İbrahim ŞAHİN (0) 07 Temmuz 2013, 23:15 Yöneticiye Bildir +1  -1

Kişi düşmanlık üzerine söz söylerken; '' Ben kimseye iyilik etmedim ki düşmanım olsun.'' der. Sami Tunca'yı anma adına yapılan etkinliklerde Sami Tunca'nın yalnız bırakılması bu sözü doğrular niteliktedir. Sami Tunca bireysel olarak sayısız kişiye, iş ekmek kapısı olmuştur. Belde olarak bir kültür değeri olmuştur. Dayanışmanın, örgütlenmenin, çağdaşlaşmanın, medeniyetin..... Saymaya devam edersek satırlara sığmaz. Sadece nerdeyse Ermenek'ten yüz yıl sonra kavuştuğumuz elektirikte verdiği mücadele, ortaokulun temelinin atılmasında verdiği mücadele unutulmamayı hakkeder ve artar. Kültürel alanda yapılan etkinlikler geleceğe ekilen tohumlardır. Geşmişteki kişilere artısı yok denebilir. Hocamızın dediği gibi '' Onlar konulmuş gitmiştir mezara.

Sami Tunca'ya Sarıveliler Belediyesi'nin sahip çıkması, Kazancı'nın sahip çıkmaması büyük bir hatadır. Kültürel değerleri bizi temsil eden kurum ve kuruluşlar sahiplenir ve yaşatmaya ön ayak olur. Sami Tunca'ya Tunca ailesinin sahip çıkması Sami Tunca'yı küçültür. Sarıveliler'deki etkinliğin benzerini önce beldemizde yapmak, Sarıvelilerin kabul ettiği gibi diğer beldelere, Karamana kabul ettirmenin mücadelesini vermek geleceğimiz için kaçınılmaz bir görevdir.

Başta Kazancı Belediyesi ve sivil toplum örgütleri düştükleri bu hataya bir daha düşmemeli, hatalarını en kısa sürede telafi etmelidir.

Bizlerin gönlünden geçen buradan övünerek, kurum ve kuruluşları överek yazı yazabilmektir. Buradan üzülerek yazmak duyguların en kötüsüdür.

'' istanbul'da diş tedavisi için gitttiğim bir doktor, Anamurlu sayılrım demem karşısında ilk sorduğu Abdul Kadir Bulut oldu. Öğrencis sayılırım sözüme karşılık '' Abdul Kadir Bulut'un öğrencisinin tedavisini yapmak boynumun borcudur.'' dedi. Aynısı bir Antalya'da bir Konya'da bir İstanbul'da Sami Tunca için de söyleniyordur biz bilmesek de farkında olmasak da.''
Av. Naci SÖZEN (+1) 01 Temmuz 2013, 18:58 Yöneticiye Bildir +1  -1
Karacaoğlan ve Yayla Şenlikleri,
Sarıveliler Belediyesi tarafından düzenlenen ve Karacaoğlan dan başlayarak, yöremiz şairleirini de kapsayan bu kültür olayında, Kazancılı Şair (Eğitiğimci-İdareci-Yönetici-Dernekci ve çok yönlü bir kültür adamı) Sami TUNCA'nın da yer alması, hayat hikayesi ve şiirlerinden örnekler sunulması, Kazancı ve Kazancılılar için bir övünç ve gurur kaynağı olarak kabul edilmelidir. Bu şenlikleri düzenleyenlerden ve haberden öğrendiğimize göre törenlere Kazancı'dan (Belediye yetkilileri, ailesinden, akrabalarından, arkadaşlarından ve öğrencilerinden) hiç bir kimsenin katılmamış olması hepimizin ortak ayıbı olmuştur. Değerlerine sahip çıkamayan toplumlar yeni değerler ortaya çıkaramazlar. Hocamızın birinci ölüm yıldönümünde düzenlenen şiir yarışması törenlerine katılmayanların cevapları da bizleri çok şaşırtmıştı.
Şenliklere davet telefonu aldığımızda çok duygulandık ve bizden istenen hayat hikayesi yazısını tüm ilgililere gönderdik. Kasabamızdan bir heyetin de mutlaka katılması gerektiğini ifade ettik. Şenlik Komitesinden katılım olmadığını öğrenince özür diledik. Fakat, görevliler sonucun böyle olacağını tahmin ettiklerini, Hocamızın 30 yıla yakın zaman içinde (İstanbul günlerinde) Ermenekliler ve tüm hemşerileri için yaptığı çalışmalar ve yöre iinsanının eğitim ve kültürüne katkılarının bu şenliklerde anılmasını zorunlu kıldığını, bu yapılanların görev olduğunu söylediler.. Anladım ki, bizleri, bizlerden daha iyi tanıyorlar.. Unutulmuşluk ve yalnızlık bir kader değilmiş.. Hiç kimse, " sahipsiz kazancı, unutulmuş Kazancılılar, hizmet listesinde olmayan Kazancı" gibi mazeretlerin arkasına saklanmayalım. Değerleri ve değersizlikleri belirleyen ve yaşatan insandır.. Her şeyin ölçüsü ve anlam yükleyicisi de insandır.