| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
TAŞELİ TÜRKMENLERİ
Taşeli, Orta Torosların geçit vermez dağları arsında yem yeşil bir coğrafyanın adıdır. Eski yurdumuz Ergenekonun adeta benzeridir. Sadece şekil olarak değil, geçit vermez dağ ve belleri yanı sıra iklim özelliklerini yansıtmasından dolayı da Ergenekonla benzerlik arz etmektedir. TAŞELİ TÜRKMENLERİ A)Taşeli Neresidir? Taşeli, Orta Torosların geçit vermez dağları arsında yem yeşil bir coğrafyanın adıdır.Eski yurdumuz Ergenekonun adeta benzeridir. Sadece şekil olarak değil, geçit vermez dağ ve belleri yanı sıra iklim özelliklerini yansıtmasından dolayı da Ergenekonla benzerlik arz etmektedir. Taşeli, Türklük Coğrafyasında var olan bir isimdir. Orta Asya’dan Anadolu’ya taşınmış bir bölge ve yer adıdır. Çünkü Ön Asya’daki Taşeli, ”Taşoğuz”dur. Orta Asya’daki Taşoğuz’dan esinlenerek Karamanoğulları Taşelini alınca akıncılık maksadıyla geldikleri “kilikya” olan bölgenin eski adını hemen değiştirmişlerdir. Taşeli yöresi yüksek dağlar arasında çiğdem, boynu eğri (kardelen), lale, sümbül, mor menekşe, kekik, acı yavşan, sultan navrız, yılan çiçeği ve çekmece gibi çiçeklerin kendiliğinden yetiştiği bir yerdir. Sadece çiçekler değil ardıç, çam, sedir, kara ardıç, ladin, meşe, tesbi, pinar gibi Orta Toroslara has bir çok ağacın tabiatta kendiliğinden yetiştiği yem yeşil bir coğrafyanın adıdır.Toroslara has bu güzel ağaç ve çiçeklerin ana yurdudur. Taşeli Türkiye haritası üzerinde Göksu Nehrinin batısı, Geyik Dağlarının doğusunda yer alan Ermenek, Alanya, Anamur, Gülnar, Gazipaşa, Hadim, Bozkır, Beyşehir İlçelerinin topraklarının büyük bir bölümünü kapsayan bölgedir. Taşeli Platosu Ak Deniz kıyısından başlar yer yer 3800 metre yüksekliklere ulaşır. Dağların bittiği yerde platolar ve yaylalar başlar. Suyu, havası, yaylası ve doğası ile görülmeye layık yaşanacak bir bölgedir. Öyle ya atalarımız “Zengin olacaksan saz biten kaz öten, sağlıklı olacaksan, keklik öten kekik biten yerde yaşamalısın” dememişler ya. B)Taşeli Türkmenleri: Çingenin, Abdalın, buçuğun olmadığı has ve has Türklük kokan Taşeli Türkmenleri benliğinden, cevherinden, özünden, gelenek ve göreneklerinden, dilinden, dininden, inancından hiçbir şey kaybetmemiş, Orta Toroslarda daima yüksek, yüce, temiz, yiğit, cesur kalmışlardır. Yönetme, kumanda etme, baş kaldırı, teşkilatlanma kültürü geçmişinden tarihinden gelmektedir. Orta Toroslar dağların, nehirlerin, derelerin, çökeklerin, geçitlerin, derbentlerin, dar boğazların, karların, ormanların, göllerin, in ve mağaraların, tarihi kalelerin, köristanların, taştan oyma evlerin, boz bulanık akan derelerin, tarihi köprülerin, renga renk çiçek ve kuşların bulunduğu yerdir. Bu yaylalarda hangi yöne baksan yem yeşil ağaçlar, pınarlar, çağlaklar, kır çiçekleri, kekikler, keklikler, koyun kuzu sesleri, atların kişnemelerini görürsün. Uykudan kalkınca kendinde bir hafiflik, dinçlik, canlılık, heyacan, iştah ve kuvvet bulur, hayatın tadına erersin. Çoğu zaman yüksek dağların başını kör duman kaplamıştır.Kışın bu dağların başı beyaza bürünür.Evliya Çelebi”32 devlet gezdim denizde, karada, Ermenek gibi bir yer görmedim”derken kalesinde yaylasında,oyasında, iğnesinde, heybesinde, kiliminde buraların güzelliğinden bahsetmektedir. Taşeli Türkmenleri aslen 11yy.ortalarında akıncılık maksadı ile doğudan gelen Oğuzların Salur boyları 1115 – 1116 yıllarından itibaren Ermenek ve yöresine yerleşmeye başlamışlardır. Türkistan’ın Maveraünnehir Bölgesinde yasayan ve ( Karamanlû ) diye tanınan Oğuz boylarından bir Türk kabilesi batıya doğru göç ederek önce Azerbaycan ve Şirvan taraflarına geçmişler, oradan da X11. yüzyıl ortalarında Ermenek çevresinde genellikle Kamış boğazı, Aykadın, Tekeçatı, Balkusan, Yellibel, Süngülü, Muhallar, Sinanlı, Değirmenlik, Mut çevresinde yerleşmişlerdir..Bütün bunlar başlangıçta göçebe hüviyetinde akıncılar olup, çevreye hükmeden Hıristiyan derebeylerinden çiftlik yapmak müsaadesi alarak mukabilinde öşür’ ünü vereceklerini bildirmişler ise de zaman geçtikçe doğudan gelen diğer Oğuz boyları ile çoğaldıkça kuvvetlenmişler, göçebeliği yari göçebe hayata terk ederek tamamen yerleşmek politikası gütmeğe başlamışlardı. Karaman oymağının başı Nure Sofu Ermenek’i 1246 yıllarında Beyliğin merkezi yapmıştır. 1V. Rükneddin Kılıç Aslan 1256 yılında Ermenek Beyliğini Karaman,a vermiştir. İste bu tarihi bir çok tarihçiler Karamanoğullarnın istiklâllerinin başlangıcı olarak kabul etmiştir.Bu sarp coğrafya içerisinde Ermenek ulaşım olarak sadece Mut, Alanya,Anamur, Taşkent yolu ile çevresine açılabilmektedir.Bu ilçelere geçiş ise sarp kayalık ve yüksek bellerden sağlanabilmektedir. Taşeli Türkmenleri sadece Karamanoğullarından ibaret değildir. Karamanoğullarına akraba olan Emirler, Bahşiş, Sarıkeçili, Tekeli, Yaylalı, Eski Yörük, Tırılar, Hasan Uşağı, Beyreli, Gerceli, Küçüklü, Şamlı, Sivaslı, Karalar, Nasrettinli, Çarıklar, Varsak oymak, boy ve aşiretlerinden meydana gelmektedir. Bunların bir kısmı 750 yıllarından itibaren bölgeye yerleşmeye başlamış, bir bölümü de Karamanoğulları ile birlikte gelmiş ve yerleşmişlerdir. Taşeli Türkmenleri yoğun olarak Yunt, Kaş Pazarı, Barçın Yaylası, Söğüt, Söbü Çimen, Altıntaş,Akpınar, Karain, Balgusan, Kamış, Varsak, Amanas, Bardat Pazarı, Çayarası, Sarımuğar, Göktepe, Gevne Yaylasında yaşamaktadırlar.Her boyun ayrı ayrı kışlak ve yaylası bulunmaktadır. Çünkü eskiden sahil (sehil) de rutubetten, basur ve ishalden, kolera, sinekten sıtmadan, sıcaktan kaçmak için yaylalara çıkılmıştır. Bu gelenek bu günde bütün canlılığı ile devam etmektedir. Önceden Beserek denilen deve ve yeleli atlarla gerçekleşen Türkmen Göçü bu gün kamyon ve taksilerle gerçekleşmektedir. Bu güzelim yaylalarda yaşanır, suyundan içilirde güzeli olmaz mı? Elbette olur. İşte Taşeli Yöresinde güzelde aranan nitelikler: 1.Gözü ela kaşı, saçı uyumlu olmalı. 2. Saçı, kaşı, kirpiği siyah olmalı,Saçı zülüf yapılmalı,belik bellerine kadar inmeli.”Tarlanın taşlısı, kızın uzun saçlısı “deyimi buradan gelmektedir. 3. Teni, dişi, tırnağı ak olmalı. 4.Yanağı, dili, dudağı kırmızı olmalı. 5.Omuzu, kalçası, göğüsü yuvarlak olmalı. 5.Burnu, ağzı, ayağı küçük olmalı. 6.Boynu, parmağı, bacağı uzun olmalı. 7.Sesi, şekli, beli ince olmalı. 8.Dizi, gözü, nazı büyük olmalı. 9.Aslı, asaleti, şahsiyeti olmalıdır. C)Türkmen Göçü: Yüksek dağlar arasında kışın yaşamak çok zordur. Taşeli Türkmenleri bölgeyi yazlık ve kışlak olarak ikiye ayırmışlardır. Kışlak olarak Ermenek, Mut, Anamur, Gülnar, Gazipaşa, Alanya, Manavgat yöresini kullanmışlar, yazları ise herkes kendi bölgesine göç ederek bin bir çiçekli yaylalardan, otlaklardan, serin sulu oluklardan yararlanma yolarına baş vurmuşlardır. Çünkü yaz aylarında sahil çok sıcak olmakta beraberinde bir çok hastalığa neden olmaktadır. Yaylalar ise serindir. Atlar kişneyebilmekte, kuzular meleyebilmekte, çoluğu çocuğu rahatça oynayabilmektedir. Türkmen göçü başlamadan önce yayla için hazırlıklar yapılır. Hazırlıkların tamamlanmasının ardından çoluk çocuk, yaşlılar, gençler, hayvanlar yolara düşmektedir. Yayla yolları gittikçe yükselmekte, sarp kayalıklardan ,geçitlerden, vadilerden, dağ yamaçlarından, kıvrıla kıvrıla patika yollardan devam etmektedir. Göç oba oba, oymak oymak, aşiret aşiret gerçekleşmektedir. Katarlarda sürüler, büyük baş hayvanlar, atlar, aygırlar, taylar, eşekler, develer, köpekler, kediler, oğlaklar, kuzular, koyunlar bulunmaktadır. Yatak yorgan, kap kacak, hayvanların sırtına , yolda doğan kuzular güle oynaya giden çocuk ve yaşlıların sırtına yüklenmektedir. Anamur’dan Yola çıkan Karalar, Bahşiş, Gerceli Bahşiş, Güneyli Bahşiş, Şamlu, Köselerli, Küçüklü, Nasrettinli, Beyreli, Çarıklı, Kırahmetli Yörükleri Perçem Beli, Kervan Alanı, Daran Köprüsü, Ermenek Kebeni, Başdere veya Başyayla yolu ile Barçın Yaylasına ulaşmaktadır. Günümüzde göç kamyonla yapıldığından oto yol takip dilmektedir. Geri dönüşte Dindebol Çalı, Boncuk Çayırı, Ermenek Kebeni, Görmel Köprüsü, Zeyve Beli, Berçem Beli ,Kervan Yaylası, Şam Alanı, Kozağaç, Beşoluk, Kaş, Muğollar, yolu takip edilir. Gazipaşa (Selinti,Pazarcı) dan yola çıkanlar aşiretler, Beldibi, Hacıhese, Haydaros, Söğüt, Tepeçayır yolu ile Yunt Pazarı, Söğüt, Göktepe ve Barçın Yaylasına göç etmektedirler.Geri dönüşte, Söğüt, Gödüre, İkievli, Maha, Bekere, Haydaros, Hacı Hese yoluyla inerler. Alanya’dan yola çıkan Yaylalı, Fakırcalı, Gerceli ,Bahşiş, Hasanuşağı, Şamlı, Sivaslı, Küçüklü, Emirler gibi aşiretler, Kuş Yuvası, Kaplan Hanı, Çay arası, Sallan Köprü yoluyla Sarımuğar, Gevne Yaylası, Yaylalı veya Fakırcalı’ya göçerler.(Kuş Yuvası bir dağın tam orta noktasından açılan dar bir geçittir. Yaklaşık beş kilometre uzunluğundaki bu geçit bir dağın tam göbeğinden kesilmiştir. Dağın alt noktası ise uçsuz bucaksız Dim Boğazıdır. Her yıl Kuş Yuvasında kaza yapan araçlarda onlarca insan ölür. Cenazeleri ilkel metotlarla bu vadiden çıkarılır. Vadi uçurumu çok dik ve sarptır).Göç esnasında insanlarda korku yoktur. Sanki düz ovadan gidiyorlarmış gibi neşelidirler. Çocuklar seke seke, aslanlar gibi kararlı biçimde göçü tamamlarlar. Yayla yollarının değişmez kuralı konaklamadır. Konak yerinde geceleyin masallar, kahramanlık hikayeleri anlatılır, türküler söylenir eğlenceler yapılır. Alanya’ya dönüşte, Kırk Geçit, Tahrana Taşı, Gödüre, Dikme Taş, Killik, Kuş Yuvası, Sapak hanı, Garini, Kartık Pınarı, Sapadere yolunu izlerler. Mut'tan Yola çıkan Köselerli ve diğer boylar kırkyalan geçidi yoluyla Kamış ve Balgusan yörelerine çıkmakta aynı yoldan geri gelmektedirler. Tekeli aşiretinin çıktığı yayla Altıntaş Yaylası ile Kuşu Alanıdır. Bu aşiretin bir bölümü kışın Anamur’a inerken bir bölümü Görmeli Köyünde kalmaktadır. Yaylaya sadece sahildeki Yörükler değil Ermenek’teki bütün köylüler çıkmaktadır. Her köyün ortak kullandığı yayla ve otlaklar bulunmaktadır. Aşiretler ve köylüler buralarda oba oba yaşamaktadırlar. Bu yaylalarda güreşler ve yarışmalar yıllardır yapılan etkinliklerdir. Yayla Köylerinde şişman adam yoktur. Çünkü dağ-bayır, vadi-dere, kar-kış demeden yapılan göçler insanları zayıflatmıştır. Sahilde sıcaktan yanan tenler, yaylada soğuktan kararmaya başlamıştır. Yörükler, ineksiz, tüneksiz, bineksiz duramazlar. Koyun keçi sütünden yoğurt, ayran, keş, peynir, çökelek, yağ, ayran yapılır. Yün ve kılından ise; kepenek, halı, kilim, çorap, eldiven, ceket, pantolon, kazak, başlık, poşu örülür. D)Tavsiyeler:” Gençlikte: İşi, eşi, aşı iyi seçin. İhtiyarlıkta; tuzdan, içkiden, buzdan, geceleri hızdan kaçının”. “Meşgul olmak istersen ek- biç, Zengin olmak istersen al-sat, Uzun ömürlü olmak istersen Kon -göç” “Eline, diline, beline sahip ol”. “Yurt koruyan er ölmez, Er doğuran il ölmez”. “Zengin olacaksan saz biten-kaz öten, sağlıklı olacaksan, keklik öten- kekik biten yerde yaşamalısın” Derleyen; Hasan KÖKSOY-2012
Bu haber 992 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |