| ||||||||||
| ||||||||||
EN ÇOK OKUNANLAR |
Deprem Kaledıran (Anıtlı) Beldesini de Vurdu.
Anamur ilçesi Kaledıran (Anıtlı) Beldesinde 4 kişilik bir aile Erciş depreminde can verdi... VAN DEPREMİ KALADIRAN BELDESİNİ DE VURDU…!!! Milletimizi yasa boğan ve 560 civarında can alan VAN depremi, çoğunluğu yerli vatandaşlardan olmak üzere, ülkemizin muhtelif yerlerinde doğmuş, yöre insanımıza, başta eğitim, sağlık ve güvenlik alanlarında hizmet vermek için bu bölgede bulunan çok sayıda görevlimizin de hayatlarını kaybetmesine neden olmuştur. Bu felaket sonunda, kardeşliğimiz ve yardımseverliğimiz en üst seviyeye çıkmış, halkımız yardım seferberliği başlatmıştır. Yıllardan beri, bu bölgelerden gelen ve PKK canilerinin şehit ettiği asker ve polislerimizin cenazelerini karşılamak zorunda kalan halkımız, bu kez, deprem şehitlerini karşılamak ve göz yaşı dökmek durumunda kalmıştır. Van ili, Erciş ilçesinde yaşanan depremin, Anamur ilçesi, Kaladıran (Anıtlı) Beldesinde yaşayan hemşerilerimizi de vurduğunu bu gün (28 Ekim 2011 günü) yaşayarak öğrendim. Anamur’dan Alanya ilçesine doğru seyir halinde ilerliyorduk. Yolun bir çok kesiminde inşaat devam ettiğinden zamanla araçların kuyruk oluşturduğunu görüyorduk. Bu ortamda ilerlerken, çok uzun bir araç kuyruğuna takıldık. Arkadaşlarımızdan biri “düğün konvoyuna rastladık” dedi. Araçlar çok sakin ve sessiz ilerliyordu. Bir tırın arkasına takılan ve sollama ortamı bulamamış araçların kuyruğu da olabilirdi. Bu ihtimallere rağmen durumda bir gariplik vardı. Konvoyu takip ederken, bir çok aracın yol kenarına park ettiğini, ilerde kalabalık bir topluluğun evler arasında toplandığını gördük. İçimizden biri “ ağır bir kaza mı, yoksa cenaze merasimi mi var?? “ dedi. Aracımız yavaşladığında, yol kenarında duran bir polise durumu sorduk. Aldığımız cevap “deprem şehidi var” oldu. Kalabalık içine girdik ve yoldaki ulaşım kesildi. Araçtan inerek kalabalığa yaklaştığımda, bir cenaze arabasından tabutlar indirildiğini gördüm. Ortamın ağırlığı, sessizliği ve benizlerin solgunluğunun nedeni anlaşılmıştı. Bilgi almak için yaklaştığım bir köylü, soğukkanlı ve kadere teslim olmuş şekilde “ Erciş ilçesindeki depremde hayatlarını kaybeden 4 kişilik ailenin cenazelerinin geldiğini” söyledi. Bu sırada, araçtan indirilmekte olan tabutlardan ağır bir kokunun etrafa yayılmakta olduğunu anladım. Biraz ilerleyerek sakin duruşlu erkek bir hemşerimizden durum hakkında bilgi istedim. Kaledıran Beldesinden Paşa lakaplı (A. ÇETİN) kişinin kızı, Aydıncık ilçesinden bir polis memuru ile evliydi ve Erciş ilçesinde görev yapıyorlardı. Çiftin 13 gün önce bir bebekleri olmuş, bu doğum nedeniyle Paşa’nın hanımı, yani hemşirenin annesi de yanlarındaydı. Depremde enkaz altında kalarak hepsi hayatlarını kaybetmişti. Cenazeleri getiren araç, önce yol üzerindeki Aydıncık ilçesine uğramış, şehit polis, ailesinin isteği üzerine burada toprağa verilmiş, diğer üç cenaze defnedilmek için Kaladıran Beldesine getirilmişti. Eşlerin ayrı yerlerde toprağa verilmekte olması da ayrı bir acıydı. Kaledıran şehitlerini karşılamak ve acıları paylaşmak için, yöre insanı seferber olmuş, dağ taş araç dolmuştu. Her ne kadar “ acılar paylaşılınca azalır” denmiş olsa da, 40 yıldan beri, sayısız şehit cenazesine ve sayısız doğal ölüm cenazesine katılmış ve nice yıkılmış insan vücutlarına tanık olmuş bir kişi olarak, acıların paylaşılamayacağı görüşündeyim. Gördüğümüz manzara, yüreklerin dayanabileceği ve akılların cevap bulabileceği bir manzara değildi. Bu kadar acı ve soğuk gerçek, akılla anlaşılacak ve katlanılacak bir olgu olamazdı. Evin reisi, Erciş insanının güvenliği, eşi ise, sağlığı için oradaydı. Ortam çok ağır ve yorucuydu. Yolu daha fazla kapatmamak için, görevli güvenlik görevlilerinin işaretini de dikkate alarak kalabalıktan çıkıp yola devam ettik. Gözlerimizdeki yaş ve olayın hazin yönleri konuşmamıza izin vermedi. Bir kaç gün önce, Ermenek çevresinden, genç bir eğitimcinin de aynı depremde can verdiğini, göz yaşları ile toprağa verildiğini hatırladım. Bu depremin ateş düşürdüğü yürekler tüm Milletimizin yüreğiydi. Fakat, parçaladığı, tahrip ettiği ve yıktığı yürekler, elbette, ateşin düştüğü evlerdeki yüreklerdi. Bu evler için, şehit aileleri için sıkça söylenen “artık, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak “ denebilirdi. Deprem şehitlerimizin hepsine Allah’dan sonsuz rahmetler, acılı ve çaresiz ailelerine sabırlar, katlanma gücü, başsağlığı ve metanet diliyoruz… Av. Naci SÖZEN , 28.10.2011 / Alanya Bu haber 1661 defa okunmuştur.
|
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA |
||||||||
© 1999 - 2023 haber sitemize girilen ve yüklenen yazı, bilgi belge, içerik ve fotoğrafları Kazancı haber her türlü basım yayın kitap broşür vb işlerde kullanabilir sahipleri bu konuda muvakatname vermiş sayılır. ayrıca sitede yayınlanan her türlü veri kazancı haberden izin almadan kullanılamaz. Haber, Köşe Yazıları ve yorumların sorumluluğu sahiplerine ait olup, sitemiz bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |