| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
Antalya İli, Ermenek İlçesi Maraspoli Mağarası
Eskiden Nerelisiniz? diye sorulduğunda veya nüfusa kayıtlı olduğumuz yeri beyan ederken, Konya ili, Ermenek İlçesi, Kazancı Kasabası diye söyler, ilçenin Konya’ya çok uzak olduğunu, Karaman, Mut (Mersin) üzerinden bir günlük yolculuktan sonra varabildiğimizi karşımızdakine inandıramıyorduk. Hürriyet Gazetesinde gördüğüm “ Mağaracılığın Duayeni Öldü “ başlıklı haber dikkatimi çektiği için okumaya başladım. Haber, “Türkiye’de mağaracılık araştırmasını başlatmış olan Dr. Temoçin AYGEN, 4–8 Ekim 1955 tarihlerinde, 5 kişilik ekibin başkanı olarak, Antalya Ermenek’teki Maraspoli Mağarası’na bilimsel amaçla girdi ve bu çalışma Türk mağaracılık tarihinin başlangıcı olarak kabul edildi “ şeklinde devam ediyordu.
Ermenek İlçesinin nerede olduğu ve nereye bağlı olduğu konusunda yaşamakta olduğumuz karışıklığa bir yenisi daha eklenmiş oluyordu. Eskiden “ Nerelisiniz? “ diye sorulduğunda veya nüfusa kayıtlı olduğumuz yeri beyan ederken, Konya ili, Ermenek İlçesi, Kazancı Kasabası diye söyler, ilçenin Konya’ya çok uzak olduğunu, Karaman, Mut (Mersin) üzerinden bir günlük yolculuktan sonra varabildiğimizi karşımızdakine inandıramıyorduk. Hatta, Konya ilinde görev yaptığımız 1970’li yıllarda, Uğurlu köyünden bir arkadaş, köyünde muhtarlıkla ilgili resmi bir işi nedeniyle amirinden izin istemişti. Amir, “peki, yarın günlük izin kullan ve işlerini hallet, ertesi gün görevde ol “ demişti. Çünkü, Ereğli, Beyşehir, Seydişehir, Akşehir ve Kadınhanı dahil bir çok ilçeye mensup personel ilçelerine gitmek istediklerinde bir günlük izin kafi geliyordu. Arkadaşımız amirine, Uğurlu köyündeki işini nasıl halledeceğini şöyle anlatmıştı. “ben yarın saat 09.00’da Ermenek otobüsüne bineceğim. Akşam hava karardığında Ermenek ilçesinde olacağım. Köyümden gelen jip ve minibüsler köye erken dönmüş olacaklar, otelde veya bir yakınımın evinde kalacağım, ikinci gün sabah, arabalar gelecek, onların akşam üstü dönüşlerinde binip köye varacağım, üçüncü gün muhtarlıkla işimi halledeceğim, araçlar sabah gittiği için şehre gelemeyeceğim, dördüncü gün sabah erkenden araçlara binip Ermenek’e geleceğim, Konya’ya giden otobüse yetişip bineceğim ve akşama Konya’da olacağım, beşinci gün mesaiye gelebileceğim “ diyerek sözünü bitirmişti. Bunları şaşkınlıkla dinleyen amir ise “ bu sürede, keşke köyüne gideceğine Amerika’ya gidip gelseydin “ demişti. Bu olaydan sonra da, bir grup oluşturan biz Ermeneklileri gördüklerinde “ İllerinden İlçe ve köylerine 3 günde gidenler “ diye takılırlardı. Ermenek ilçesinin Karaman’a bağlanmasından sonra, bize sorulduğunda, “ Karaman ili Ermenek ilçesi, önceden Konya’ya bağlıydı “ gibi açıklamalar yapıyoruz. Karaman deyince, karşımızdakiler “ ha, Konya’nın Karaman “ deyiveriyor. Bizlerde uzatmamak için “ evet “ diyoruz. Bu seferde, Konya ili, Karaman ilçesinin Ermenek ilçesi gibi anlamsız bir durum ortaya çıkıyor. Bunların yanında, “Ermenek Mersin’e mi Bağlı? “ sorusu ile sıkca karşılaşıyoruz. Bu soruya “ hayır, önceden Konya’ya bağlıydı, şimdi Kararaman’a bağlandı, Cumhuriyetten önce bir ara Mersin ve Silifke sancaklarına bağlanmış “ diye cevaplamaya çalışıyoruz.
Ermenek ilçesinin Anamur il olduktan sonra buraya bağlanacağı söylemleri dahil olmak üzere, bağlı olduğumuz veya bağlanacağımız yerlere bir de Antalya’nın ilave edildiğini yukarıdaki haberde okuyunca “ pes “ demekten kendimi alamadım. Anladım ki, bu karışıklıklar ancak Ermenek il olursa önlenebilecektir.
Gazetenin haberi, beni, iki yönü ile ilgilendirdi ve üzdü. Birincisi, İlçemizin bağlı olduğu yer konusundaki bilgisizlik ve karışıklıkların artarak devam ettiği hususudur. Diğeri ise, şimdi öğreniyoruz ki, ülkemizde bilimsel mağaracılık 1955 yılında ilk defa Ermenek’te başlamıştır. Maraspoli Mağarası bilim adamlarınca incelenmiş, fakat bugüne kadar hiç bir değişiklik olmamış, aksine, Mağaranın esas girişi olan üst (kaya ininin içinden ) girişi 1963 yılında kapatılmıştır. Bu mağarayı 1963 yılı sonbaharında ellerimizde el feneri ve çıralarla yukarısındaki in içinden girerek gezmiş biri olarak iddia ediyorum ki, mağara dünyanın en büyük ve gizemli mağarasıdır. Suların aktığı derin kaya kanalları mağara tabanının çok derinliklerinde olup, sadece su sesi duyulabilmektedir. Mağaranın ilk boşluğunun sonuna gelindiğinde bir aralıkla ikinci bir mağaraya giriliyor ve bu şekilde boşluklar sonsuza kadar devam edip gidiyordu. Fenerlerin pili bitecek veya çıralar yanıp tükenecek diye belli bir zaman sonra kendimizi telaşla dışarı atıyorduk. Bu gezi günlerinde, bir arkadaşımız mağara içindeki kanal boşluğuna düştü, akşam saatlerinde Cumma girişinden giren ekipler arkadaşı donmak üzereyken son anda kurtardılar. Bu olaydan sonra, tehlike arz ettiği gerekçesiyle, mağaranın bu girişi, güvenlik önlemi almak yerine, toprakla dolduruldu ve bu doğa harikası oluşum sonsuza kadar gizlenmiş oldu. Ülkemizdeki mağaracılık araştırması ilçemizden başlamış olmasına rağmen, bugüne kadar hiç bir ilerleme olmadığını okuduk ve yöremizin ihmal edilmişliğinin bir örneğini daha öğrenmiş olduk. Bölgemizdeki Maraspoli ve benzer mağaraların tekrar açılarak dünyaya tanıtılması, yörenin tanıtımı ve turizmine katkılarının sağlanması dileğimizle, mutluluk ve sağlıklı günler.
Av. Naci SÖZEN- Ocak 2003 / ANKARA Bu haber 6810 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |