Kazancı Haber (.Bir haberden daha fazlası.)
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORUM

EN ÇOK OKUNANLAR

ANKET

Alanya İl olursa Kazancı bağlansın mı




Tüm Anketler

İki Kent Dolusu Yalnızlık

Tarih 07 Haziran 2010, 14:13 Editör Kazancı Haber

Mustafa Keleş - Aksaray

İki Kent Dolusu Yalnızlık- Mustafa Keleş

 

Şehirlerarası bir otobüsün,

Sana uzak düşen rotasında,

Geri dönüşler biriktiriyorum dualarıma.

Şehrinden düştükçe uzaklara,

Sahiplenemediğim bir yalnızlık damlıyor kalemimden.

Yüreğime düşen anonim yalnızlıkları dinliyorum.

Sen çanağı gözlerimde karmaşık duygular,

Gitsem bir türlü, gitmesem SEN türlü.

Bilemiyorum ne yapmam gerektiğini

Ve susturuluyorum bilinmezliklerimde.

Kararsız kararlarımın karanlığında,

Bilemediklerimin bilinmezliğine düşüyorum.

Sonra gözlerini çiziyorum yüreğime

Ve bilinmezliklerimin anlamsızlığını uyutan,

Bütün dizelerimi terk ediyorum,

Bilinmez boşluklara.

Ezberlerimi bozan adımların dolaşıyor avuçlarımda,

Geriye dönüş yeminleriyle, 

Senden bir iz var diye,

Kendimi kentine adıyorum.

Bir cam kenarı yalnızlığında,

Hızla geçiyor yollar gözlerimin üzerinden.

Ne vakit düşürsem gözlerimi,

Ayrılıklara şahit camların ardına.

Çamurlaşmış toprakların,

Kin dolu bakışlar sunan bültenlerinde,

Çocukluğum güleç yıllarını kaybediyorum sen(s) sizce.

Ne vakit düşürsem gözlerimi,

Ezilmekten mutlu olan yolların bakışlarına,

Yolları göğsünden vuran araçların,

Kahkahalarında buluyorum kendim sizliğimi.

Yüzüme bakan hüzünler ellerini uzattığında ellerime,

Ellerimi bir hırsız mahkûmluğuyla,

Ayırmak istiyorum bileklerimden.

Ve bir otobüs dolusu yalnızlık kokan insan suretlerinden,

Kurtarmaya çalışıyorum içimde gizlediğim seni.

Şimdi iki şehir uzağındayım.

Gidişlerime geri dönüş duaları satın alıyorum,

Umutlarımla ödeyerek.

Sonra bir şeytan doğuyor içimde, aniden,

Ellerinde kendi kadar çirkin vesveseleriyle,

Sensizlik dolu replikler sunuyor sahnelerimde:

Yine dipsiz bir hasrete düşecek gözlerin.

Merak düşkünü hüzünler attığı taşlarla,

Gözyaşlarınla dolu çığlıklar koparacak senden,

Ve sağır olacaksın, yar dediğinin

Avazı çıktığı kadar susuşlarında!

Susuyorum çaresiz, Ağlıyorum yokluğunun varlığı kadar

Ve uykularımın uykusuzluğunda,

 

Düş'lerimin düşkünlüğüne savruluyorum.

Korkuyorum, korkularımın korkusuzluğundan.

Sen Ak sıfatlı şehrimin,

En önemli paragrafıyken bende;

Ben sende cümlelerden kovulmuş

Ve tek başına hiçbir anlam ifade etmeyen,

Bağlaçların değersizliğine düşmekten korkuyorum.

Cümlesizliklerin bitimsizliğinde,

Yorgun bir edat gibi olmaktan korkuyorum.

Korkuyorum,

Etken yapılı mutluluklarımın sahibi olan,

Ve bütün geçişliliklerimi bana bahşeden,

İnayetini kaybetmekten.

Şimdi korkularımın vaveylalarında

Ensar'ım olmanı bekliyorum,

Muhacir masumluğuyla.

Şimdi altı harflik adının anlamında,

Mavi umutlar azat ediyorum,

Bütün katranlarımı soldurarak.

Maviyi nereden bulduğumu soran,

Simsiyah kelimelerime,

Mavi eşarbından yüzüne yansıyan,

Dirayetlerimi anlatıyorum.

Ve haykırıyorum;

Yüreğimin iç ceplerindeki deliklere,

Boyun eğen mutluluklarımın,

Bütün kıyametlerimi bertaraf edip,

Ellerinde kıyam edeceğini.

Bukalemun rengi perdelerim,

Bakışlarının yolunu gözlüyor şimdi,

Beyaz rengine soyunmak için.

Sevemedim kara lakaplı bu şehri.

Senin olmadığın her kent yabancı bana.

Bütün tekil yalnızlıklar elimde,

"Biz" çoğuluyla süslenmiş vuslatımı bekliyorum.

Şimdi günler sonra geriye dönecek olan,

Gidişimin sessizliğinde,

Kentsizce dolaşıyorum,

Adını bile bilmediğim caddelerde.

Kim olduğumu anlamaya çalışan bir kampüsün

Kim olduğunu unutmuş insanları arasında,

Kimliksizliğimi unutmayı düşlüyorum,

Amfilerin yıkılası kimliksizliğinde.

Sahte gülüşler, bütün ağlamaları içinde saklayan,

Fütursuz kahkahalar.

Geçmişine vurgun aşkın,

Öldürülmeyi dilenen bakışları.

Ve şehrin adını yüreklerine yoldaş eylemiş,

Kapkaranlık simalar.

Hepsi senin olmadığın bir kenti sevmemem için,

Kendime saydığım sebepler.

Bu yorgun kent avutamıyor sensizliğimi.

Boynumda yokluğunu yok edememenin,

Ateşli ilmekleri dururken;

Dili pabuç kadar uzamış acılarıma,

Gurbeti olduğum sesinin rengini ağlıyorum.

Ve misafiri olduğum yastığa,

Cevaplayamadığım bir soru düşürüyorum içimden:

Ben mi bu şehre fazlayım;

Yoksa bu şehir mi bana eksik???

 

Mustafa Keleş - Aksaray

Bu haber 1130 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

2009-Sami Tunca Yarışma Şiirleri

Zafer Altunsoy'dan Sami Tunca'ya Beste

Zafer Altunsoy'dan Sami Tunca'ya Beste Sami Tunca için düzenlemiş olduğumuz şiir yarışması ödül töreni hazırlık çalışmaları içerisinde Zafer Altunsoy bir ...

Sami Tunca’yı Anma Töreni

Sami Tunca’yı Anma Töreni Bilirsiniz her şeyin başlangıcı bir umuttur. Nasrettin Hoca gölü mayalarken alay edenlere karşı verdiği cevap umutt...
Demokrasi Kazansın01 Nisan 2024

HABER ARA


Gelişmiş Arama

© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez.

RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi