KAZANCI ŞAİRLİK GÖRENEĞİ

Saltanatın babadan oğla geçtiğini tarih kitaplarından okuduk öğrendik.

Çiftçik çobanlık yaşadık öğrendik

Demirci, bakırcı, duvarcı sıvacı usta çırak ilişkisi babadan oğla geçtiğini gördük

Şairliğin yoğun ortamda etkileşim sonucu babadan oğla kıza geçtiğini gördük duyduk.

Duymadığımız gen yolu ile şairliğin kuşaktan kuşağa aktarılmış oluşu.

Öncü şairlerimizden Kübra Tuncel Şiir okutma isteklerini geri çevirmezdi. Şiirlerini ezberden okurdu. Çoğu zamanda söylenen bir yaylaya, pınara doğaçlama bir şiir okurdu. Şiir yazmayı nasıl öğrendiği sorusuna baba tarafından bir geçmişte şairin olduğunu ondan kendisine geçtiğini söylerdi.

Söylediklerini Bekir Hocalar Sülalesinde görüyoruz. Ünlü soyadı soyunun öncülerinden Bekir Hoca kardeşine misafir gider. Kardeşi ailecek sulu diri dediğimiz çorba içmektedir.

 Bekir Hoca ev hane sahiplerine:

‘’ÇORBANIZA BİR DALAYIM..

Bir kaşık verinde, Çorbanıza bir dalayım,

Bir “ dene “ bulabilirsem, alayım,

 Dene bulamaz, çorbanızda bunalırsam, Varsın, bunalayım’’

Ünlü Soyadını taşıyanlardan Süleyman Ünlü (Davulcu)

Ahmet Ünlü ( Müzisyen)

Ömer Ünlü ( Müzisyen)

Ali Ünlü ( Müzisyen)

Zeki Ünlü ( Müzisyen)

Nene Özdemir ( Şair)

Nene ÖZDEMİR ŞİİRİ:

‘’ NELER OLMUŞ KÖYÜM SANA

Herkesin altında var bir araba

Kimsede kalmamış sevgi merhaba

Gürültü, kargaşa, dilleri kaba

Neler olmuş köyüm sana

Kardeş kardeşe silah atıyor

Hısım akrabayı unutuyor

Zenginler fakiri yiyip yutuyor

Neler olmuş köyüm sana

Bir zamanlar sevgi saygı var idi

Kıtlık vardı, imkânlar dar idi

Buna rağmen insanlar hür idi

Neler olmuş köyüm sana

Bacalardan duman tütmez

Çocukları sığır gütmez

Yaylalara kimse gitmez

Neler olmuş köyüm sana

Tarlaları viran kalmış

Her tarafı diken sarmış

Bahçelere domuz dolmuş

Neler olmuş köyüm sana’’

İbrahim ŞAHİN