İnsanların belli bir süre aç kalmaları fazla zorlanmamaları istenseydi her yıl kısa ve serin kış günlerinde oruç tutmaları emredil...irdi.
Yine insanların sadece 30 gün aç kalmaları istenseydi ayrı ayrı zamanlarda mesela her ay 3 ’er gün gibi oruç tutmaları emredilirdi.
Şu halde neden Ramazan ayı ve niçin 1 ay?
Allah’ın bilgisi, insanların bilgisiyle kıyas edilemez. Allah sonsuz bilgiye sahiptir.
Cinabu Allah orucu emrederken her yıl 10 gün zaman değiştiren "kameri yıl " yerine her yıl sabit olan miladi aylara göre oruç tutmayı emredebilirdi.
Bu taktirde yer kürenin değişik bölgelerinde yaşayan insanlar, her yıl aynı zamanlarda oruç tutacak bir kısmı daima uzun ve sıcak yaz günlerinde diğer bir kısmı da kısa ve serin kış günlerinde oruç tutacaktı.
Sonuç olarak oruç ibadetinde bile hâşâ bir adaletsizlik söz konusu olacaktı.
Mesela Ortadoğu, Avrupa ve Afrika’da yaz yaşanırken Avustralya’da kış yaşamakta; Ortadoğu, Avrupa ve Afrika kış yaşanırken Avustralya’ da yaz yaşanmaktadır.
Durum bu şekilde olunca Mesela: Her yıl ağustos ayında oruç emredilmiş olsa idi Ortadoğu’da ve Afrika’da yaşayan Müslümanlar her yıl en sıcak ayda oruç tutarlarken Avustralya da yaşayanlar her yıl en serin ayda oruç tutmuş olacaklardır.
Aralık-Ocak gibi bir kış ayında oruç emredilse idi durum tam tersi olacaktır.
Bunun için oruç Kameri ay olan ve yıl içerisinde, 10 gün yer değiştiren Ramazan ayında tutulmak üzere emredilmiştir.
Böylece yer kürenin herhangi bir bölgesinde yaşayan bir Müslüman her yıl ramazan ayında oruç tutmakla yaklaşık 10 yıl içinde yılın bütün mevsimlerinde oruç tutmuş olacaktır.
Orucun neden 1 ay olduğu konusu da üzerinde düşünmeye değer hikmetlerle doludur.
Şurası psikolojik olarak bilinmektedir ki; otuz gün süreyle aralıksız yapılan düzenli bir eğitim insana pek çok yeni alışkanlıklar kazandırmaktadır.
Orucun her yıl ard arda 1 ay oluşu da pek çok hikmetler taşıyan bir eğitim şeklidir.
Bu şekliyle oruç; her yıl 1 ay olmak üzere bütün Müslümanları hayatları boyunca sürekli bir eğitime tabi tutmak suretiyle onların bir takım kötü alışkanlıklarını bırakarak iyi alışkanlıklar kazanmalarını ve böylece topluma daha faydalı olmalarını sağlamaktadır.
Günümüzde pek çok kişi diğer ibadetlerde olduğu gibi oruç konusunda da onun ruhuna değil dış görünüşüne önem vermektedir.
Oysa oruç bir adet değil bir ibadettir.
İbadetin adet haline dönüşmesi onu yozlaştırır, değerini düşürür, ruhsuz bir ceset haline getirir.
Şurası iyi bilinmelidir ki oruç ve ramazan maddi bir ticaret alanı değil beden ve ruha yönelik bir eğitim devresidir.
Genciyle, yaşlısıyla, erkeğiyle, kadınıyla bütün Müslümanların severek ve isteyerek katıldığı bu eğitim seferberliği kurallarına göre uygulanabilirse Müslüman’ı Allah yolundan caydırmaya hiç bir etkinin gücü yetmez.
Bir taraftan oruç tutulduğu halde diğer taraftan Allah’ın yasakları işleniyorsa…
Bir taraftan her yıl 1 ay süre oruç eğitimi yapıldığı halde diğer taraftan bu eğitimin sosyal hayatta etkisi görülmüyorsa…
Ramazan ayından sonraki Müslüman her türlü hatası ve katılığı ile Ramazan ayından öncekinin aynısı kalıyorsa ortada bir eksiklik, uygulamada bir aksaklık var demektir.
Bu eksiklik bulunup tamamlanmadıkça, bu aksaklık düzelmedikçe Ramazana ve oruca saygıdan söz etmek biraz zordur.
Ramazana ve oruca saygı sadece minarelerdeki mahyalarla, gazete ve dergi ilaveleriyle, ekmeklerin pideye dönüştürülmesiyle, imsakiye bastırmakla olmaz.
Ramazan ve oruca saygı emredildiği şekliyle disiplinli yaşamakla olur.
İnsanlar arasındaki sevgi ve saygıyı yaşatmakla olur.
Sadece Ramazanda değil, her zaman ve her yerde Allah korkusu ve Allah sevgisini taşımak ve yaşamakla olur.
Cenabı Allah’ın "oruç tutunuz" şeklindeki emri boşuna verilmiş bir emir değildir. 31.Temuz da ilk teravih namazını,1. Ağustos da ise ilk orucu tutacağız.26 ağustos da kadir gecesini ve 30 Ağustos da ise ramazan bayramını kutlayacağız. Mubarek ramazan ayının devletimize ,milletimize hayırlar getirmesini diler, şu sıcak yaz günün de tutacağımız oruçlar için allahdan kolaylıklar dilerim.
AZİM PİŞKİN- Kazancı Bucak Camii İmamı