| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
Halk Oyunları ve Folklar Sanatçılarımız
Ermenek Halk Eğitim Müdürlüğünde görevli Ali ALTINSOY la Halk Oyunları ve Sanatçılarımızla sohbet ettik. Ermenek Halk Eğitim Müdürlüğünde görevli Ali ALTINSOY, Yukarı Mahallede oturan Mustafa ALTINSOY'un oğlu’dur Kasabamızda berberlik yapan, Zafer ALTINSOY ile Ali ALTINSOY'un ellerlinden sazlarını hiç bırakmadıklarını biliriz. Dost sohbetlerinin ve düğünlerimizin değişmez simalarıdırlar. Kendisiyle “Halk Oyunları ve Folklar Sanatçılarımız” hakkında bir sohbetimiz oldu. Bu sohbet vesilesiyle kasabamızdaki halk oyunları ve sanatçılarımızıda sizlere aktarmak istiyorum.. Halk Eğitim Müdürlüğü Ermenek ve bağlı kasaba ve köylerinde bulunan okullarda Halk Oyunlarını tanıtmak ve folklor kültürünü geliştirmek için eğitimler düzenliyormuş. Böylece okulların folklor ekiplerini oluşturmada yardımcı oluyorlarmış. Bu eğitimleri verenler ise, Ali ALTINSOY ile beraber Silifkeli öğretmen Kadir KAYA ve kasabamız klarnet ustalarından Durmuş TEKİN (Düdükçü) ile birlikte yaptıklarını söyledi. Ermenek’te birçok okulda folklor eğitimi veriyorlarmış, bu okullardan bazıları ise şunlardır; Fikret Ünlü YİBO, Şehit Danış Tunalıgil İlköğretim Okulu, Zehra Galip Sumra Atatürk İlköğretim Okulu ve Kazancı İlköğretim Okullarını sayabiliriz.
Ayrıca Ermenek Cezaevinde de Halk Oyunları kursları düzenliyorlarmış. Geçen dönem ise 12 tutukluya sertifika vermişler, 2008 Mayıs ayında yeni eğitimlere başlayacaklarmış. Halk Eğitim Müdürlüğü olarak bir yıl içinde toplam 150 adet sertifika vermişler. Başarılarının devamını dileriz, bu başarılı ekipte iki tane kazancılı hemşerimizin ipi göğüslemesi, bizleri ayrıca gururlandırdı. Halk oyunlarında Genellikle Silifke’nin Yoğurdu, Ham çökelek, Silifke Koşması, Türkmen Kızı, Sallama gibi türküler eşliğinde folklor eğitimlerini verildiklerini belirtti.
Bizde, Halk oyunları deyince akla ilk gelen yerel sanatçılarımızdan Folklor eğitmeni (Bekir’in Omar) Ömer ÜNLÜ gelirdi, halen bu işleri yapıp yapmadığını sorduk. Aldığımız cevap bizi gerçekten çok üzdü, Ömer ÜNLÜ artık bu işleri bırakmış, daha doğrusu alkol yüzünden bırakmak zorunda kalmış, içkili hali çalışmalara yansıdığı için bırakmak zorunda kalmış. Şimdilerde Garine obaya gider ve davarlara bakarmış. Kasabamızda düğünlerde ara sırada olsa çalar söylermiş. Ömer ÜNLÜ Kasabamızın birçok sosyal sorumluluk kapsamında etkinliklere gönüllü olarak destek vermiştir. Kasabamızda düzenlenen merasim ve törenlerdeki halk oyunları etkinliklerini organize eder, ilköğretim ve Lisedeki folklor ekibini çalıştırırdı. Biz Ortaokulda okurken bizlere ücretsiz balgama dersleri verirdi. Şimdilerde birçok kişi balgama çalmasını ondan öğrenmiştir. Ermenek Halk Eğitimde ve Kazancıdaki okullarda yıllarca Halk Oyunları alanında eğitim verdi ve birçok yetiştirdiği folklorcu var. Bu kasaba için yetişmiş bir yetenekti ve yıllarca kasabamızdaki kurum ve kuruluşlara kendi alanında destek verdi. Hatta İstanbul ve diğer illerde tertiplenen piknik ve toplantılara giderek, hemşerilerine hem yöresel ezgiler söyleyerek, hem çalarak onlarla sıla hasreti giderdi.
Ömer ÜNLÜ’ gibi birini biz kazancılılar olarak kendi elimizle maalesef bitirdik, kendisini bir türlü alkolün pençesinden kurtaramadık, aksine ne zaman üç beş kişi toplansa gece evinden götürdükler sabahlara kadar çalıp söylettiler. Pençesine düştüğü bu alkol bağımlılığı yüzünden birçok şeyini kaybetti sanırım. Onu alkole biz başlattık, yine onu kaderine biz terk ettik. İlk zamanlar bir sorun teşkil etmeyen içki, eğlence olmaktan çıktı ve kâbusa dönüşerek sıkıntı olmaya başladı.
Evet artık o bir alkol bağımlısı, sanıyorum tedavi de görmedi, “Kararlıyım, ben bu alkolü yeneceğim!.” Dese bile etrafında yardım edecek psikolojik destek sağlayacak kimseleri yoktu artık. Fakat bazılarının da hakkını yemeyelim Ömer ÜNLÜ’yü bu bağımlılıktan kurtarmak için bazı hemşerilerimiz uğraştılar fakat eğlence sofralarının müdavimleri daha baskın çıkınca bir netice alınamadı. İçki sofralarını süsleyen türküler söylediği o dem yaptığı, dostları yoktu artık “Çal bir daha doldur bir daha diye diye.” bir daha kendine gelemedi. İnsan alkol aldığında gözün hiçbir şeyi görmez artık, arkadaşlarınızı ve ailenizi kırarsın. Evlilik hayatın biter ve bu durum çocuklarınıza da yansır, alkol hem başarınızı hem de maddi durumumu işte böyle bitirir. Geri dönüşümü olmayan bir yola girersiniz, Bir daha geri dönmemek üzere. Ne güzel söylemişler “Azı garer, çoğu zarar” diye. Allah Ömer ÜNLÜ’ nün yardımcısı olsun. ÜNLÜ kardeşlerden başka kasabamızın yetiştirdiği halk sanatçılarımız ve kullandıkları müzik aletleriyle özdeşleşen hemşerilerimizde vardır, sanatçılarımız halen çalmaya devam ediyorlar. İşte Ali ALTINSOY’ DA Ömer ÜNLÜ’nün yerini doldurabilecek bir kardeşimiz. Kazancılılar olarak bu yetenekli gençlerimize sahip çıkmalıyız, harcamayalım harcatmayalım. Hemşerilerimizin birçoğu yöresel sanatçılarımızı beklide hatırlamaz, biz bu değerli sanatçılarımızı çaldıkları enstrümanlarıyla beraber unutturmamak için hatırlatıyoruz. Bu sanatçılarımızdan başka kasabamızda farklı tarz ve kendi alanlarında yetenekli hemşerilerimiz de var. mesela rahmetli Ali DAĞAŞAN Amcamız vardı, düğünlerimizde kendine has bir sesi ve yorumu ile ezgiler söylerdi, rahmetlinin yerini hiç kimse dolduramaz. Ayrıca; Mehmet Goca lakabı ile tanınan (Hasan KÖKSOY) vardır düğünlerde ve kutlamalarda sergilediği “Deve oyunu” (Cansız Yapma Deve) vardır. Kendine has tarzıyla Geleneksel bir gösteri olan Deve oyununu Mehmet dedem, en son 2003 yılında gerçekleşen 3.Körkuyu Kültür Şenlikleri gösterisini yapmıştı. Çok eski yıllarda düğün ve sayalarda yapılan bu gösteri, 30 yıl aradan sonra tekrar edilmişti. Ayrıca Kültür Şenliklerinde Folklor Ekiplerinin çalıp söylediği müzik eşliğinde, kaşık oyunu, eşim eşim, Konyalı, develi, sille, kesik çayır, çiftetelli/aslan Mustafa, tiridine bandım/mendilli, gökçukur/emmioğlu ve kızım-kızım oyunları yörenin en iyi oyuncuları tarafından sergilenmiş olup katılımcı ve misafirlere tam bir halk müziği ve oyunu ziyafeti çekilmişti. Aslına bakarsanız kendimize has figürleri yansıtan, kazancılıları temsil edecek bir halk oyunumuz ve folklor kültürümüz her nedense yok gibi. Bizim şu andaki oynanan Halk oyunları genellikle kaşıkla oynanan türkülü oyunlardır. Enstrüman olarak klarnet, bağlama, keman ve davul kullanılmaktadır. Ben bildim bileli “Silifke’nin Yoğurdu ve Amanın Keklik” gibi Taşeli coğrafyasına ait halk oyunları oynanıyor. Sanırım bu oyunları oynamamız bizim kasabamızın da bu coğrafya üzerinde bulunmasından kaynaklanıyor. Aslında Oyunların çıkış noktası Taşeli Platosu adı verilen bölgedir. Yapılan araştırmalarda Anamur'a gelen ilk Türk boyunun Orta Asya üzerinden Orta Anadolu Bölgesi'ne oradan da Gülnar ilçesi üzerinden Anamur'a geldiği ortaya çıkmıştır. Taşeli platosu incelendiğinde bir üçgen teşkil ettiği, yukarı bölümde(Kuzeyde) Mut ilçesi, sağ tarafta(Doğuda) Silifke ilçesi ve sol bölümde(Batıda) ise Anamur İlçesinin bulunduğu görülecektir. İşte bu üçgenin içi Taşeli platosudur. Zaten bölgede üç ilçede kaşıklı oyunlar oynanmaktadır. Kısaca Kazancı yöresine ait halk oyunları Taşeli bölgesinden çıkmıştır. Daha doğrusu oyunlar genelde yayla göçleri sırasında ortaya çıkmıştır. Bölgede yaşayan insanlar Yörük olduklarından dolayı yazı yaylada kışı ise sahilde geçirmektedirler. Günümüzde bile İlçede yaşayanlar yaz aylarında yaylaya göçmektedirler. Yayla tabir edilen yerler ise Taşeli platosudur yüksek Toros dağlarının tepeleridir. Eskiden Kızıltaşın başına, Burçakalanı ve Yenicesu yaylasına kadar Anamur'un aşiret beylikleri göçer yaz aylarını bizim kasabada sınırları içinde geçirirlermiş, beyler kendi idaresinde bulunan obaları buraya getirir eğlenceler tertiplermiş, Halk oyunlarını oynarlarmış. Yani yörenin folklor kültürü bize de o zamandan buyana yansımış. Bu arada öğrendiğimiz kadarıyla Kazancı Lisesinin bir folklor ekibi varmış, üstelikte de süpermiş, Ali ALTINSOY’UN deyimiyle, Folklor ekimiz özel günlerde kasabamızı temsil ediyormuş. Kasabamızın tanıtımı açısından gerçekten güzel bir gelişme olarak bakabiliriz. Oynadığımız bir folklor var, hiç yoktan iyidir ama yinede ben Kazancıya has figürlerin bulunup notaya dökülerek icra edilmesinden yanayım, bu bizim kültürümüzün bir parçası olmalı. Kazancı Lisemizin Folklor ekibinden başka, belediye destekli kasabamız orta ve ileri yaş guruplarından gönüllülük esasına dayalı bir halk oyunları ekibi daha kurulmalı. Bu ekip, bence kasabamıza dair kıyafetleri yansıtan, kendimize has figürleri olan yeni bir folklor tarzı yaratmalı.
Evet kazancılı hemşerilerim Halkoyunlarımızı ve Halk sanatçılarımızı unutmayalım, unutturmayalım. Kültürümüzün bir parçası olan yöremize has ezgileri günümüze kadar taşıyan ve yaşatan sanatçılarımıza sahip çıkalım, onlara her yerde maddi manevi olarak destek vermeye devam edelim...
Yazan; Hasan KÖKSOY - Kasım 2007 Bu haber 3986 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |