Bu güzel şiirin yazarı Hayrettin Demirtaş kardeşimizi gönülden kutluyorum ve çok yönlü başarılarının devamını diliyorum. ,
Hayrettin kardeşimiz, Cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren ülkemizde ve beldemizde başlatılan ve azimle sürdürülen “okuyup adam olma, aydınlanma, çağdaşlaşma” çabalarımızın 3. Kuşak zaman bölümünde (1990-2020 dönemi) yetişmiş, başarılı ve çalışkan gençlerimizin öncülerinden biridir. Kendisiyle gurur duyuyoruz.
Şiir türünün bir tarifi, “yaşantımızda yer alan her şey başta olmak üzere, gördüklerimiz, yaşadıklarımız, özlemlerimiz, umutlarımız, sevgilerimiz ve hedeflerimiz konularındaki duygu ve düşüncelerimizin kısa cümlelerle, manzum olarak ifade edilmesidir” şeklindedir. Çok sayıda tarif eklenebilir.
Şiir yazmanın doğuştan var olan bir yetenek olduğu kabul görmüş olmasına rağmen, zaman içinde, çalışarak, eğitim alarak geliştirilebileceği de yazılmıştır.
Yazar, şair, ozan, manici, ağıtçı, türkücü destancı olmak ve bu sıfatı kullanabilmek kolay bir durum değildir. Yunus Emre bile “Taptuk Emre Derhahı” nda uzun yıllar odunculuk ve çıraklık (36 yıl diye yazanlar var) yaparak olgunlaştığına, aşk ODU (ateşi) ile piştiğine karar verildikten sonra yollara düşebilmiştir.
Ben kendim, yazmaya Ermenek Ortaokulunda, duvar gazetesi çıkardığımız günlerde (1963-1966) başladım, Karaman Lisesinde hikaye yarışmalarına katıldım, 34 yıl kamu görevi sırasında yazdım, konferans verdim, askeri dergilerde yayımlanan yazılarımdan doları taktir, taltif belgeleri aldım, sonrası 23 yıl içinde hala yazıyorum, yazmaya çalışıyorum, fakat “Yazar-Şair“ unvanlarını kullanamıyorum. Benim için yazı yazanlar bu unvanları eklediklerinde utanıyorum.
Kazancı kültürünün yaşatılması, zenginleştirilmesi, gelecek kuşaklara aktarılması yönünde faaliyet gösteren, eser veren, toplantı ve festival düzenleyen, bu faaliyetlere, Körkuyu Festivali icrasına destek olup katkı sunan, herkesi kutluyorum.
Dil, kültür, sanat bir milletin can damarlarından olan varlıklarıdır. Binlerce yıllık geçmişi, yani tarihi bir derinliği olan dünyadaki Türk Varlığının (2 bin, 4 bin, hatta 8 binyıllık yazılı geçmişimiz olduğu yazılıp söyleniyor) kültürünü ve geleneklerini, göreneklerini, sanatını, türkülerini, oyunlarını (toylarını) yaşatalım, unutmayalım ve unutturmayalım. Sağlık ve mutluluklar diliyorum.
Naci Sözen