| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
![]() DİL BAYRAMI KUTLANIYOR
13 Mayıs 2010 günü, geleneksel Dil Bayramı kutlama törenleri Ermenek Balkusan köyünde başlıyor. Bu bayramın adı Türkçe Dil Bayramı, Karamanoğlu Mehmet Beyi Anma ve Dil Bayramı gibi başlıklarla da ifade edilmektedir. Bu bayramımız, bu günün (13 Mayıs 2010), dilimizin devletin resmi dili olarak, meşhur “ FERMAN” ile ilan edilmiş olmasının 733. yılı olması nedeniyle çok önemlidir ve uzun yıllardan beri kutlanmaktadır. Törenler, her zaman olduğu gibi, açış konuşmaları ile başlayacak, Karamanoğlu Mehmet Beyin ünlü fermanı, at sırtından, muhtemelen Balkusan köyü muhtarı tarafından (elbise altına gizlenmiş mikrofon kullanılarak) okunacak, günün anısına hediyeler takdim edilecek, ikram edilen yöresel yemekler afiyetle yenilecek ve kabirler ziyaret edilecektir.. Ancak, yerel gazeteleri ve haber sitelerini izlediğimizde, Gençliğin Türkçe Kurultayı başlıklı bir haber görüyoruz. Karaman Belediye Başkanının resmi ile süslenen haberde, “ 13 Mayıs 2010 günü, saat 09.30’da, Gençliğin Türkçe Kurultayı’nın, Karaman Piri Reis salonunda başladığı ve iki gün süreceği “ bildirilmektedir. Ayrıca, haberin devamında, bu yıl yapılacak olan Dil Bayramı kutlamalarının, Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında gerçekleştirilecek olan üç ayrı bölümden oluşacağı da yer almaktadır.
Türkçe Dil Bayramı kutlamalarında yaşanan bu ikilik, kargaşa ve karışıklıklar, geçen yıl da yoğun olarak yaşanmış ve eleştirilere konu edilmişti. Aslında, bu olumsuzlukların yaşanacağı ve artarak devam edeceği, çok önceleri yayınlanan “ Dil Bayramı Kutlamaları Karaman Belediyesi sorumluluğuna verildi “ haberi ile ortaya çıkmıştı. Bu haber yayınlandığında, Milli bir konu olan Dil Bayramı geleneğinin siyasete kurban verildiği de yazılmıştı. Bu yılki kutlamaların, Ermenek / Balkusan köyünde ve gerçek günü olan 13 Mayıs tarihinde yapılması (yapılabilmesi), az sayıda vatandaş, dernek ve vakıf yöneticileri, yerel yöneticiler ve hemşerilerimizin ısrarlı ve inatçı gayretleriyle gerçekleşmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla, bu kutlama törenlerinin Ermenek ayağının iptal edilmesine yönelik olan kararlar ve işlemler gelecekte de devam edecektir.
Bir milletin dili, o milletin var oluş ve yaşayış nedenlerinin en temel unsurudur. İnsanın için dil ise, insan olmanın ve vatandaşlığa yükselmenin bir vasıtasıdır. Dil ve kültür ayrılmaz kavramlardır. Kültür, bir toplumun yaşam biçimidir. Bilim adamımız Prof. Oktay SİNANOĞLU, dil ve millet kavramlarını anlatırken “ bir milleti yok etmeye, önce kültürünü yok etmekle başlanır, sonra dili ortadan kaldırılır, dil yok olunca, millet de yok olmuş demektir” diyor. Asırlardan beri, Anadolu’nun her yerinde ve özellikle kültür merkezlerinde yüzlerce yabancı okul, yabancı dille eğitim yapan okul açılması ve diğer okullarımızda yabancı dilin yaygınlaştırılması, önce kültürümüzü, sonrasında da dilimizi yok etmeye yönelik faaliyetler olmaktadır. Büyük şehirlerimizdeki sokaklarda, işyeri isimleri, ilan ve tabelaların, günlük konuşmalarımızdaki bir çok kelimenin yabancı kelime ve deyimler olduğunu her fırsatta dile getirmekteyiz.
Dilimizi, kültürümüzü ve Cumhuriyetimizi inkâr etme faaliyetleri o derece ileri boyutlara vardı ki, sonunda, Kurtuluş Savaşı bile yaşanmamış sayılmakta ve kazanılan meydan muharebelerinin hepsinin yalan olduğu görüşü hızla yayılmaktadır. Bu inkârlardan biri de gecen yıl yaşandı. Konya’da düzenlenen bir toplantıya konuşmacı olarak katılan bir inkârcı - melun “ Dil Bayramı olarak kutlanan Türkçe Ferman sanıldığı gibi Karamanoğlu Mehmet Bey’e ait değildir. Bu ferman, Türk olmayan bir kişi tarafından Mehmet Bey ile alay etmek için söylenmiştir “ dedi ve resimleriyle birlikte medya da yayınlandı. Bu haber üzerine bir kaç telin yazısı yayınlandı. Bizim de yayınladığımız karşı yazıya hiçbir yorum gelmemişti. Milli değerlerimiz ve varlıklarımız elimizden bir bir alınarak “ yalan, yok, yaşanmadı, gereksiz “ gibi iftiralara maruz bırakılırken, yatırılmış olduğumuz derin uykudan ne zaman uyanacağımız bilinmemektedir.
Konuşacak bir dile sahip olmanın ve bu dili konuşacak insanlarla beraber olmanın önemi, Avrupa ülkelerinde, aylarca veya yıllarca Türkçe konuşma yapamayan bir işçinin, bir yerde, kendi dilinde söz duyduğundan, bu sözü söyleyen kişiyi tanımadığı halde boynuna hasretle sarılıp ağlamaya başlamasına tanık olanlar daha iyi bilmektedirler. Körkuyu Yaylalarında karşılaştığımız bir Yörük çobanının “ sizlerle biraz konuşmak istedim, keşke sizi biraz daha erken görseydim “ diyerek, bizim ayrılmamıza üzüldüğünü ve bir kişi ile konuşma ihtiyacının şiddetini hatırlıyoruz.
Dilin önemi, konuşacak dil olmadığı veya dili konuşacak insan olmadığı zaman anlaşılacaktır. Dünyada 27 alfabe olduğu ve bu alfabelere sahip olan milletlerin dilleriyle övündüklerine yıllar önce yapmış olduğum Gürcistan ziyaretinde tanık olmuştum. Henüz kuruluş ve kurumlarının teşkili aşamasında olan ve ekonomi dahil bir çok sorunu olan Gürcüler, dilleri, kültürleri, sanat ve alfabeleriyle gurur duyuyorlar ve bu kültür zenginliğiyle her zorluğu aşabileceklerini, söylüyorlardı. Yer yüzünde kaybolmaya başlamış ve 15-20 kişi tarafından konuşulan dillerin bile yaşatılmaya çalışılması yanında, zenginliği, yaygınlığı ve bileni-konuşanı yönünden dünyanın başta gelen dilleri arasında sayılan TÜRKÇE‘nin bu denli ihmal edilip saldırıya maruz bırakılması ibret alınacak bir olaydır. Halen yayın yapan bir çok radyo ve televizyon kanalında Türkçe geri plana itilmekte, yabancı diller ön plana çıkarılmaktadır. Anadilimizin Arapça olduğunu söyleyenler bile vardır.
Türk Milletinin ve Taşeli insanı ve özellikle, törenlere bizzat katılan hemşerilerimizin Dil Bayramını gönülden kutluyoruz. Yaşanmakta olan tüm zorluklara, engellemelere ve imkânsızlıklara rağmen, gününde ve yerinde, bu bayramın kutlamasını gerçekleştirenlere de selam, saygı ve sevgiler sunuyorum.
Yazan /Derleyen: Av. Naci SÖZEN, 13 Mayıs 2010 /ANKARA Bu haber 1010 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2025 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. Ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |