| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
![]() İNSANIMIZ DİLİMİZ KÜLTÜRÜMÜZ
Kazancılıların Konuştuğu Dil Arı Duru Öz TÜRKÇE dir. İNSANIMIZ, DİLİMİZ, KÜLTÜRÜMÜZ ( Kazancılıların Konuştuğu TÜRKÇE – 1 ) Kazancılıların konuşma dilini ve yaşam kültürünü incelediğimizde, genellikle Milli niteliklerin hakim olduğu bir manzara ile karşılaşırız. Günlük hayatta kullanılan kelimeler, deyimler, dualar ve beddualar (ilençler), iyi dilekler, şakalar ve oyunlar başta olmak üzere, yaşam biçimi olarak bakıldığında, özünden çok az bir sapma olduğu, sekiz asır önce Orta Asya’dan (Türkmenistan) batıya göç edilmiş olmasına rağmen, öz benliğin korunduğu hemen hissedilmektedir. Konuşma dilinde yer alan, fakat, Türkçe sözlüklere girmemiş olan yüzlerce kelime ve deyim mevcuttur. Bölgemize yerleşmiş olan Karamanoğulları oymağı ve alt boyları dahil olmak üzere, Kazancılılar ve diğer taifeler (Farsaklar, Karalar, Akbaşlar ) asıl yurtları olan Türkmenistan bölgesinden göç etmişlerdir. Bu nedenle, konuştuğumuz dilimiz ve hayatımızın her aşamasına ait olan kültürümüz Türkmenistan kültürüne dayanmaktadır. Bu hususları, bir şans eseri olarak tanışıp dost olduğumuz Prof Bedri SARIYEV ile yaptığımız sohbetlerle ve edindiğimiz taze bilgilerle pekiştirmiş durumdayız. Bu konuda yayınladığımız “ Kazancılı Bedri SARIYEV kimdir ? “ konulu yazıda ayrıntılar yer almıştır. Bizim ilkokul çağımızın geçtiği 1958-1963 yılları arasında, okul olarak, Akmanastır (Gökçeler) ve İrnebol (İkizçınar, Çatalbadem) köylerine, öğretmenimiz merhum Sami TUNCA’nın gayretleriyle okul gezileri düzenlenmiş ve bu köylerde bir gece yatıya kalınmıştı. Hatta, Aşağı İrnebol köyünde piyes bile oynamıştık. Kazancının 5 kilometre doğusunda ve batısında bulunan bu iki bölge ile konuşulan dil ve yaşam tarzı olarak büyük değişiklikler bulunuyordu. Arkadaşlarımızla konuştuğumuz dil sanki farklıydı. Kelimeler, söylenişleri, şiveler ve ağızlar bir birine benzemiyordu. Ermenek ortaokuluna başladığım 1963 yılı Eylül ayında, çevre köylerden olan arkadaşlarımın konuşmalarını anlamakta zorlanmıştım. Akmanastırlının “ inar yeriiiinnn…” deyişine, Lemoslunun “ ülen nöğörünnnn, neşlen, ondankeyriii.. “ gibi kelimelerle yapılan konuşmalarına güler dururduk. Sınıfta yaptığım bir konuşmada geçen “ öndüğün “ kelimesini anlayamamış olan arkadaşlar, ders arasında bana bu kelimenin anlamını sormuşlardı. Sadece, Kazancılılar tarafından kullanıldığı iddiasıyla listelediğimiz kelimelerin bazılarını başka yörelerdeki insanlarında da kullanmakta olduğuna da tanık olduk. Mesela, “sındı (makas)” kelimesini Kayseri ve Gaziantep bölgesindeki bazı köylerde kullanıldığını öğrendik. Zavrak kelimesini, Ankara’da düzenlenen İller Fuarı katılımcılarının kullandığını, küncü kelimesini de bir pastanenin kullandığını gördüm. Karşılaştığımız veya müşterek çalıştığımız insanlarla bu dil ve kültür konularını karşılaştırmalı olarak konuşup tartıştık. Bazı kelimeler ve adetler zamanla değişime uğramış olmasına rağmen anlamları aynı kalmıştı. Bizim “ şehrana “ dediğimiz şeye, Nevşehir yöresinde “ şırahane” diyorlardı. İzmir bölgesinde görev yaptığım ekibe yeni katılan bir genç vardı. Konya ili Seydişehir köylerinden gelmişti. Bir öğle vakti, yemek çadırından, onu etrafta dağınık olan personele yemeğin hazır olduğunu bildirmesi için gönderişler. Personelin duyacağı bir yere gelen bizim köylü, yüksek sesle “ aşcı çağırıyor, buyurun ekmek yeyeceğiz “ diye bağırdı. Bu sesi duyanlar “ ekmek mi yiyeceğiz, yemek pişmedi mi, ne demek istiyorsun “ diye seslenerek tepki gösterip genci azarladılar. Ben uzaktan gelişmeleri izledim ve aksaklığın sebebini anladım. Kazancılıların da kullandığı gibi, gencin köyünde, yemek yeme olayı “ ekmek yeme” şeklinde ifade edilmekteydi. Ben, onun ne demek istediğini hemen anlamış olmama rağmen, diğerleri anlayamamıştı. Bu genç bizim Kazancı dili ve kültürüyle konuşuyordu. Onu işaretle yanıma çağırdım. Kendisine, köyünde kullandığı özel kelimeleri ve deyimleri kullanmaktan sakınması gerektiğini anlattım. Durumu hemen anlamış, rengi kızararak dudaklarını ısırmıştı. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Biz şimdi, Kazancı kasabasına özgü olan kelimelerden örnekleri sıralayalım. - avkalamak ; karıştırmak, sıkıştırmak, ovalamak, yormak, dağıtmak, ufalamak, - akran : yaşıt, çağdaş, eşit, aynı seviyede olma, - alabudala ; yarım yamalak, tam olmayan, eksik, - aklı ermemek ; zamansızlıktan veya iş çokluğundan başka bir işe başlayamamak, işi bilememek, bitirememek, - analık ; üvey ana, kayın valide, kaynana, - ağda tavası ; düğün keşgeği pişirilen büyük tencere, en büyük pişirme kabı, - haranı ; ağda tavasının bir küçüğü, keşkek pişirilen büyük kap, - kazan : haranının bir küçüğü olan, düğün pilavı pişirilen kap, - ansıtmak : ima etmek, hatırlatmak, ön bilgi vermek, - avıktırmak ; hayvanları evcilleştirmek, alıştırmak, çocukları dindirmek, oyalamak, - akappak ; (ağaggap) bembeyaz, pakça, tertemiz, kirden arınmış, - ağdık ; eşek yükünün dengesiz olması, bir tarafa sarkık, - cığışdamak ; iş yaparken veya yürürken hafifçe ses çıkarmak, yaprağın veya kuru otların rüzgarla sallanarak çıkardığı ses, - dıvışdamak ; kısa adımlarla, çaktırmadan ilerlemek, yürümek, - sünüvermek : ip veya lastiğin çekince uzayıvermesi. - kaklık : saydam kayalarda bulunan ve yağmur sularının toplandığı çukrlar, - bülke : derin ve geniş kuyu, kayalardaki oyuk, (bülke kuyusu gibi…) - ürüsüm : örf ve adet, gelenek görenek, (köye yeni bir ürüsüm getirme denir) - felfes ; (felfese) önem vermemek, dikkatsiz iş yapmak, boşa konuşmak, - merisini almak ; işin ayrıntılarını sormak, çok incelemek, merak etmek, - yahı pahıl gal (kal) : ortalıkta, belirsiz kal, yalnız kal, - arasatda kal ; sahipsiz, ortalıkta kal, - .. ağrı ; o taraftan, çevresinde, yanından ( tepeden ağrı gel…) - ayağen (ayağan) ; bire adam, beni dinle, bak ne deyeceğim, uşak, - bağız ; (kadınlarca kullanılır) baksana, sana diyorum, dinle , - ( devam edecek……) - DERLEYEN : Av. Naci SÖZEN, Nisan 2009/ ANKARA
Bu haber 1214 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |