Kazancı Haber (.Bir haberden daha fazlası.)
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORUM

EN ÇOK OKUNANLAR

ANKET

Alanya İl olursa Kazancı bağlansın mı




Tüm Anketler

Arazilerimiz Padişah Fermanlarıyla Nasıl El Değiştirdi ?

Arazilerimiz Padişah Fermanlarıyla Nasıl El Değiştirdi ?

Tarih 07 Temmuz 2020, 12:53 Editör Naci Sözen

Kazancı Coğrafyasının Tarihsel Sahipleri – (1)

Kazancı coğrafyasının geçmişten günümüze tarihsel sahiplerini iki ana bölüm olarak incelemeliyiz. Birincisi, bölgenin idaresine sahip olan, yani hakimiyetinde bulunduran devletler veya milletler (siyasi sahipler) yönünden, ikincisi de, hangi bölgenin insanlarının coğrafyamızda arazi malikliği ve mera – yaylak haklarına sahip olduğu yönünden olacaktır. Hakimiyet yönünden incelememizi de iki bölümde ele almalıyız. Türkler (Müslümanlık) öncesi dönem ve sonrasından günümüze kadar geçen dönem ayırımını yaparak incelememizi sürdürelim.

Hıristiyanlık Döneminde Coğrafyamızın İdaresi ;
Tarihi kayıtlarda, Kilikya (Taşlık Yer) ismiyle anılan, şimdilerde, Taşeli adıyla bilinen yöremizde, tarih öncesi çağlardan itibaren insanlar yaşamaktaydı. Bölge, Hititler, Akalar, Asurlar, Persler ve Büyük İskender devirlerinde, zaman içinde “Şehir Devletleri “ şeklinde, muhtelif kavimlerin hakimiyetinde kalmıştır. M.S. 38 yıllarında Roma İmparatorluğu hakimiyetine geçen bölge, Bizans devri sonrası, Doğu Roma İmparatorluğu devrine girmiştir. Anadolu Selçuklu Devletinin tüm iç Anadolu’yu hakimiyeti altına alması sonunda, Konstantinapolis (İstanbul)’a bağlı olarak sadece Orta Toroslar (Taşeli) kalmıştır. Roma devriyle birlikte bölgemiz Hıristiyanlığın süratle yayıldığı bir yer olmuştur. Kazancı coğrafyasında, halen kullanılmakta olan, Kilise Beleni, Körüstan, Ayyanı(Ağayanı), Körhana (karhane), Gümüşdamı, Alain, Asar Beleni, Popasın (Papazın) kuyu, Deliktaş, Dinek, Kürtlü inleri, Köyönü ve Maşat (Hıristiyan mezarlığının adı) dahil bir çok yer adı, Roma-Bizans (Hıristiyanlık) devrinden beri süregelen isimlerdir.

Türkler (Müslümanlık ) Döneminde Coğrafyamızın İdaresi ;
Selçuklu Sultanının buyruğu ile Konya ovalarını aşıp, Orta Toroslar bölgesine geçen Karamanoğulları oymağının, M.S. 1228 yılında, şimdiki, Balkusan köyünün olduğu yere gelerek yerleşmesiyle, yöremizde Türkler devri başlamıştır. Karamanoğlulları Oymağı, bu köyde biraz güçlendikten sonra saldırıya geçmiş ve 1250 yılında Ermenek şehrini alarak kendilerine başkent yapmış ve Oymaktan Beyliğe terfi etmiştir. Taşeli bölgesi alındıktan sonra 1300 yıllarında Akdeniz seferleri başlamış ve bu seferlerin birinde yaralanan Beyin vasiyeti üzerine, 1305 yılında Alaköprü inşa edilmiştir. Bu tarih dikkate alındığında, Kazancı Kasabasının 1270 yıllarında, Karamanoğulları Beyliği Komutanlarından Kazancı Bey tarafından kurulduğu kabul edilmektedir. Bu bilgiler, Karamanoğulları Beyliğinin tek yazılı kaynağı olan “ Şikari Tarihi” başta olmak üzere , Ermenek Tarihi İncelemesi (Şeref Kişmir- Yeni Konya Gazetesi, 08.05.1960 sayı), Karaman Tarihi (İ.H.Konyalı, sayfa.562) ve değerli öğretmenimiz (Araştırmacı-Yazar) Sayın Halit BARDAKÇI tarafından yazılmış olan “ Bütün Yönleriyle Ermenek ve Çevresi “ isimli 1976 basımlı kitabının 02-55 sayfalarında ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

Fatih Sultan Mehmet zamanında, Gedik Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu, Karamanoğullarının son temsilcisi olan Pir Ahmet Bey kuvvetleriyle, Yellibel (Sultanalanı) mevkisinde karşılaşmış, Karamanoğulları ağır bir yenilgi almış ve 1474 yılında yapılan bu savaş sonrası, Taşeli yöresi Osmanlı Devleti hakimiyetine geçmiştir. Nihayet,Taşeli ve Kazancı coğrafyası, Osmanlı Devletinin yıkılması ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulmasıyla birlikte, yani, 1923 yılından itibaren modern Cumhuriyetimizin çağdaş bir bölgesi olarak varlığını sürdürmektedir.

Kazancı Arazilerinin Tarihsel Malikleri ;
Coğrafyamızın, Türkler öncesi sahiplerinin Hıristiyan Roma-Bizans halkı olduğu, çeşitli sabit yerleşim yerlerinde oturdukları ve yazları bilinen yaylalara çıktıkları, Türkler bölgeye yerleşmeye başladıktan sonra da uzun yıllar yan yana yaşamaya devam ettikleri bilinen hususlardır. Şimdi, yazımızın esas konusunu teşkil edecek olan, coğrafyamıza Türklerin yerleşmeye başladığı 1270 yıllarından günümüze uzanan süreç içinde arazilerimizin değişen sahiplerini incelemeye başlayalım.

Karşıyaka yöresinde yeni kurulmuş olan Kazancı ve çevresindeki mahalle / köylere yerleştirilecek insanları bulmak ve bulundukları yerlerden göç ettirilerek istenen yöreye yerleşmelerini sağlamak çok kolay olmamıştır. Köylere ilk yerleştirilen ailelerin, o sıralarda, Gülnar ve çevresine, İç Anadolu üzerinden, Sertavul Geçidi ve Mut yolu ile adeta doldurulan yaklaşık 100.000 civarındaki Türk oymaklarından temin edildiği bilinen hususlardır. Yöremizde yeterli nüfusun bulunmadığı ve arazilerin sahipsiz olduğu zamanlardan başlayarak, Gülnar ahalisi ve çobanları, Doğudan-Batıya, yani, Gülnar yaylalarından, Akkuyu, Kabalak, Ortagöl, Bozdağ, Yüksek Eğrik, Popas, Karakovanlık, Kırkkuyu ve Sarıova yaylalarına kadar göçüyor ve buralarda yaylıyorlardı. Bu dönemlerde, yaylalarımızın sahipleri Gülnarlılardı. Önceki yazılarımızda belirttiğimiz üzere, Yüksek Eğrik, Kanlı Say, Hemid Seydi mezarı, Nizamın Yurdu, Bazar Alanı, Develikoyak, Sakat Dedesi ve Gülnarlı Halil Ağa hikayeleri bu dönemlere ait isim ve olaylardır. Bu dönemlerde, bir gurup Gülnarlı, şimdiki, Akkuyu mevkisinde tarla çıkarmaya başlamışlar, arazinin çevresinde bulunan Yörükler (Kömürlülüler), İrnebollular ve Kazancılılar bu işe engel olmak için harekete geçmişlerdir. Arazideki tartışmanın kavgaya dönüşeceği sırada Kazancılı bir kişi ezan okumaya başlamış ve sonrasında, sorunun devletin yetkili organlarına götürülmesine karar verilmiştir. Ermenek Kadılığı konuyu incelemiş ve yerinde keşif yaparak “ yağmur suları hangi köye doğru akarsa arazi o köye ait olacak” şeklinde karar vermiş ve arazi bu karara göre paylaştırılmış ve Gülnarlılar bölgeden uzaklaştırılmıştır.

Gülnarlılar, ilerleyen zaman içinde, Yörükler başta olmak üzere, Kazancılılar ve çevre köylerle de kavgalar yaşamış ve bölgeye göçler giderek azalmıştır. Osmanlı Devrinde, Gülnarlı çobanlara, Kırkkuyu ve çevresinde yazları olmak üzer “ 45 günlük otlakiye koçanı” yani padişah fermanı (tapusu) verilmiştir. Son çoban olan “Gülnarlı Altın Tüfekli Halil Ağa “ ikaz ve tehditlere rağmen, sürüleri ve obasıyla Bazaralanı (Kırkuyu) mevkisine göçünü sürdürmüş olup, şiddetli bir çatışma sonrası yaralı olarak obasıyla birlikte son kez bölgeden ayrılmıştır. Bu kişinin hayat hikayesi ayrıca yazılacaktır.

Kazancı arazilerinin, Gülnarlılar sonrası ve Osmanlı devrinde, Göksu ırmağından başlayarak tüm Karşıyaka’yı kapsayan bir ölçüde Anamurlu Beyler / Ağaların mülkiyetine intikal ettiğini görürüz. Bu konudaki rivayetlerin en inandırıcı olanı, Osmanlı Sultanlarından birinin kızı, mahiyeti ile birlikte kalabalık bir gemi topluluğuyla hacca gitmek üzere yola çıkmıştır. Gemi topluluğu Anamur açıklarında Beyrut’a doğru seyrederken bir arıza veya olay nedeniyle Anamur kıyısına yanaşır. Haberi alan Anamurlu Beyler, kafileyi hemen karşılar ve topluca o zamanın köşklerinin bulunduğu Ortaköy’e götürür. Uzun süre bu beylerin konağında misafir kalan prenses ve mahiyeti, kendilerine gösterilen ilgiden oldukça memnun kalmışlardır. İstanbul’a dönüldüğünde durum Sultan’a anlatılır ve bu beyler için bir iyilik yapılması dilenir. Yapılan yazışmalardan sonra, istek üzerine, Göksu ırmağından başlayarak tüm Karşıyaka arazilerinin tapusu (Koçanı) bir Padişah Fermanı ile bu beylere (Anamurlulara) verilir.

Bizim çocukluğumuz dönemi olan 1960 yıllarında bile, Söğütlüğöl mevkisinden başlayarak, Sulukara, Beğbağı, Kasaba çevresi, Öteyaka, Gızseki çevresi dahil bir çok yer Anamurluların mülkiyetindeydi. Bu araziler zaman içinde Kazancılılar tarafından satın alınmıştır. Kazancı arazilerinde kadastro çalışmalarının yapıldığı 2000 yıllarında ortaya çıkan Anamur Beylerinin torunlarından Ali TURGAY, elinde bir çanta dolusu tapuyla bölgeye gelmiş ve şimdiki belediye binasının yeri dahil olmak üzere, sayısız arazinin tapularının hala dedelerine ait olduğunu iddia etmiştir. Bu kişiyi Ermenek Adliyesinde dava takip ederken gördüğümüzde bilinmeyen konuları konuşma fırsatı bulduk. Bizim de bilemediğimiz tarihi gerçekleri konuştuk. Ermenekli Ağaların malı olarak bildiğimiz Kazancı arazilerinin (sayısı 100 civarında), İrnebol (Akpınar, Belicekgoz ) ve Zeyve topraklarının tapuları elindeydi. Bu arazilerden Kazancılılara satılmış olanlar için mülkiyet iddiasında bulunmamış, sadece, hala, Ermenekliler üzerinde olanları için iptal davaları açmıştı. Bu davaların en başta geleni, Tepecik Mahallesi batı cephesinde bulunan 50 dönümlük Çukur adıyla bilinen bahçeye aitti. Bu görüşmede öğrendik ki, Kazancı arazilerinden Ermenekli Ağalara satılmış olan ve tapuları üzerlerine geçirilen bir çok tarla yanında, 100 civarında arazi de tapuları Anamurlulara ait olduğu halde Ermeneklilerin kontrolüne (zilyetliğine) geçmiş durumdaydı. Bu geçişin çok enteresan olan hikayesini gelecek sayımızda anlatalım.

Anamurlu Beylere ait bir tapu sureti ektedir. Yeminli tercümanlarca Türkçeleştirilmiş olan bu tapu senedinde, eski beylerde Anamurlu Abdülkerim Bey oğlu Ali Rıza Bey, Mehmet İhsan Bey, Şıh Ali Bey isimleri ve Eylül 1295 tarihi vardır. Tapunun yaklaşık 140 yıl önce düzenlendiği anlaşılmaktadır. Arazilerin bu beylerde olduğu zamanlarda, Anamur Beyleri yazları Kazancıya gelirler ve mahsulleri toplayıp sonbaharda geri göçerlerdi. Bu ikamet sırasında ölen bir üyelerinin mezarı Merkez mahalle mezarlığındadır. Anamurluların elinde olan son arazilerden Bey Bağı olarak bilinen yörenin en güzel tarlası Sayın Hacı Ahmet SAYDAM tarafından satın alınmıştır. Dere kahve yakınlarındaki bahçeler 1965 yıllarında merhum İmam Hüseyin (EREN), Öteyaka’daki geniş bahçeler 1968 yılında merhum Memiş KÖKSOY tarafından 7000 lira ödenerek satın alınmıştır. Günümüzde Kazancı kasabasının çevresi ve sahil arazilerinde mülkiyeti Anamurlulara ait yer yoktur. Yaylalardaki arazilerin tamamına yakını da zaman içinde satın alınmıştır. Körkuyu ve çevresinde birkaç arazi halen Anamurlu ailelerin mülkiyetindedir.

(Gelecek Sayıda;Arazilerimiz, Ağalar ve Beyler Arasında Nasıl El Değiştirdi ? )

Derleyen: Av.Naci Sözen, Mayıs 2008/ANKARA

Bu haber 1235 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Tarih/Kültür/Geleneklerimiz

1830 KAZANCI NÜFUS SAYIMI LİSTESİ

1830 KAZANCI NÜFUS SAYIMI LİSTESİ 1830 Ermenek Kazancı köyü Erkek nüfusu (her satır bir hanedir, yaklaşık doksan hane, satırın devamı hane sahibinin ...

KAZANCI ŞİİRLERİ VE MANİLERİ KİTABI ÇIKTI

KAZANCI ŞİİRLERİ VE MANİLERİ KİTABI ÇIKTI Şiir Kitabında Kazancı ve Kazancı dışından 53 kişinin memleketimize yazmış olduğu 121 Şiir yer almaktadır. Ayrıca, ...
Demokrasi Kazansın01 Nisan 2024

HABER ARA


Gelişmiş Arama

© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez.

RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi