Kazancı Haber (.Bir haberden daha fazlası.)
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORUM

EN ÇOK OKUNANLAR

ANKET

Alanya İl olursa Kazancı bağlansın mı




Tüm Anketler

Kazancı Kasabasının Kuruluşu

Kazancı Kasabasının Kuruluşu

Tarih 09 Ekim 2022, 20:56 Editör Kazancı Haber

Kazancı devam eden zaman içinde uzaklardan ve yakınlardan (Mut, Anamur gibi) çok sayıda göç almış, zamanın değişen ve gelişen şartlarına göre gün gelmiş aş-iş- meslek-görev kaygılarıyla her yöne göçler vermiştir.

Kazancı Beldesi (Nahiyesi), M.S. 1270 yıllarından, Karamanoğulları Beyliği'nin ilk dönemlerine rastlayan zamanlarda, Beyliğin ünlü kale Komutanlarından Kazancı (Gazancy) Bey tarafından kurulmuştur. Türkmenistan kökenli Kazancı Oymağına mensup olan Kazancı Bey, bir çok savaştan zaferle çıkmış ünlü bir kişiydi. Karamanoğlu Beyi, kendisinin hayli yaşlandığını düşündüğünden, yeni feth edilmiş olan Ermenek'in karşı yamaçlarını gösterip "gidip oralarda araştırma yapasın, uygun bir yere yeni bir köy kurasın" buyruğunu vermiştir.

Karamanoğulları Boyunun 1228 yıllarında Balkusan köyüne yerleştikleri ve 1250 yılında Ermenek kentini feth ederek kendilerine Başkent yaptıkları bilinmektedir. Bunu takip eden yıllarda, çevre kentler alınmış, Şahanlar Krallığı, Davdas Krallığı ortadan kaldırılmış ve özellikle Fariske yönüne fetihlere ağırlık verilerek buraya Farsak Boyu yerleştirilmiştir.

Beyliğin fetih harekatı sürecinde Göksu'nun güneyi (Karşıyaka) tamamen ele geçirilmiş ve bir zaman sonra Akdeniz'e inmek için Anamur istikametine akınlar başlatılmıştır. İşte, bu seferlerin birinde, Karamanoğlu Mahmut Bey ağır şekilde yaralanmıştır. Yaralının Ermenek'e nakli sırasında Göksu ırmağından geçerken yaşanan zorlukları gören Mahmut Bey, oğlu Halil Bey'e "bu nehir üzerine bir köprü yaptırasın, cümle alem, varlıklar sonsuza kadar gelip geçe" diye buyurmuştur. Bu buyruk üzerine, Halil Bey, nehir üzerine Alaköprü (Görmeli Köprüsü)'ü yaptırmıştır. Köprünün batı cephesindeki kitabesinde "Sultan-ı Azam, emniyetle geçilmek üzere bu köprünün yapılmasını emretti. O Sultan-ı Azam ki, alemde Allah'ın gölgesidir. Dünya ve din üzerine feth babasıdır. Bu kimdir derseniz, Karamanoğlullarından Mahmut Bey oğlu Halil Bey'dir. Alem-i İslam'da daim kılsın. Sene H.706, M.1305, mimarı Aciz Kul Yusuf oğlu Süleyman" dizeleri yer alır.

Kazancı Kasabası kuruluş yıllarının, Ermenek'in feth edildiği 1250 yılı ile Anamur sahillerine inilmeye başlandığı 1305 yıllarının ortalarına rastlayan 1270-1275 yılları olduğu kabul edilmektedir. Karamanoğulları Beyliği hakkındaki tek yazılı belge olan " Şikari Tarihi " isimli eserde bu hususlar yer almaktadır. Bu eserin Türkçeleştirilmiş bir nüshası Karamanoğlu Mehmet Bey Dil ve Kültür Derneğinde mevcuttur.

Kazancı Bey, bölgede araştırmalar yaptıktan sonra, şimdiki Merkez Mahallenin olduğu yeri uygun bulmuştur. O zamanlar bu bölgede, Köyönü, Uluköy, Derecikköy, Ayyanı (Ağayanı), Gümüşdamı adlarıyla anılan yerlerde Hıristiyan köyleri mevcuttu. En büyük merkez Asar Kralı olarak anılan kişinin köyü olan ve şimdiki Uluköy Mahallesinin kuzey-batısında yer alan mevkiindeki yerleşim merkeziymiş.

Bu yer adları şimdi bile aynı isimlerle anılmaktadır. Kazancı, kurulduktan sonra, uzun yıllar, Müslüman Türkler ile Hıristiyan Romalı/Rumların yan yana yaşamış oldukları da bir gerçektir. Bunun en büyük kanıtı, Köyönü mevkii üzerindeki Maşat denilen yerin varlığıdır. Halen, Maşatın Dere olarak bilinen bu çalılıklar, yakın geçmişe kadar rahatlıkla görülebilen bir mezarlıktı. Türk dilinde çok sık kullanılan "Maşat" kelimesi, Müslüman olmayan (Gayrimüslim) insanların mezarlıklarına verilen bir isimdir.

Kazancı için seçilen bu yerin, yayla ile sahilin tam ortasında, Anamur istikametine gidilecek muhtemel çıkış yolunun (Garain boğazı) başında, Aybaham gibi bir su kaynağına yakın ve diğer köylere hakim bir yer olması gibi nedenlerle çok isabetli bir yer olduğu da tarihi bir gerçektir.

Burayı köy yeri olarak seçen Kazancı Bey, elbette çevreye yeni yerleştirilmeye başlanmış olan köylerden insan getiremezdi. Bu sıralar, muhtelif Türk Boyları, Konya ovasını geçip, Sertavul geçidi ve Mut istikametinden akarak Gülnar ve çevresine yoğun şekilde yerleşmiş durumdaydı.

Buraların fethinde bulunan ve kendi boyuna mensup insanları da Gülnar yakınlarındaki Donrulu köyüne yerleştirmiş olan Kazancı Bey, hemen oraya gitmiş ve ilk olarak Donrulu Mehmet adında hatırlı bir kişiyi, tüm yakınlarıyla (11 çadırlık obası) birlikte naklederek Merkez Mahallede, eskiden "Odanın Önü" denilen ve 1960 yıllarında yıkılmış olan eski caminin bulunduğu yere yerleştirmiş ve ismini Kazancı Oymağı'na ithafen " KAZANCI " koymuştur. Donrulu Mehmet, ailesine ilave olarak birkaç kalabalık ailenin de gelmesiyle bir oymak oluşturulmuş ve Mehmet uzun yıllar muhtarlık yapmıştır. Bu kişinin ölümü üzerine karısının da bir süre muhtarlık yaptığı söylenmektedir.

Donrulu Mehmet, okumaya çok önem veren bir kişiymiş. Oğlunu ilk tahsil sonrası Konya Karatay Medresesi'ne (Üniversite) göndermiştir.

Buradan mezun olan oğlunun bir süre Ermenek Kadısı olarak görev yaptığı anlatılır. Donrulu Mehmet sülalesinin şimdilerde "Kahyalar" olarak bilinen, Çağlayan ve Cengiz soyadlı aileler olduğu söylenir.

Sonrasında Kamiller ve Sakalar oymakları yerleşmiş ve kasaba sürekli gelişme ve büyüme göstermiştir.

Kahyalar'dan bir çok kişi muhtarlık yapmış olup, son muhtar 1984 yıllarında Merkez mahalle muhtarı olan ve Hacı Usta olarak tanınan Hasan CENGİZ'dir.

Kahyalar'dan Süleymanoğlu Derviş Yusuf isimli bir genç Konya'da Medrese eğitimini tamamlayarak ünlü bir "Hafız" olmuştur. Bir zaman sonra Konya'da Kuran okuma yarışması yapılacağı duyurulur.

Derviş Yusuf, Konya'da yapılacak olan Kuran okuma yarışmasına katılmak için yollara düşer. Zamanın şartlarında 20 günlük bir yolculuktan sonra Konya'ya ulaşır ve ismini listeye kayıt ettirir.

Bu kadar uzun yoldan geldiğini öğrenen insanlar, boşuna gelmiş olduğunu, güçlü rakipler arasında şansı olmadığını söyleyerek gülerler ve hatta onunla dalga geçerler.

Yarışmanın sonunda Kazancılı Derviş Yusuf birinci olur. Önceden onunla alay edenler gelip özür dilerler ve zahmetlerin boşuna olmadığını söylerler.

Aldığı ödül ve fermanı (beratı) ile dönüş yoluna düşen genç hafız, yine, 20 günlük yolculuktan sonra Kazancıya ulaşır. Bu mutluluk uzun sürmez. Aniden hastalığa yakalanan Yusuf birkaç gün sonra genç yaşta hayatını kaybeder.

Kazancı Merkez mahalleye yerleşme başladıktan sonra gelenlerden bazı oymaklar, Derecikköy, Türbesekisi, Uluköy, İmarat, Gönneliköy ve bu günkü diğer mahallelere yerleştirilmiştir. Yukarı Mahallenin olduğu yer mezarlık olduğundan buraya yerleşim çok sonra başlamıştır.

Köy yerlerinin seçimi, araziyi ortalayacak ve yabancıları ortalarına alacak ve birbirinden ayıracak şekilde, ustaca seçilmiştir. Derecikköy'de son dönemlere kadar yaşayanlar olmuş ve kalan son Armutlunun Topal'ın ailesi, sekiz yaşlarındayken Uluköy'e göçmüştür.

Gönneliköy'de yerleşenler, salgın hastalıklar nedeniyle ölmüş ve son kalan aile önce Akmanastır köyüne, sonra da, Kazancı Yukarı mahalleye yerleşmişlerdir. Bu ailenin Keleş ailesi olduğu söylenir

Mut istikametinden gelen en kalabalık ailenin Keyvanlar olduğu, gelişlerinde “Kervanlar Geliyor” diye haberler yayıldığı, bu söylem değişikliğe uğrayarak Keyvanlar şekline dönüştüğü söylenir.

Kuruluştan bir müddet sonra, kurulan köylerin orta bölgesi olarak şimdiki Merkez mahallesinin mezarlığı olarak seçilmiş ve mezarlık yapılmasının yanında buraya bir türbe yapılarak ilk dini eğitimler verilmeye başlanmıştır.

Bu türbenin adı "Muslu Dede Türbesi" olup, ilk eğitimleri veren kişinin adıdır.

Müslüman olmayanlarla yeni yerleşen Türkler, çatışmalar içinde, uzun süre yan yana yaşamışlardır. Zaman içinde Müslümanlığı kabul edenler Türkleşmişler, kabul etmeyenler topluca Anamur'a göç ettirilmişlerdir.

İlk çağlardan itibaren, bölgenin Hıristiyan eğitimi veren ve Papaz yetiştiren merkezi, şimdiki Gökcekent üzerindeki ören/kale kalıntılarının olduğu yerde bulunan Manastır olmuştur.Bu yerin adı yakın zamanlara kadar Akmanastır adıyla kullanılmıştır.

Türkler ve İslamiyet bölgeye geldikten sonra, bu merkeze rakip olsun diye hemen yanına kurulmuş olan Sarıvadi (Sarımazı) köyüne Müslümanlığın öğretilmesi ve yayılması için bir Medrese kurulmuştur. Bu eğitim merkezi Cumhuriyetin ilanına kadar faaliyetini sürdürmüştür.

Kazancı devam eden zaman içinde uzaklardan ve yakınlardan (Mut, Anamur gibi) çok sayıda göç almış, zamanın değişen ve gelişen şartlarına göre gün gelmiş aş-iş- meslek-görev kaygılarıyla her yöne göçler vermiştir.

Derleyen- Yazan : Av. Naci SÖZEN, Kazancı / ERMENEK

Bu haber 690 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Tarih/Kültür/Geleneklerimiz

1830 KAZANCI NÜFUS SAYIMI LİSTESİ

1830 KAZANCI NÜFUS SAYIMI LİSTESİ 1830 Ermenek Kazancı köyü Erkek nüfusu (her satır bir hanedir, yaklaşık doksan hane, satırın devamı hane sahibinin ...

KAZANCI ŞİİRLERİ VE MANİLERİ KİTABI ÇIKTI

KAZANCI ŞİİRLERİ VE MANİLERİ KİTABI ÇIKTI Şiir Kitabında Kazancı ve Kazancı dışından 53 kişinin memleketimize yazmış olduğu 121 Şiir yer almaktadır. Ayrıca, ...
Demokrasi Kazansın01 Nisan 2024

HABER ARA


Gelişmiş Arama

© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez.

RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi