| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
Köy Enstitüsü Dergisi İMECE
Köy Enstitülerinde öğrenime yeni başlayan öğrenciler için kitap okumak bir zorunluluktu. HASAN ALİ YÜCEL’İN KLASİKLERİ VE KÖY ENSTİTÜLERİ Seneler ilerledikçe bu bir zevk haline dönüşür ve okuma alışkanlığı haline gelirdi. Okuduklarımız arasında Yücel’in bize armağanı olan klasiklerde vardı. O klasiklerden neler öğrendiğimiz ve zihinlerimizden silinmeyen etkileri bugünün Türkiye’sinde, Yunan ve Roma, Helen devrindeki aydınların insanlığa nasıl bir özveri ve görüşle, nasıl bir çalışma disiplini bıraktıklarını daha çok anlıyoruz. Burada toplumların önderi olarak kabul ettiğimiz aydınlarımızı düşünecek olursak, Cumhuriyet aydınlarından sonrakilerin büyük bir bölümü bizleri hayal kırıklığına uğratmaktadır. Doğaldır ki, sorunumuz yurdumuzdaki gerçek aydın kıtlığıdır. Gerçek aydın, bir toplumu fikren ve ahlaken peşinden sürükleyen örnek insandır. Köy Enstitülerindeki eğitim, böyle bir donanımı içeriyordu. Bu kurumdaki eğitimcilerin ve çok yönlü okudukları kitapların sundukları bilgiler hep bu amaca yöneliktir. Yaşadığımız son günlerde format mormat lafları ile ortalıkta gezenler laf ebeliği yaptıklarının farkında bile değiller. Bunlar okumazlar, yazmazlar, ancak kendilerine dikte edilen laflarla yalancı pehlivanlar gibi ortada dolaşırlar. Gerçi okumuş olmak aydın olmanın ölçüsü sayılmaz. Bilim adamları aydın olmanın tanımını yaparken şu noktalarda birleşmektedirler, bilginlik yanında bir de asıl kendini aşabilme, sürekli gelişebilme, insanlığa reva görülen haksızlıklara, zorbalıklara, eşitsizliklere, sömürülere ve her türlü şiddete kısaca insan haysiyetini kişiliğini zedeleyen her şeye karşı isyan geleneğini Alışkanlık haline getirme zorunluluğunu öngörür.(ilhan Arsel,Bolin s.14) oldukça uzun olan bu tariften çıkan anlam,insan varlığının değeri,kutsallığı fikrine yönelmişliktir. Gerçek aydının amacı da budur. O halde, altı çizilmesi gereken gerçek aydının haksızlıklar karşısında susmaması, konuşması, neme lazımcı olmaması en önemli koşuldur. Ülkemizde aydın diye bildiklerimizin en büyük eksikliği budur. Gerçek aydın yalan söylemez. Yalana karşı savaşır. Hele ülkeyi yönetenlerin yalan söylemesi utanılacak bir durumdur. Yalan söyleyen odur ki, karşısındaki kişileri de yalancı zanneder. O nedenle yalancılar toplum içinde saygınlığını kaybeden insanlardır. Hele, hele inanç sahibi olduğunu savunan kişi hiç yalan söylememelidir. Toplum yaşamında olması gereken bu yüce davranışlar yanında, birlikte yaşadığımız insanlara karşı insan sevgisini kökleştirmek görevimizi unutmamalıyız. Örneğin, sophokles’in 2500 yıl önce yazdığı Antigone piyesinden payımıza düşeni aklımızdan çıkarmamalıyız. Yine 2500 yıl önce öğrencilerine insanlık sevgisini öğreten, ırk, cins ya da dini ne olursa olsun her insanda insanlık değerinin bulunduğunu hatırlatan Hippocrates gibi bir kişinin yaşadığını, Rönesans ve Hümanizm çağı öncülerini ve onların Ahlak anlayışlarını tekrar okuyup hatırlamak ve hatırlatmak borcumuz vardır. Yücel’in büyük hizmeti bu bakımdan ölümsüzdür. İbrahim Türker Avukat İvriz Köy Enstitülü Emekli Eğitimci *** Not: Bu yazı Saygıdeğer Hemşerimiz, Ağabeyimiz, Köşe yazarımız ve Hocamız Sayın İbrahim Türker’in Üç Aylık Eğitim Bilim Sanat Kültür Dergisi YENİDEN İMECE’nin Aralık 2012 ve 36’cı sayısında Yayınlanan köşe yazısıdır ve dergiden alıntıdır. Sayın İbrahim Türker hocam için Mersin’den İzmir’e saygı dolu selamlarımı gönderiyorum. İbrahim Demirtaş 07.01.2013./ Mersin Bu haber 1944 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |