| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
![]() Bir Böğet yapmayı Öğrenemedik.
KAZANCI SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINA VE BELDE YÖNETİCİLERİNE ÇAĞRIMDIR KAZANCI SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINA VE BELDE YÖNETİCİLERİNE ÇAĞRIMDIR Kültür bir toplumun olmazsa olmazlarındandır. Gel gör ki kültürün meyveleri günü birlik olmayıp yüz yıllara yayıldığı için kültür alanında yatırımlar hep göz ardı edilmiştir. Yöremiz Anamur’un bir fıkrası vardır. Yaşlı baba ile oğlu yayla sezonu sonunda sürüsü ile sahile göç etmektedir. Köye yaklaştıklarında caminin hoparlöründen bir ses duyulur. Baba oğula sorar. Oğul babaya sela okunduğunu söyler. Baba duymaz. Tekrar tekrar sorar... Oğul aynı cevabı verir. Baba sonunda ‘’ Ufak mala zararı var mı?’’ diye sorar. Oğlu ‘’Yok’’ der Baba öyleyse okusun der. . Kültürün ufak mala bir avuç arpa kadar değeri olmadığı görüldüğünden bir avuç yeme verilen değer kadar değer verilmemiştir. Durmuş Tekin Anamurlu Bayram ustadan klarnet çalmayı öğrenir. Türk Mehmet ( Mehmet Mehmet YILDIRIM) Keman, Süleyman Ünlü davul. Bu üçlü Ermenek yöresinin ilk çalgı ekibidir. Düğünlerin yanında resmi kutlamalarda çocuk yaşta kaymakamın konukları olurlar. 29 Ekim, 23 Nisan gösterilerine katılırlar. Türk Mehmet rahmetli, Davulcu Süleyman rahmetli Türk Mehmet Oğlu nevzatı yetiştirir. Nevzat rahmetli. Bir Durmuş Tekin ayakta. Ayakta olmasına ayakta da bir ayağı çukurda. Son temsilci Ömer Ünlü. Onun da bir kulağı öbür dünyadan gelecek çağrıda. Dağaşan rahmetli oldu. Sarı yaylam türküsü unutuldu Üzücü olan bunların değerini bilmedik. Kayıplarının neler alıp götürdüğünü göremedik. Ermenek’in en ücra köyünde her yıl Biçki nakış kursu açıldı, açılıyor. Bir ‘’Folklor’’ kursu, bir saz kursu açılmadı. Açılmayacak. Niye bir avuç arpa kadar getirisi yok sanıldığı için. Bu sanatçılarımızın elinden tutarak beldeye, okullara hizmet verecek bir kurs mekânı ve bir yetki belgesi oluşturmak yöneticilerin önderliği ile olur. Hiç birinin bir organizasyon sağlayacak prosedürü yerine getirecek alt yapısı yok. Sevindirici olay Mehmet Goca’nın Deve Oyunu kültürünü ayakta tutmayı, yaşatmayı gerçekleştirdik. Yöre festivallerinde bir ayrıcalık ortaya koyduk. Oluşturulacak bir yöre folkloru üstüne bir tuğla daha koyma fırsatı sunacaktır. Birinci öncelik yöre sanatçılarımıza çalışmaları yürütebilecekleri kapalı bir mekân sağlamak. Her birinin temel sıkıntısı ev ortamında çalışamamaları. ‘’Eşlerinin şu tıngırtıyı kes’’ demeleri. Eşleri de haklı. Her çalışmanın bir ortamı vardır.. İkinci öncelik bir kurs sınıfı ve yetki belgesi oluşturarak okullara destek vermek. Gelecek kuşak sanatçılara bir basamak oluşturmak. Şu an bu hizmeti verecek sanatçılarımız var. Onları kaybettiğimiz zaman dışarıdan birini getirip kurs açtırmak hayalin de ötesinde bir hayalsizlik. Şu anki hayalin en azından iki ayağı birden yere basar nitelikte. Yine yöremizin kaybını bir nebze olsa derleyen Naci Sözen büyüğümüzün yaptığı çalışmalardan bir kendisi bir okurları haberdar. Onu da kaybettiğimiz zaman yüzyılların birikimi kültürümüz azgın sellere kapılıp gidecek. Önleyeceğiz önlemesine de bir böğet yapmayı öğrenemedik. Gelin dostlar Dostlar meclisini kuralım Çalıp söyleyelim dost diye diye Niye ki diye diye düştük bu hallara Mevla’m yetenek vermiş nice kula, kullara Kara yazmalar bağlayıp dövünmek niye Çalıp oynayalım göğsümüzü gere gere Mehmet Emin: ‘’Şairleri haykırmayan bir millet
Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir'' der. Gelin haykıran ozanların, şairlerin sesine kulak verelim ne şairler ozanlar öksüz kalsın ne de beldemiz. İbrahim ŞAHİN Bu haber 245 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |