orman arazisi, orman sahası dışına çıkarılamaz” cevabı verilmişti. Bu konuyu, Ankara’da çok yönlü olarak inceledim. Anayasa Mahkemesinin 23 Ocak 2002 günlü bir kararı ile Hazine Adına Orman Dışına Çıkartılan Yerler (3. madde iptali) konusunda “ orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, sadece, orman köyleri halkının nakli ve yerleştirilmesi amacıyla değerlendirilmesi mümkündür “ kararını vermişti. Bu kararı da kapsayan dilekçeyi hazırlayarak, DSİ, Orman İşletmesi ve ilgili bakanlıklara göndermelerini tavsiye etmiştim. Aradan geçen 7 yıllık bir sürenin sonunda, barajda su tutulmaya 10 Ağustos 2009 günü başlandığında, Domuztepe ve Kısıluzun adıyla anılan bölgedeki çalılık ve taşlık arazinin tahsis edildiğini öğrendik. Eylül 2009 ayında, çevrede yaptığımız gezilerde, sular 19.09.2009 günü Alaköprüyü tamamen yutmuş, Çavuş köyünün yolunu ve Zeyve çayı üzerindeki köprüyü de yutmuş, göl suları, Çavuş Alanı olarak bildiğimiz düzlükte, her dalga vuruşunda, santimlerle asfalt yoldan ilerliyordu. Çavuşlu arkadaşımız Mahmut Bey ile son durumu konuştuk. Köy tamamen boşaltılmış, elektrikler çok önceden kesilmiş, köylüler, çevredeki köylerde bulunan akrabaları yanına sığınmış, bazıları, Ermenek merkeze, bazıları Karaman ve Konya illerine göçüp gitmişlerdi. Bunlardan 3 ailenin de Kazancılı akrabaları yanına yerleştiklerini de öğreniyorduk. Bu gidiş, şiirde olduğu gibi, evlerini, bağlarını, cevizlerini, üzümlerini ve sebzelerini olduğu gibi bırakarak ve bir daha gelmemecesine bir gidiş olmuştu. Yörede yaptığımız inceleme sırasında, çevreden gelen ağaç kesme motorlarının (bıçkı) sesleri ve arada bir ağacın “ garç“ sesiyle yere yıkılışını duyuyorduk. Bu seslerin, çevre köylerden gelenlerin ceviz ağaçları başta olmak üzere, arazideki ağaçları kesip odun etmeleri ve evlerdeki ahşapları toplamaları faaliyeti olduğunu öğrendik. Yol boyunca karşımızdan gelen yeşil dallarla kaplı traktörlerin bu yolla odun taşıdıkları da anlaşılıyordu. Birkaç gün sonra, Kazancı Belediyesi ses yayın sisteminden yapılan bir duyuruda “ Çavuş köyü arazisi ve evlerinde ürün toplanması, odun yapılması yasaklanmıştır“ diye sesleniliyordu. Bu anons, İstanbul sel baskını sonrası, kameralara yansıyan, insanların mağaza ve depolardan yağma yapması görüntülerini hatırlatmıştı. Kazancılı arkadaşım E. T ile yaptığım görüşmede, akrabaları ve arkadaşı olan bazı Çavuşlu ailenin, apar topar Konya’ya göç ettiklerini, bahçelerindeki tüm ürünleri bıraktıklarını, evlerdeki ahşaplar ve tüm arazilerindeki ağaçlar, sebzeler ve meyveleri toplayıp götürebileceğini söylediklerini ve son olarak “ biz buralara artık hiç gelemeyiz “ diyerek gözyaşı döktüklerini anlattı. Kendisine, malların sahiplerinden en azından bir kişi yanında olmadan hiçbir eve veya araziye girmemesi gerektiğini tavsiye edip ayrıldık. Bu sırada, yerleşime tahsisli arazide çalılar kesiliyor, tesviyeler yapılıyordu.
Ermenek Seyran bağları mahallesinde daire alarak taşınan Mahmut B. İle yeni muhitlerine nasıl alıştıklarını sordum. Apartman hayatına hala alışamadığını, sabah kalkınca evin içinde bunaldığını, balkona çıkmasının çözüm olmadığını, ayaklarının toprağa basması, bir bahçe içinde gezinmesi gerektiğini, kendisini hapiste gibi hissettiğini, anlattı. Yazı arşivimi incelediğimde, Temmuz 2003 tarihinde gazeteye gönderdiğim bir yazımın sonunda, yerleşim yeri tahsisindeki muhtemel güçlükler ve gecikmelerden bahisle “yasal güçlükler ve bürokratik engeller nedeniyle geç kalınmaz, sorunun çözümü uzamaz ve baraj kapakları kapatılınca, köylülere canınızı kurtarın, denmek zorunda kalınmaz” diye yazmış olduğumu gördüm. Aldığım bilgiler ve gözlemlerim sonunda, aradan geçen bunca yıla rağmen, sonucun aynen öyle olduğunu, köylülerin son ana kadar evlerini terk edemediklerini, yolları da kapanınca, acele ile yöreden ayrıldıklarını üzüntüyle öğrendim. Benzer barajlar yurdun birçok bölgesinde inşa edilmiştir. İzmir Gümüldür deresinde yapılan barajın çevresinde kireç satan bir dostumun tanık olduğu anlatımını hatırladım. Baraj inşaatına paralel olarak, yer değiştirecek köy için uygun bir yer tahsis edilip, evlerin yapımına başlanmış. Su tutulmaya başlamadan bir ay önce, tüm köylüler bir yerde toplanarak evlerin kuraları çekilmiş, torbadan numarasını çeken köylü, görevliden anahtarını alıp, üç katlı evinin kapsını açarak gezmiş. Yani, anahtar telimi yapılan evler, arazileri sular kaplamadan önce köylülere dağıtılmış. Bu bölgede de aynı usuller uygulanabilirdi diye düşünmeden edemiyoruz. Çavuş köylülerine, yerleştikleri veya yerleşmeyi planladıkları yeni mekanları ve şehirlerinde, gelecek günler için, sonsuz mutluluklar, sağlıklar ve başarılar dilerken, benzer bir nedenle yer değiştirmek zorunda kalabilecek olan, başka bir köyün ve köylülerin daha iyi şartlarla karşılaşması diliyorum…… Yazan: Av. Naci SÖZEN, 15 Kasım 2009 / ANKARA Bu haber 2483 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |