Türkülerimiz ve Şiirlerimiz sevinçlerimizi, ağıtlarımızı türkülerle ve şiirlerle söyleyerek yaşatırız. Türkülerimiz Arıların doğadan bin bir çiçekten topladığı bal gibi tatlıdır. Özlüdür, karışıktır, anlamlıdır, kalıcıdır, Canlı cansız dört mevsimi, geceyi gündüzü, gurbeti sılayı, anayı, babayı, kardeşi, sevgiliyi türkülerde bulur türkülerde yaşarız. Sizler ben şiir yazmam ve sevmem ben türkü bilmem, dinlemem, söylemem ve sevmem demeyin. Türküler coşkudur hayatın tadıdır sofralarda aş, ölümlerde yas, kışlada asker, düğünlerde halay, gönüllerde sevgidir, bebeklere ninnidir. Türküleri sevmek Türkülerle yaşamak Barışı, kardeşliği, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü sevmek demektir. Türküleri şiirleri sevmeden buları sevemez ve bunları yaşayamayız. Türküler anadoludur, yayladır, akan ırmaktır, anlatım, tanıtım biçimidir, karışıktır, renklidir. Aynı rahmetli Yörük Emine’si ebemin el emeği göz nuru vererek dokuduğu, nakış, çiçekli ve renkli ala yörük kilimi gibidir türküler. Burada hem yasaları yazanlara hem türküleri yazanlara öncelikle saygımız sonsuzdur. Ama türküleri yazanların yasaları yazanlardan daha üstün olduğunu da söylemeden geçemeyiz. Kanunları zamanla yeniden düzenler veya yazabiliriz ama türkülerde bu yoktur nasıl yazılırsa nasıl söylenirse öyle kalır değişmez ve de eskimezler. İki büyük nimetim biri anam biri yârim İkisine de hürmetim var biri anam biri yârim Birisi var etti beni, birsi yar etti beni İkisine de hürmetim var biri anam biri yârim Anayı yârden yâri anadan ayırmadan böyle söylemeden başka nasıl anlatabiliriz nasıl bu türküyü eskitiriz veya yeniden yazabiliriz. Şu mübarek günde küsmek olur mu? Uzat ellerini bayramlaşalım Koç koyun ALLAH’a Ben sana kurban Uzat ellerini bayramlaşalım Diye söylemeden nasıl barış istenir nasıl af dilenir, nasıl bayramlara saygı duyulur tabi ki türkülerle Akşam olur gölge basar Umudumda yeller eser Yokluk imkânımı keser Gurbeti ben mi yarattım Diye söylemeden nasıl gurbeti, yokluğu, umudu, umutsuzluğu kime nasıl anlatabilirsin, ancak türkülerle dile getirir türkülerle acılarını ve sevinçlerini paylaşırsın. Hepimizin bildiği gibi Anamur bahşişten Barçın yaylasına yazlığa çıkan Anamurlular koyun, kuzu, keçi, oğlak sürüleri ile kervanlar halinde develerle mevsimlik göç yaparlardı.
Barçın yaylasında bahşiş kızına aşık olan bir genç, kızın son baharda Anamur’a döndüğünü duyunca kızın dönüşte konakladıkları yerlere ve en önemlisi de geçtiği yer olan Ala köprüye veya Görmeli köprüsüne şöyle demiştir. Kıbleye doğrudur onun kapısı Kesme taştan yapılmış yapısı Adını sevdiğim Görmeli köprüsü Üzerinden gök öncelikli bahşiş kızı geçti mi? Diye sormuştur bu dörtlük yaklaşık yüz yıl önce yazmıştır şimdi o sürülerle gelip gidenler yok yakında soru sorulan Görmeli köprüsü de yok olacak ama şiir olarak yazılan ve türkü olarak söylenen bu sözler hiç eskimeyecek ve değişmeyecek. Burada şiirlere türkülere önem vererek hemşerileri için "Şiir Yelpazesi-Taşeli’nin Sesi Radyosu" yayınında emeği geçen sevgili hemşerilerime teşekkür ederken kendilerine ve tüm halkımıza da hayırlı uğurlu olmasını dilerim iyi yayınlar. |