| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
Kazancı'nın Kültür Politikası
Kazanc'dan her beş yılda bir Belediye Başkanı çıkarabiliriz. İkinci bir Zafer Altınsoy asla. Kazancı’nın kültürü yeterince var bunu politikaya dönüştürecek ehil ellere ihtiyaç var. Bizler buradan laf ola beri gele, canımız sıkıldı yazıp biraz oyalanalım politikası ile yazmıyoruz. Olması gerekeni yazıyoruz, aksini iddia eden çıkar yazar, daha iyisini yazana saygı duyarız. Zafer Altınsoy, kişisel bir değer değil. Yapılan yanlışlığı görmezden gelmek, örtbas etmek tekrarlanacak yanlışlıklara çanak tutmak olur. Bu konuda İbrahim Demirtaş arkadaşımız yazdı, ben defalarca yazdım. Bir daha yazıyorum. Daha da yazacağım. Zafer Altınsoy’u tanımıyorum diyen yok denecek kadar az çıkar. Peki, ne derece tanıyoruz? ‘’ Hiç tanımıyoruz.’’ sözü bile bence az gelir. Zafer Altınsoy finale çıkmadan önce ‘’Yazacak çok şey var, yazmaya gönül el vermiyor.’’ demiştim. Zafer Altınsoy’un finalde yalnız bırakılacağını biliyordum, bunu önceden yazmak felaket tellallığı olurdu. Şimdi yazmak doğru olur mu? Yazdıklarımıza kulak verecek birileri çıkarsa doğru olacak, ya da olmalı, olmalı… Bu işin kaçışı, kurtuluşu olamaz, olmamalı. Zafer Altınsoy’u tanımıyoruz, böyle giderse tanıma şansımız olacak mı? Asla olmayacak. Zafer Altınsoy’u anlatmaya benim gücüm yeter mi? ‘’Yeter demem ‘’ kendimi övmekten ileri gitmez. Sami Tunca için düzenlenen ödül töreninde sözde kendilerini kasabanın ileri geleni, kültürlü, siyasi, sosyal kariyeri olan olarak hatta hatta içlerinde ( burada yazamayacağım) ayrı kariyere sahip kişilerin ‘’ Sami Tunca ile aralarında kırgınlıklarının olduğunu, o nedenle törene katılamayacaklarını bildirdiler. Kültürde, sanatta, Kasabanın genel çıkarında kişisel kırgınlığın, kişisel çıkarın olamayacağı erdemine eremediklerini söylemek belki kabalık olacaksa da söylemenin dayattığı durumlar vardır. İşte Zafer Altınsoy bu ince çizginin ayırdığı kişi. Sanat adına, kültür adına, kişisel beklentileri, kişisel kırgınlıkları tatmayan asla tatmayacak biri. Zafer Altınsoy, bu güne kadar yapılan etkinliklerde ilk kapısını çaldığımız, yapılacak etkinlikte ilk kapısını çalacağımız kişilerin başında gelir. Çağrıldığı hangi etkinlikte mazeret uydurdu, söyleyebileniniz var mı? Burada Atatürk’ün sözünün özü bir kez daha anlaşılıyor: ‘’Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız’’ Yine sanatkârın yüceliği üzerine cevabı sanatkârın kendi dilinden verelim: ‘’Nazım Hikmet’in bursa Cezaevi’nde tutsaklık günleri. Koğuş arkadaşlarını okumaya yazmaya yönlendiren nazım, aynı zamanda cezaevi yönetimine de yardım etmektedir. Cezaevi denetimine adalet Bakanlığı’ndan bir müfettiş gelir. Birkaç gün denetim yaptıktan sonra müdüre:- nazım da buradaymış, çağır da görelim nasıl biridir? der. Nazım’ı odaya getirirler. Müdür koltuğuna iyice kurulan müfettiş Nazım’ı tepeden tırnağa süzer ve:-demek nazım sizsiniz, der. Nazım’a oturması için yer göstermez. kısa bir konuşma sonrası, gidebilirsiniz, der. Nazım tam kapıdan çıkarken durur ve müfettişe:-Ömer Hayyam adını duydunuz mu? diye sorar. Müfettiş hemen atılır:-kim duymaz Hayyam’ı. Nazım:-Hayyam zamanında İran hükümdarı kimdi? diye sorar. Müfettiş şaşırır. Nazım konuşmasını sürdürür, görüyorsunuz sanatçıyı anımsadınız ama hükümdarı anımsamadınız. Yıllar sonra beni dünya anımsayacak ama dönemin adalet bakanını ve sizi kimse anımsamayacak, der çıkar.’’ Atatürk, ülke çıkarları için, sanata ve sanatçıya sahip çıkmayı zorunlu görmüştür. Bizim kasabamızın hiç mi çıkarı yok, hiç mi onuru yok ki her alanda bu kadar duyarsız kalabiliyoruz. Sarıveliler İlçesi Sami Tunca’yı anıyor, Kazancı’nın esamesi yok. İlçede temsil ediliyoruz, bizi temsil edenler yok. Hükümetler, dış politikalarının yokluğu ile yerilir, hükümetler dış politikalarının varlığı ile övünür. Bizim bir kültür politikamız ne zaman olacak. Zafer Altınsoy’un yarışmaya kalmasının, ön elemeyi geçmesinin, ilçede bizi temsil etmesinin bizim için hiç mi önemi yok. Acaba Zafer Altınsoy, yarışmaya bir, iki üç bin Tl. için mi katıldı, yoksa o paraya ihtiyacı var mıydı? Bölgede yapılan bir yarışmacının birinci hedefi kendi bölgesini temsil etme hazını yaşamak ve bölgesine aynı hazı yaşatmaktır. Bu haz para ile ölçülemez. Zafer arkadaşımızın yanında Kurum ve kuruluşlarımızın yer alması, katılımı için küçüçük bir plâketle ödüllendirilmesi, yarışmada ödül alması kadar haz verecekti, belki de daha fazla. Bütün bu yaşananlarda Zafer arkadaşımız gönül koymuş mudur? O gönlünü sadece ve sadece sanatına koymuştur, onun gönlü sanatı kadar yüce yeter ki tanımak isteyelim. Kazancı’dan her beş yılda bir ‘’ Belediye Başkanı çıkarabiliriz. İkinci bir Zafer Altınsoy asla. İbrahim ŞAHİN Bu haber 1561 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |